Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
Sektörün her zaman yakın takipçisiyiz

Gıda ve ambalaj makinaları sektörünün, hassasiyetle üzerinde durdukları sektörlerin başında geldiğini belirten Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürü Süfyan Emiroğlu, “Makina sektörü olmadan sanayileşmeden bahsetmek söz konusu değil. Günümüzde gıda ürünlerinin üretiminde, gıda makine ve ekipmanları tarafından gerçekleştirildiği gerçeği bizlere, sektörün dikkatli bir biçimde takibinin ne kadar gerekli olduğunu her zaman hatırlatıyor” dedi.

 




sufyan_emiroglu.jpg

Türk gıda işleme makineleri ve ekipmanı sanayisi, gıda işleme sanayisi için gerekli her tür makine ve ekipman ile yedek parçaları üretir konumda  olduğunun altını çizen Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürü Süfyan Emiroğlu, “Gıda işleme makineleri ve ekipmanı üretici firmalar daha karmaşık makinelere olan talebini karşılamak için ortak yatırımlara ve AR-GE faaliyetlerine odaklanmalı. Diğer taraftan, Türkiye’de son yıllarda ambalaj sanayi de hızlı bir büyüme eğilimi gösteriyor. Kalitesiyle kendini ispat etmiş Türk Makine Sektörünün ise bu alt gruplarda da ileri düzeyde emniyetli ve güvenli ürünler sunması, AB Teknik Mevzuatı kapsamında uyumlaştırılmış olan direktiflere olan uygunluk ile de kendini gösteriyor” diye konuştu.

 

Türkiye’deki gıda ve ambalaj makinelerinin üretimi, ihracatı ve ithalatına ilişkin güncel rakamları bizimle paylaşır mısınız?

Gıda makinaları sektörü, Bakanlığımızın büyük bir hassasiyetle takip ettiği makine sektörünün en önemli alt gruplarından biri. Günümüzde gıda ürünlerinin üretiminde, tarımdan sonraki en önemli süreçlerin makine ve ekipmanları tarafından gerçekleştirildiği gerçeği bizlere bu sektörün dikkatli bir biçimde takibinin gerekliliğini hatırlatıyor. Bu çerçevede, TÜİK tarafından temin edilen verilerin incelenmesi neticesinde gıda makinaları sektöründeki ticaretin 1 milyar ABD Dolarını aştığı görülüyor. Ayrıca sektörün ihracatında 2010 yılından sonra ciddi bir artış gerçekleştiği de ortada. Bu artışın 2012 yılı sonu itibariyle daha da yükselmesi bekleniyor.

 

Gıda Makinaları Dış Ticareti

 

9.jpg

Kaynak: TÜİK

* 2011 ve 2012 yılı verileri geçici olup, 2012 yılı verileri Ocak-Haziran dönemi verilerini içermektedir.

 

Diğer taraftan gıda makinaları sektörünün toplam makine sektörü içerisindeki dış ticaretinde de benzer bir trend gözleniyor. Yüzde 3 ila 4 arasında değişen bir paya sahip olan sektörün bu oranı arttırmasının gerekliliği ise başta Bakanlığımız olmak üzere tüm kamuoyu tarafından biliniyor.

 

Gıda Makinaları Dış Ticaretinin Payı

 

Gıda Makinaları

İhracatı

Toplam Makine

İhracat

Pay

 

 

Gıda Makinaları

İthalatı

Toplam Makine

İthalatı

Pay

2008

389.650.081

10.258.590.486

3,8

 

2008

749.452.256

22.539.347.921

3,3

2009

371.313.396

8.132.786.712

4,6

 

2009

586.185.538

17.131.961.889

3,4

2010

379.913.958

9.413.410.924

4,0

 

2010

678.381.831

21.266.829.661

3,2

2011

461.918.019

11.560.990.083

4,0

 

2011

918.885.312

27.110.683.481

3,4

2012*

228.658.533

5.951.275.789

3,8

 

2012*

412.322.690

12.695.061.392

3,2

Kaynak: TÜİK

* 2011 ve 2012 yılı verileri geçici olup, 2012 yılı verileri Ocak-Haziran dönemi verilerini içermektedir.

