Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
Ürettiğimiz ekmeğin %5,4'ü çöpe gidiyor

Ekmek israfının en önemli nedenlerinin başınca ihmal ve bilgisizliğin geldiğini belirten Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı, “Bugün, günde 1.223 ton, yılda 447 bin ton ekmeğimiz israf edilir noktada. Bir başka ifadeyle günde 4.9 milyon adet, yılda ise 1.79 milyar adet ekmeğimiz çöpe gidiyor. İsraf oranını baktığımızda ise ürettiğimiz ekmeğin %5,4'ünü kaybediyoruz” diyor.




halil_ibrahim_balciKatkı maddeleri yönetmeliğinde yapılan değişiklikle ambalajsız olarak piyasaya arz edilen ekmek, tam buğday ekmeği, ekşi hamur ekmeği ve kepekli ekmeklerde bütün katkı maddeleri ile buğday ununda askorbik asit (Vitamin C) dışındaki diğer katkı maddelerinin kullanılmasını yasaklandı. Şu anda üretilen ekmeklerin özelliklerini anlatabilir misiniz? 
Katkı maddelerinin kullanılmasının yasaklanmasıyla ekmekteki fermantasyon süresi uzadı bununla birlikte yapı, koku ve lezzettin gelişmesi sağlandı. Artık ekmeklerimiz daha leziz ve damak tadımıza uygun. Bunun yanı sıra sağlımız açısından daha faydalı. Özellikle tam buğday ekmeği lif içeriği, kan şekerine etkisi, vitamin ve mineral içeriğiyle diğer çeşitlerimizin biraz daha önüne geçiyor. İlk aklıma gelenleri sizinle paylaşmak istiyorum: Tam buğday ekmeği, felç riskini %30-36, diyabet riskini %21-30, kalp hastalıkları riskini %25-28 düşürür. Kilo alımını engeller, kilo vermeye yardımcı olur... Karotid arterlerin sağlıklı çalışmasını sağlar. Kabızlığı engeller. Kolon kanserine yakalanma riskini azaltır. Yüksek tansiyonu, diş eti hastalıklarını engeller ve uzun süreli enerji vererek, iş gücü kapasitesini artırır. Bununla birlikte tüketicilerimizin ekmek satın alırken dikkat etmesi gereken en önemli konu hijyene dikkat etmeleridir. Hijyenik şartlara haiz olmayan işletmelerden ekmek satın almamalı. Çarşıda, pazarda, manavda satılan ekmeklere rağbet etmemeli. Merdiven altı işletmeler olarak tabir ettiğimiz ruhsatsız işyerlerinden de asla alışveriş yapmamalılar.
 
Geçtiğimiz yıllarda yapılan mevzuat değişikliğiyle birlikte ekmek satışı yapılan her yerde tam buğday ekmeği ve kepekli ekmek bulundurulması zorunlu hale getirilirken, ambalajsız olarak piyasaya arz edilen ekmeklerin dağıtımında ve satışında hijyen şartları belirlenmişti. Bugün itibariyle yapılan değişikliklerin uygulanmasıyla ilgili gelinen aşamayı aktarabilir misiniz? Hangi noktalarda sorunlar yaşanıyor?
Bugün itibariyle şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Vatandaşımızın bilinçli ekmek tüketimi sonucu "arzu ettiğimiz rakamlara henüz ulaşamasak da" önemli ilerlemeler kaydettik. Sorgulayan bir tüketicimiz var. Bu da bizi "kalite ve hijyen konusunda" daha dikkatli olmaya sevk ediyor. Ancak hala, ruhsatsız işletmelerden kaynaklanan sıkıntılarımız sürüyor. İnşallah yakın zamanda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız ve Mahalli İdareler Genel Müdürlüğümüz tarafından ortaklaşa yürüttüğümüz çalışmaların semeresini alacak ve bu tür işletmelerin önüne geçeceğiz. İşte o zaman, hem kaliteyi hem de hijyeni en üst seviyede yakalayabileceğiz. Üretici/tüketici birlikteliği konusunda epey bir mesafe kat edeceğiz.
 
