Banner Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
Süt sektörünün ihracattaki öncelikli hedefi Rusya ve Ortadoğu

Türkiye’de süt ve süt ürünleri sanayinde üretim miktarlarının devamlı artış gösterdiğine dikkat çeken Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Derneği (ASÜD) Yönetim Kurulu Başkanı Harun Çallı, coğrafi yakınlıkları ve büyük miktarda süt ve süt ürünü ithalatçısı oldukları için Rusya ve Ortadoğu ülkelerinin ihracatta hedef pazarlar konumunda olduklarını söyledi. Çallı uzak olmasına rağmen Çin’de de büyük bir potansiyel bulunduğunu kaydetti. 





harun_calli.jpg

Dünyanın 14. büyük süt üretici olan Türkiye’nin yüksek kalitede ve güçlü sanayi yapısıyla yerinin ilk 10 olması gerektiğini söylüyorsunuz. Bunun gerçekleşmesi için nelerin yapılması gerekiyor?

Bir sanayi kolunun dünyada söz sahibi olabilmesi için öncelikle yapısının çok güçlü olması gerekir. İkincisi ülkemizde dünya ile rekabet edebilecek fiyatta, kalitede ve miktarda ham madde üretilmesi gerekir. Türkiye’de süt ve süt ürünleri sanayi belli bir güce ulaşmıştır ve AB denetmenlerinin de ifadesiyle ‘çok yüksek kalitede’dir. Ancak ülkemizde sanayinin işleyebildiği süt oranı yüzde 50’yi geçememiştir. Bu oranın artması sanayimizin gücünü dolayısıyla rekabet gücünü de artıracaktır.

Çiğ süt fiyatları ise sürekli dünya fiyatlarının üzerinde seyretmektedir. Bunda özellikle yem ve enerjide dışarıya bağımlılığımızın önemli bir payı vardır. Bir taraftan bu sorunların çözülmesi için uzun vadeli projeler geliştirilirken, bir yandan da ihracat teşvikleri süt tozu dışındaki ürünlere de uygulanmalıdır. Çünkü üretim miktarımız gün geçtikçe artmaktadır. İhracatta diğer önemli bir nokta ise hedef ülkeler seçilerek çalışmalar yapılmasıdır. Bu bakımdan Rusya ve Arap ülkeleri öncelikli hedeflerimiz. Her iki coğrafya da hem ülkemize yakın hem de bu ülkeler büyük miktarda süt ve süt ürünü ithalatçısı. Uzak olmasına rağmen, büyük miktardaki ihtiyaç kapasitesi ile Çin bir başka hedef ülke. Bu ülkelere olan ihracatımızın artırılması veya başlatılabilmesi için ilgili bakanlıklarla birlikte çalışıyoruz.

 

Avrupa Gıda ve Veterinerlik Ofisi’nin (FVO) kısa bir süre önce gerçekleştirdiği denetimlerin ardından AB’ye ihracatın yeniden başlayabileceğini açıklamıştınız. Son durum nedir?

FVO Denetleme Raporu’nu bekliyoruz. Sistem şu şekilde çalışıyor: Denetleme sırasında eksik gördükleri hususlar varsa rapora yazacaklar ve bunların düzeltilmesi için bir eylem planı ve süre bildirmemizi isteyecekler. Süre sonunda yeni bir denetim yapacaklar. Önceki raporlarda da olduğu gibi sanayi tesislerimizle ilgili bir eleştiri geleceğini sanmıyoruz, intibalarımız bu şekilde. Bakanlık ayağında asıl eleştiri, mevzuatlarımızın AB’ye uyumsuzluğu şeklindeydi. 2010 yılında 5996 sayılı Kanun ve 2011 yılı sonu itibarıyla ikincil mevzuatlar da tamamlandığı için bu konuda çok önemli ilerlemeler kaydedildi. Eksiklik varsa mevzuatların yeni olmasından kaynaklanabilir ama eksikliklerin giderilmesi fazla zaman almayacaktır. En önemli konu ise mevzuatın yeni olmasından dolayı henüz Bakanlığın taşra teşkilatının eğitiminin tamamlanamamış olmasıdır. Bu konuda eleştiri gelecektir diye düşünüyoruz. Ancak Bakanlık da mevzuat konusundaki eğitimlerini zaten hızla devam ettiriyor.

 

Kazakistan, Rusya ve Çin gibi ülkelerle ihracat konusunda yaşanan sorunları çözmek amacıyla Bakanlık ile birlikte yürüttüğünüz çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz?