Gıdanın üretiminde kullanılan tarımsal ürünler ve makinalar kadar, bu ürünlerin pazarlanması noktasında gerçekleştirilen ambalajlama işlemleri de büyük önem arz eden süreçlerden. Ülkemizde 2011 yılı itibariyle ambalajlama makinaları ticareti 1,5 milyar ABD dolarına ulaştı. 

 

Ambalaj Makinaları Dış Ticareti

 

10.jpg

Kaynak: TÜİK

* 2011 ve 2012 yılı verileri geçici olup, 2012 yılı verileri Ocak-Haziran dönemi verilerini içermektedir.

 

Ambalaj makinalarının toplam makine ihracatı içindeki payı ise 2008 yılından sonra artmış ve ardından paralel bir seyir izleyerek %3,5 düzeylerinde seyrediyor.

 

Ambalaj Makinaları Dış Ticaretinin Payı

 

Ambalaj Makinaları

İhracatı

Toplam Makine

İhracat

Pay

 

 

Ambalaj Makinaları

İthalatı

Toplam Makine

İthalatı

Pay

2008

254.035.193

10.258.590.486

2,5

 

2008

929.068.585

22.539.347.921

4,1

2009

290.728.996

8.132.786.712

3,6

 

2009

790.724.381

17.131.961.889

4,6

2010

332.177.191

9.413.410.924

3,5

 

2010

851.642.358

21.266.829.661

4,0

2011

421.283.232

11.560.990.083

3,6

 

2011

1.044.107.809

27.110.683.481

3,9

2012*

196.824.682

5.951.275.789

3,3

 

2012*

487.723.331

12.695.061.392

3,8

Kaynak: TÜİK

* 2011 ve 2012 yılı verileri geçici olup, 2012 yılı verileri Ocak-Haziran dönemi verilerini içermektedir.

 

ÜRETİCİ FİRMALAR AR-GE FAALİYETLERİNE ODAKLANMALI

Ülkemizde gıda ve ambalaj makineleri sanayinin içinde bulunduğu durumu ve kullanılan teknolojiyi değerlendirmenizi istesek, neler söyleyeceksiniz?

Türk gıda işleme makineleri ve ekipmanı sanayisi, gıda işleme sanayisi için gerekli her tür makine ve ekipman ile yedek parçaları üretir konumda. Gıda işleme makineleri ve ekipmanı üretici firmalarının çoğu İstanbul, Konya, Ankara, Gaziantep ve İzmir’de yerleşik bulunuyor. Firmalar, elle kullanılabilen temel modellerin yanı sıra yüksek teknolojili, otomatik makineler ve ekipman da üretebiliyor. Gıda maddelerine artan talep nedeniyle gıda üreticisi firmalar üretim hatlarına yeni teknoloji ürünü daha verimli makineler ekleyerek üretimlerini artırıyor. Gıda işleme makineleri ve ekipmanı üretici firmalar daha karmaşık makinelere olan bu talebi karşılamak için ortak yatırımlara ve AR-GE faaliyetlerine odaklanmalı. Diğer taraftan, Türkiye’de son yıllarda ambalaj sanayi de hızlı bir büyüme eğilimi gösteriyor. Ambalaj sanayinin hızlı gelişimi ve tüketim alışkanlıklarındaki değişimle birlikte bu ilerleme ambalaj makineleri sektörüne de yansıyor. Kalitesiyle kendini ispat etmiş Türk Makine Sektörünün ise bu alt gruplarda da ileri düzeyde emniyetli ve güvenli ürünler sunması, AB Teknik Mevzuatı kapsamında uyumlaştırılmış olan direktiflere olan uygunluk ile de kendini gösteriyor. Ayrıca, Bakanlığımız kapsamında yürütülmekte olan Piyasa Gözetimi ve Denetimi sonuçlarının incelenmesi ile aykırı bulunmuş olan gıda makinelerinin sayısının oldukça düşük bir seviyede bulunması bunun en önemli kanıtı.

