Banner Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
AB’den Türkiye’deki süt işleme tesislerine açık çağrı

Avrupa Birliği, Türkiye’deki süt işleme tesislerinin üretim standartlarını AB seviyesine yükseltmelerine katkı amacıyla ayırdığı 130 milyon Euro’luk kaynaktan yararlanmak isteyecek süt işletmelerinin başvurularını bekliyor.




sut_ureticileri_abAvrupa Birliği’ne (AB) aday ülkelere yönelik ‘Katılım Öncesi Yardım’lardan biri olan “kırsal kalkınma”yla ilgili IPARD desteklerinin süt işleme sektöründe uygulandığını duyurmak amacıyla, 7 Şbat Petrşembe günü Ankara’da bir çalıştay düzenlendi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği (ASÜD) ve Avrupa Birliği Komisyonu işbirliğiyle gerçekleştirilen çalıştayda konuşan Türkiye’nin IPARD Programı Sorumlu Müdürü Iwona Listwan, bu destekten yararlanmak için şu ana kadar sektörden 56 proje başvurusu geldiğini, bunlar arasından - toplam bütçe büyüklüğü 12 milyon Euro olan - 16 projenin kabul edildiğini söyledi… Listwan, “130 milyon Euro’luk kaynağın geri kalan büyük kısmı hâlâ kullanılmamış halde bekliyor. Belirlenmiş zaman dilimi içerisinde kullanılmazsa da AB bütçesine iade edilecek. O nedenle bizler Brüksel’de Türkiye’deki süt işletmelerinden gelecek yeni projeleri bekliyor olacağız. Para orada duruyor, inanın gayretinize değecektir!” dedi.
Aday ülkelere yönelik kırsal kalkınma destek programlarının işleyişi hakkında bilgiler veren Iwona Listwan şunları kaydetti: “Bu kaynaktan yararlanmak için öncelikle bir proje oluşturmak gerekiyor. İşletmeler ihtiyaç duydukları biçimde projelerini oluşturup (Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın ilgili kuruluşu olan) Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu’na (TKDK) başvuruyorlar. Burada gerekli işlemler yapılıp proje tamamlandıktan sonra faturalar Brüksel’e gönderiliyor ve daha sonra Brüksel’den para aktarılıyor. Bu kapsamda şu ana kadar toplam tutarı 12 milyon Euro olan 16 proje onaylanmış durumda. Ve zaman ilerliyor. İşte bu yüzden 130 milyon Euro’luk kaynağın kalan bölümünden yararlanabilmek için bir an önce yeni projelere ihtiyaç var. Ancak bu programa giren şirketlerin uymaları gereken belli standartlar olacak. AB ile uyum sağlamak için birtakım stratejik hedefleri olması gerekiyor, acaba şirketler bunun önemli olduğunun farkında mı, ya da bunu yapmak istiyorlar mı? Bunu bilmeleri çok önemli. Onun ötesinde IPARD Programı evet bir hibe desteği veriyor, ama bu projenin tamamını değil, bir kısmını karşılayacak nitelikte oluyor. Peki geri kalan kısmı nasıl karşılanacak? Kredi ile mi? Acaba bu işletmelerin daha sonraki süreçte yeterli pazarlama olanakları, finansman kaynakları olacak mı? Peki tüketiciler gelecekte bu işletmelerin üreteceği yüksek kalitedeki ürünler için daha yüksek para ödemeye razı olacaklar mı? Bütün bu sorulara işletmelerin vereceği yanıtlar programın sağlıklı işlemesi bakımından büyük önem taşıyor.”
IPARD Programı Sorumlu Müdürü Iwona Listwan, Türkiye’deki süt işleme tesislerinin yatırım ihtiyacının yüksek olduğunu, IPARD kapsamında ayrılan 130 milyon Euro’luk bu kaynağın elbette tüm ihtiyaçları karşılayacak yeterlilikte olmadığını vurgulayarak, “Türkiye’de 5 tonluk süt işleme kapasitesine sahip yaklaşık 250 firma olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla sektörün tamamının değil belki ama, gözle görünür nitelikteki bu firmaların söz konusu kaynaktan büyük yarar sağlayacaklarını düşünüyorum” dedi.  

2 BİN 200 TESİSTEN SADECE 425’İ ONAY ALDI
Çalıştay’ın açılış oturumunda konuşan Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği (ASÜD) Yönetim Kurulu Üyesi Dilek Emil de, Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun ardından Aralık 2011’de Gıda İşletmelerinde Kayıt ve Onay İşlemlerine Dair Yönetmelik’in yürürlüğe girmesinin süt ve süt işleme tesisleri için bir dönüm noktası olduğunu, bu kapsamda verilen süre içerisinde onay belgesi alamayan işletmelerin modernizasyon planlarını Bakanlığa sunmalarının beklendiğini anımsatarak şunları söyledi: “Onay alma işlemleri 31 Aralık 2012 tarihinde sona erdi. Bakanlık kayıtlarına göre Türkiye’de süt işleyen tesis sayısı 2200 civarında, onay alan işletme sayısı ise sadece 425… Ancak modernizasyon planı sunanlar için 2013 sonuna kadar süre var. Süt işleme tesislerimizin bu yılın sonuna kadar onay alma işlemlerinin sorunsuz olarak halledilebilmesi için ASÜD olarak Bakanlık ile ortaklaşa çalışmalar yürütme konusunda gönüllü olduğumuzu bildirmek isterim.”