Bildiğiniz gibi Rusya, Kazakistan ve Belarus kendi aralarında bir gümrük birliği oluşturdular. Dolayısıyla tek tek görüşmelere devam ederken, birliği de dikkate almamız gerekiyor. Rusya zaten zor bir ülke ancak bu zorlukları aşmak zorundayız. Bir milyar doların üzerinde süt ve süt ürünü ithal eden böyle bir ülkeyi göz ardı edemeyiz. İlgili bakanlıklarımızla son yaptığımız görüşmelerde, bu ülkelerin heyetlerinin ülkemize davet edilmesi kararı alınmıştı. Ülke ve firma bilgileri gönderildi. Biraz önce de söylediğim gibi Rusya bürokrasisinin yavaş işlemesinden de kaynaklanan bir süreç yaşıyoruz.

Çin konusundaki çalışmalar ise yaklaşık 2 senedir devam ediyor. Çin’deki sektör fuarlarına katılıp birebir görüşmeler gerçekleştiren üyelerimiz var. İhracat için ortamın uygun olduğunu ifade ediyorlar. Geçen yıl ASÜD Genel Merkezi’nde Çin’den gelen bir heyetle görüşmeler de yaptık. Ekonomi Bakanlığı ilgilileri, bu çalışmalar kapsamında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından hazırlanan ülke raporunun Çin Ticaret Ataşeliğimiz’e ulaştığı bilgisini verdiler. Biraz daha hızlı hareket edilmesi gerekiyor. Çünkü Yeni Zelanda başta olmak üzere rakiplerimiz çok güçlü ve doğrudan ihracatın dışında karşılıklı çiftlik yatırımlarını da devam ettiriyorlar.

 

Yapılan çalışmalarla Türkiye süt tozu ihtiyacını karşılayabildiği gibi ihraç da ediyor. Süt tozu nerelere ihraç ediliyor?

Konu gündeme geldiğinde özellikle bakanlıklarımızda, “Başarabilir miyiz acaba?” şeklinde bir tereddüt vardı. Süt tozu uygulaması, sektörün gücünü ve kapasitesini görme bakımından çok yararlı oldu. Sadece 9 bin ton civarında süt tozu ihraç etmekle kalmadık, iç ihtiyacın 20 bin ton civarında dışarıdan karşılanan kısmı da artık içeriden karşılanıyor. Gerçekten de çok önemli ve sektör adına gurur veren bir başarı yakalandı. 

 

Son zamanlarda sütün besin değeriyle ilgili medyaya farklı yorum ve tartışmalar yansımıştı. Dernek olarak bu konudaki yaklaşımınızı öğrenebilir miyiz?

Doğru olmasa da aykırı davranış ve söylemlere prim verilen bir dönemden geçiyoruz. Sayıları iki elin parmaklarını geçmese de üzücü olan, bu davranış ve söylemlerde bulunan kişilerin isimlerinin başında akademik unvanlar olmasıdır. Doğrudan insan beslenmesi ve sağlığıyla ilgili konuları magazin malzemesi yapıyorlar. Galiba bu kişiler, alanlarıyla ilgili bilimsel çalışmalar yapmak yerine delili-dayanağı olmayan dedikodularla gündeme gelmeye çalışıyorlar. Oysa bilim insanlarından beklenen, alanlarıyla ilgili bilimsel çalışmalar yapıp hem kendilerini hem çalıştıkları üniversite ve kurumları hem de ülkemizi dünyada referans gösterilir konuma yükseltmeleridir. Bu vesileyle, bu tür magazinsel davranışlara prim vermeyen ve karşı çıkan, gerek kişisel gerekse kurumsal olarak halkımıza bilimsel doğruları anlatan bilim insanlarımıza da teşekkür ediyorum.

 

Dondurma başta olmak üzere süt ürünleri pazarında yükselen yeni trendlerden bahseder misiniz?

Tüketicilere yeni ürünler yeni tatlar sunma çalışmaları devam ediyor. Sizin de belirttiğiniz gibi dondurma sektörü bu konuda bir hayli önde. Dondurmayı peynir takip ediyor. Tabii çalışmalar firma bazında yürütüldüğü için bu konuda önceden fazla bir bilgimiz olmuyor. Biz de bütün tüketiciler gibi ürün çıktıktan sonra haberdar oluyoruz.