 

Orta Anadolu Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği verilerinde yer alan ihracatın ithalatı karşılama oranını değerlendirir misiniz?

Gıda makinalarında ihracatın ithalatı karşılama oranı en yüksek değerine 2009 yılında sahip oldu.  2008 yılından bu yana yaklaşık yüzde 50 seviyelerinde devam eden oranın, sektörün önümüzdeki yıllarda büyük bir ivme kazanması ile daha da yüksek bir ihracat kapasitesine sahip olacağına inanıyoruz.

 

Gıda Makinalarında İhracatın İthalatı Karşılama Düzeyi

 

11.jpg

Kaynak: TÜİK

* 2011 ve 2012 yılı verileri geçici olup, 2012 yılı verileri Ocak-Haziran dönemi verilerini içermektedir.

 

Ambalajlama makinalarında ise gıda makinalarına nazaran, ihracatın ithalatı karşılama oranı daha düşük seyretse dahi 2008 yılında yüzde 27,3 olan bu değerin istikrarlı bir şekilde yükselerek günümüzde yüzde 40’lara varmış olması ülkemiz açısından memnuniyet verici bir gelişme.

 

Ambalaj Makinalarında İhracatın İthalatı Karşılama Düzeyi

 

12.jpg

Kaynak: TÜİK

* 2011 ve 2012 yılı verileri geçici olup, 2012 yılı verileri Ocak-Haziran dönemi verilerini içermektedir.

 

Gıda ve ambalaj makineleri imalatçı ve ihracatçılarına destek amaçlı gerçekleştirdiğiniz çalışmalar neler?

Dünya ticaret hacminden aldığı payı arttırmayı hedefleyen ülkemizin, rekabet üstünlüğünün ve insanımızın yaşam kalitesinin yükseltilmesi, sürdürülebilir kalkınma, bilgiyi üretebilme, ekonomik ve toplumsal faydaya dönüştürebilme yeteneğinin geliştirilmesi büyük önem arz ediyor.  Ekonomik ve siyasi anlamda sürekli bir değişim ve yeniden yapılanma süreci içinde olan dünyada, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde makina sektörünün özel bir konumu var. Makina sektörü olmadan sanayileşmeden bahsetmek söz konusu değil. Bir ülkenin dengeli ve istikrarlı sanayi ve ekonomiye sahip olabilmesi, güçlü bir makina sanayinin varlığı ile mümkün olur. Ekonomik kalkınma açısından çok önemli olan makine sektörünün üretim ve istihdam büyüklükleri, pek çok ulusal ve uluslararası finans kuruluşuna göre sanayileşmenin temel göstergeleri arasında yer alıyor. Türk Makina Sektörü, hâlihazırda yaşanan küreselleşme sürecinde üretim, pazarlama, ihracat, ticaret alanlarında dünya ile entegrasyonunu büyük ölçüde tamamlamış bir sektör ve bu alanlardaki yeterliliğini gelişmiş ve gelişmekte olan pazarların tamamına yakınına yaptığı ihracat ile kanıtlamış, durumda. Sektör gayri safi yurtiçi hâsıla, imalat sanayi üretimindeki payı, ihracat, istihdam, rekabet edebilirlik, yatırımlar, dışa açıklılık ve makroekonomik büyüklükler açısından ülkemizdeki en önemli sektörlerden biri.