Türkiye’nin 2011 yılından bu yana AB ülkelerine süt ve süt ürünleri ihracatı yapamadığını anımsatan Dilek Emil, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (GTHB)’nın dernekle ortaklaşa yürüttüğü proje sonucunda “ihracat yapabilir” bulduğu altı tane süt işleme tesisini Avrupa Birliği’ne bildirdiğini kaydederek,  “Bunun ardından AB Gıda ve Veteriner Ofisi’nden gelen yetkililer de yaptıkları incelemelerde söz konusu tesislerimizi olumlu buldular. Beklentimiz yakın tarihte bu tesislerle ilgili ‘AB ülkelerine ihracat yapabilir’ kararı çıkarılarak AB Resmi Gazetesi’nde duyurulmasıdır. Bundan sonraki hedefimiz, tüm süt işleme tesislerimizin de bu seviyede onay alabilmesidir. Bu doğrultuda diğer tüm işleme tesislerimiz için de GTHB ile el ele ihracat projemize devam etmek istiyoruz.” diye konuştu.

AB FONLARINDAN DAHA ÇOK YARARLANACAĞIZ
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Kutbettin Arzu da, AB’nin ayırmış olduğu kırsal kalkınma desteklerinden şu ana kadar hayli düşük oranda yararlanıldığını; gerekli idari ve örgütsel yapının oluşturulması sırasında yaşanan sıkıntılar ile proje başvuru sürecinde müşavir firmalar ve müteşebbislerin yaşadığı zorlukların da bundan etkili olduğunu kaydederek, “Ama hızlı bir tempoya girilmesi gerekiyor. İşletmelerin üyesi olduğu STK’lar bu konuda önemli rol oynayacaklardır. Geçmişte kaybettiğimiz zamanı hızlı bir şekilde telafi edeceğiz.” dedi.

Türkiye’nin süt üretiminde 8 milyon tondan 15 milyon tonlara geldiğini ve artık üretilen bu sütün pazarlanmasıyla ilgili konular üzerine yoğunlaştığını belirten Bakan Yardımcısı Kutbettin Arzu, “Süt üretimimizin artmasında Bakanlığımızın tarıma ve hayvancılığa verdiği desteklerin çok büyük önemi var. 2002 yılında hayvancılığa verilen destek 83 milyon TL ve bunun toplam tarımsal desteklerimiz içerisinde payı %4’ler seviyesindeyken, hayvancılıkta geçen yıl vermiş olduğumuz destek 2.2 milyar ve tarımsal destekler içerisindeki payı da %28’lere geldi. Bakanlığımız önümüzdeki süreçte de tarımda üretimin artırılması için büyük çaba içerisinde olacak.” dedi. Bakan Yardımcısı Arzu, Türkiye’nin Avrupa’ya bir ekonomik proje olarak değil, medeniyet projesi olarak baktığını belirterek, “Türkiye’nin standartlarının yükseltilmesi anlamında Avrupa Birliği’ne ihtiyacı varsa, Avrupa’nın da Türkiye’ye dünyaya açılmak için o kadar ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.” diye konuştu.

BELLİ BİR STARDARDI TUTTURMAK DURUMUNDAYIZ
Toplantıda hazır bulunan Avrupa Birliği Bakan Yardımcısı Alaattin Büyükkaya , Türkiye’nin şu anda Avrupa’da gıda ve tarım alanında en fazla üretim yapan ülkelerin başında gelmesine rağmen, belli gıda sektörlerinde gerekli standartları tutturamadığı için Avrupa’ya ihracat yapamadığını vurgulayarak, “Bize sadece üretmek, sadece işlemek, paketlemek yetmiyor. Bunu standardı yüksek şekilde üretmeyi ve paketlemeyi, bu standartta satmayı da hedeflememiz gerekiyor. Bunu başardığımız gün sadece üreten değil, ama kaliteli üreten, bütün dünyaya malını satan bir ülke durumuna geleceğiz. Bunu hedeflemek durumundayız.” diye konuştu. Bakan Yardımcısı Büyükkaya, AB’nin kırsal kalkınma destekleri kapsamında 2007- 2013 dönemi için ayrılmış toplam 840 milyon Euro’luk bir yardım bulunduğunu, Türkiye hükümetinin yapacağı katkıyla beraber bunun 1 milyar 160 milyon Euro’ya yükseleceğini belirterek, “Ancak bu miktar projelerin %50’sini oluşturacağı için, proje sahiplerince ilave edilecek miktarla birlikte aşağı yukarı 2.5 milyar Euro’ya yakın bir kaynak, işleme aşamasında belli standartların geliştirilmesi yönünde harekete geçirilmiş oluyor. Bu Türkiye ekonomisi açısından son derece önemli bir yatırımdır” dedi.