 

Makina sanayi ülkemizin gelişiminin temel taşı olacak

Makina imalat sanayi bütün dünyada olduğu gibi ülkemizin sanayileşmesinin itici gücü ve gelecekte de ülkemizin gelişiminin temel taşı olacak. Türk makina sanayi 1990 yılından bu yana yaklaşık yüzde 20 oranında yıllık büyüme oranı gösterdi.  Birçok ülkede olduğu gibi, Türkiye’de de makina imalatçılarının büyük çoğunluğu KOBİ niteliğinde olup, bu yapı değişen ekonomik koşullara ve teknolojik gelişmelere karşı daha esnek ve hızlı cevap verme imkânı sağlıyor. Sektörde faaliyet gösteren KOBİ’lerin sahip olduğu ucuz işgücü avantajı ve gelişmiş mühendislik becerileri, makina imalatçılarının uluslararası pazarlarda rekabet şansını arttıran unsurlar. Türk Makina İmalat Sanayinde, her türlü parça ve aksamın yüksek kalitede ve rekabet edebilir fiyatlarda üretimi yapılıyor. Üretim sürecinde yerli girdi oranı yüzde 80–85 civarında.

 

Ekonomik gelişmelerin makine sektörüne olumlu yansıması, sektörün örgütlenme düzeyi yüksekliği, OSB gibi tesisleşmelerin yurt çapında yaygınlaşması, firmalarımızın gün geçtikçe daha fazla uluslararası fuarlara katılarak küresel pazarlara girme isteği sektörün geleceği açısından umut verici. Ayrıca makine üreten makinalar olarak da ifade edilen takım tezgâhlarında üretim değerlerinin göreceli olarak yükselmesi ve bu alanda uluslararası uzmanlaşmanın sağlanması da sektörün geleceğe umutla bakmasını sağlıyor. Diğer taraftan, tüm gerçekler göz önünde bulundurularak, Bakanlığımız tarafından, yaklaşık 22 alt grubu bulunan Makine Sektörünün tamamını kapsayacak biçimde hiçbir alt grup arasında ayırım yapılmaksızın, “Türkiye Makine Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı” hazırlandı ve 2011 yılının Mayıs ayında kamuoyu ile paylaşıldı. Bu belge, Bakanlığımızın Makine Sektörü’ne ne denli önem verdiğini gösteren yegâne kanıt. Belge kapsamındaki eylemlerin görüşüldüğü platformda, eylemlere yönelik gelişmelerin görüşülmesinin yanı sıra, doğrudan kamu ile sanayici arasında emsalsiz bir iletişim mekanizması kuruldu. Bu sayede, hem sanayicilerimiz kurumlarımızın sorumluluklarını, görevlerini ve imkânlarını öğrenmekte, hem ilgili kamu yetkilileri ile tanışarak diyalog mekanizmalarını geliştirmekte, hem de  kamu yetkilileri sektörün yaşadığı sıkıntıları doğrudan dinleme imkânına kavuşmakta. Bakanlığımız koordinasyonunda kurulmuş olan bu platform ile makine sektörüne yönelik eşsiz bir kamu-sanayici etkileşiminin oluşturulduğunu söyleyebiliriz.

 

Maktek’den koordineli çözümler

Belgeye dair ele alınması gereken önemli diğer bir konu ise Eylem Planı.  Eylemlerin her biri sanayicilerimiz ile kamu kurum ve kuruluşları arasında defalarca görüşülerek nihai halini aldı.  Yapılan pek çok değerlendirme neticesinde eylem planında yer verilmesine karar verilmiş olan bu tedbirlerin günümüz koşullarına göre güncellenerek etkinliğinin arttırılmasına dair yetki ise kamu ile sanayicilerimizin ortak katılımı ile oluşturduğu platform olan Yönlendirme Kurulu’na verildi. Gerekli görüldüğü hallerde sunulan teklifler ile bu tedbirlerin içeriği değişen şartlara göre adapte ediliyor ya da tamamen değiştiriliyor. Bakanlığımızın makine sektörüne verdiği öneme paralel olarak Bakanlığımız bünyesinde çeşitli organlar ve mekanizmalar kurulmuş olup, bunlar vasıtasıyla makine sektörünün yakından takibinin sağlanması amaçlanıyor.  Bu çalışmaların başında “Türkiye Makine Sektörü Strateji Belgesi” faaliyetleri geliyor. Belge kapsamında, ilgili kamu kurum ve kuruluşları da dahil olmak üzere tüm paydaşlardan sağlanan katılımlar ile düzenlenmekte olan Yönlendirme Kurulu ve Hedef Çalışma Grubu toplantıları sayesinde makine sektöründe yaşanan ve yaşanması öngörülen sıkıntılara yönelik etkin mekanizmaların ve diyalogların kurulması sağlanıyor. Bu platformdaki faaliyetlerin yanı sıra Bakanlığımızca koordine edilen diğer bir unsur da ülkemizdeki Makina İmalat Sanayi kalite altyapısının kısa zamanda güçlendirilmesi ve makine imalatçıların sıkıntılarının giderilmesi maksadıyla, kamu kurum ve kuruluşları ile makine sektöründe faaliyet gösteren Sivil Toplum Kuruluşlarının da katılımıyla 2003 yılında kurulmuş olan Makine Teknik Komitesi, diğer adıyla MAKTEK.  Komite bünyesinde yılda en az iki defa geniş katılımlı toplantılar düzenleniyor ve bu toplantılar ile 2006/42/AT sayılı Makine Emniyeti Yönetmeliğine dair görüşler paylaşılıyor.

 

Bakanlığımızın makine sektörüne yönelik yürütmekte olduğu diğer bir faaliyet ise Piyasa Gözetimi ve Denetimi (PGD) çalışmaları. PGD, kamu otoritesi tarafından ürünlere ilişkin konulmuş olan teknik kurallara uyulup uyulmadığının yine bir kamu otoritesi tarafından denetlenmesi faaliyeti. Bu anlamda PGD faaliyetlerinin genel amacı, tüketicilerin tehlikeli ürünlerden korunması ve ticari işletmelerin piyasaya mevzuata uygun ve güvenli ürünlerin arz edilmesi ile ilgili yasal yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlamak. PGD faaliyetlerinin etkinliğinin arttırılması amacıyla, 635 sayılı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile “Sanayi Ürünleri Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürlüğü” kurulmuş ve söz konusu faaliyetler bu birim vasıtasıyla yürütülmeye başlandı.

 

Birçok yetkili kuruluşa öncülük yaptık

Ulusal çapta piyasa gözetimi ve denetimi konusunda en büyük sorumluluğu üstlenmiş olan Bakanlığımız, bugüne kadar yürüttüğü piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetleriyle ülkemizdeki diğer yetkili kuruluşlara da öncü oldu. Gerçekleştirilen denetimler sonucunda alınan toplatma kararları, ülkemiz için bir ilk olmuş ve sektörel disiplin yönünden önemli etki yarattı.  Bakanlığımız edinmiş olduğu bilgi birikimi ve tecrübeler ışığında, denetim sisteminin daha da geliştirilmesi ve etkinleştirilmesi için çalışmalarına devam ediyoruz.  2011 yılında makine sektörüne yönelik olarak gerçekleştirilen denetim sayısı 2 bin 83 olmuştur. Bu denetimlerin  bin 335’si Uygun, 748 adet denetim ise Aykırı bulunmuştur. Toplam kesilen ceza miktarı ise 789.018 TL. Bakanlığımız kapsamında anılan PGD faaliyetlerine yönelik çalışmaları yürütmekte olan “Sanayi Ürünleri ve Güvenliği Genel Müdürlüğü” tarafından gerçekleştirilen denetimler ve bu çerçevede yaşanan gelişmeler ise Genel Müdürlük web sayfası olan http://sug.sanayi.gov.tr/ adresinden takip edilebiliyor.

 

Tablo 5- Makine Sektörü PGD Tablosu (2011)

 

ALT ÜRÜN ADI

AYKIRI

UYGUN

TOPLAM

TOPLAM

CEZA (TL)

YÜRÜYEN MERDİVEN VE YÜRÜYEN PLATFORMLAR

3

11

14

6.163

DİĞER MAKİNELER

34

16

50

 

TAKIM TEZGÂHLARI

55

56

111

27.996

MATBAA VE KIRTASİYE MAKİNELERİ

2

3

5

 

TEKSTİL MAKİNELERİ

22

76

98

616.300

AĞAÇ İŞLEME MAKİNELERİ

22

134

156

18.489

GIDA İŞLEME MAKİNELERİ

35

126

161

6.289

SANAYİ MAKİNELERİ

249

453

702

87.162

İŞ VE İNŞAAT MAKİNELERİ

144

179

323

18.489

TARIM MAKİNELERİ

182

281

463

8.130

TOPLAM

748

1.335

2.083

789.018

Kaynak : Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı PGDS Veri Tabanı

 

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak sanayiciye hangi destek ve teşvikleri sağlıyorsunuz?

2012 yılı itibariyle sadece Bakanlığımıza Ar-Ge destekleri için ayrılan toplam bütçe 166.8 Milyon TL'ye ulaştı. Bu kapsamda, Bakanlığımız Bilim ve Teknoloji Genel Müdürlüğü çatısı altında dört farklı destek bulunuyor. Bunlar; Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Destekleri, San-Tez Proje Destekleri, Teknogirişim Sermayesi Destekleri ve Ar-Ge Ürünleri "Yatırım, Patent, Pazarlama " Destek Programlarından oluşuyor. Ayrıca Bakanlığımız ilgili kuruluşları olan TÜBİTAK ve KOSGEB tarafından da çeşitli destekleme mekanizmaları bulunuyor.

 

2. el makinalar yakın takibimizde

Gıda sanayinde ikinci el makine kullanımı yüksek oranda olduğu belirtiliyor. Mevcut durumun Türk sanayicisi açısından yaratacağı başlıca olumsuzluklar neler?

Ülkemizde eski, kullanılmış, yenileştirilmiş, kusurlu ve zamanla dayanıklılığını yitirmiş malların ithali, İthalat Rejimi Kararı’nın 7 nci maddesi çerçevesinde izne tabi tutulmuştur. Bu madde kapsamında, verilecek izne ilişkin usul ve esaslar ise her yılEkonomi Bakanlığı tarafından güncellenerek yayımlanmakta olan “Kullanılmış veya Yenileştirilmiş Olarak İthal Edilebilecek Bazı Maddelere İlişkin 2012/ 9 sayılı İthalat Tebliği” ile düzenleniyor.  Diğer taraftan yerli üreticilerimizin korunması adına bu husus Bakanlığımız tarafından da tedbir haline getirilmiş ve Makine Sektörü Strateji Belgesi Eylem Planın’da yer almıştır. Bahsi geçen eylemde “Eylem 1.4. Yerli üretimi bulunan makinaların 2. el ithalat sınırlandırma uygulaması AB tam üyeliğine kadar devam ettirilecektir” görüşüne yer veriliyor.  Bu vesile ile, hem Bakanlığımız hem de Ekonomi Bakanlığı olarak konu yakından takip edilerek sanayicilerimizin bu tür şikayetler kapsamında sorun yaşamasının önüne geçilmesi amaçlanıyor.

Sanayicilerimize Bakanlığımız Sanayi Genel Müdürlüğü’ne müracaat etmeleri durumunda her türlü bilgilendirme faaliyetini sağlıyoruz. Ayrıca, hem gıda hem de ambalaj makinaları üreticilerimizi Bakanlığımızın yanısıra  TÜBİTAK ve KOSGEB’in sunduğu desteklerden daha etkin bir biçimde faydalanmaya davet ediyoruz. Ne koşulda olursa olsun sanayicilerimizin yanında olduğumuzu her fırsatta hatırlatmak isteriz.