İSRAFIN %62’Sİ FIRINLARDA GERÇEKLEŞİYOR
Ekmek israfını önlemeye yönelik 2 yıl önce başlatılan kampanyada günümüz itibariyle hangi sonuçlar elde edildi? Değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?
Ekmek israfının bence en önemli nedenlerinden birisi ihmal ve bilgisizlik. Ekmeğimizi "uygun saklama ve tüketme yöntemleri" konusunda sıkıntılarımız var. Bugün günde 1.223 ton, yılda 447 bin ton ekmeğimiz israf edilir noktada. Bir başka ifadeyle günde 4.9 milyon adet, yılda ise 1.79 milyar adet ekmeğimiz çöpe gidiyor. İsraf oranını baktığımızda ise üzülerek söylüyorum, ürettiğimiz ekmeğin %5,4'ünü kaybediyoruz. Yaptığımız araştırmalar gösteriyor ki bu israfın 3 milyonu yani %62.1'i fırınlarda, 1.4 milyonu (% 27.7'si) hanelerde, 0.5 milyonu (.2'si) ise personel, öğrenci yemekhaneleri ile lokanta ve otellerde gerçekleşiyor. Ekmeğin ihtiyaçtan fazla alınması, yemekhanelerde tercih edilen rol ekmeğin üstünün açık veya ambalajsız sunumu, bayat ekmeklerin değerlendirilmesi yöntemleri hakkında bilgi sahibi olunmaması ve ekmeğin uygun olmayan şartlarda muhafaza edilmeye çalışılması isrfın artmasının nedenleri.
 
Geçtiğimiz üretim sezonunda kuraklığa bağlı olarak tahıl üretiminin azalması, yılın sonunda da Rusya’nın tahıl ihracını kısacağı açıklaması gözleri bir kez daha ekmeğe çevirdi. Bu durum Türkiye’de ekmek fiyatlarında artış yaşanabileceği korkusu yarattı. Bu konuda neler söylemek istersiniz, ekmek fiyatlarına bir zam söz konusu olabilir mi?
Girdilerimizde önemli bir artış söz konusu olmadığı müddetçe ekmekte bir fiyat ayarlamasını asla gündemimize almadık, almayız. Tüketicimizin taleplerini yakından takip ediyoruz. Ekmek fiyatındaki artışın toplum psikolojisine etkisini biliyoruz. Kaliteden taviz vermeden, en hesaplı şekilde satışı öncelik olarak kabul ediyoruz. Ülkemizde ekmeğin kg fiyatı 4 TL. civarındadır. Uzun yıllardan beri de bir artış söz konusu değildir. Unda zaman zaman yaşanan "spekülatif fiyat hareketleri"nin, TMO'daki un stokları ve ithal buğdayın devreye girmesiyle çözülmesi bir koordinasyon başarısıdır. Burada, hem federasyonumuz hem de Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkilileri sorumluluğun gereklerini yerine getirmektedirler. Ümidimiz odur ki, yakın gelecekte de işler istenildiği şekilde sürer ve ekmekte bir fiyat artışı gündeme gelmez. 
 
EN ÖNEMLİ SORUNUMUZ FIRIN ENFLASYONU
Sektörünüzün çözüm bekleyen diğer sorunlarını anlatarak, kısa ve uzun dönemli hedeflerinizi dile getirebilir misiniz?
Sektörümüzün belki de şu an için en önemli sorunu, fırın enflasyonudur. Mahalli İdareler Genel Müdürlüğümüz ile yapılan çalışmaların neticesini aldığımızda inşallah bu konuda da istenilen çözümü gerçekleştirmiş olacağız. Ruhsatsız fırınların "üretimlerinin durdurulması konusunda", yine Mahalli İdareler Genel Müdürlüğümüz ve belediyelerimiz çerçevesinde yürüttüğümüz çalışmalar yakın dönemde neticesini almayı düşündüğümüz işler arasında. Belediye Halk Ekmek Fabrikalarının, haksız rekabete sebebiyet veren üretimlerinin, aklı selimle çözümlenmesi sektörde bir bütünleşme sağlayacaktır. Odalarımız, odalarımıza bağlı fırınlarımız, halk ekmek fabrikalarını, hazırlanacak sözleşme esasları doğrultusunda işletebilirler. Yani, üretimin gerçek sahibi fırıncılar, ekmek üretimlerini yaparlar, Belediyelerimiz de denetimlerini gerçekleştirirler. Bizler, “neden ucuz ekmek satılıyor?” diye fevaran etmiyoruz. Haksız rekabete karşıyız. Bizlerin de önceliği, kaliteli ekmeği, en hesaplı şekilde vatandaşımızla buluşturmak. Bu konudaki kararlılığımız inanıyorum ki, yakın dönemde bu konuda da çözümün gerçekleşmesini sağlayacak.
 
Bunun yanı sıra eğitim çalışmalarına hız kesmeden devam edeceğiz. Tüm çalışanlarımızı "hijyen, iş güvenliği, satış konusunda" bilgilendirecek, yakın dönemde "turuncu bayrak dönemini" başlatacağız. Takdir edilmenin, teşvik anlamında yararına inanıyoruz. Başarılı fırınlarımızı topluma tanıtacak, kalite üzerinden rekabet oluşturacağız. Uluslararası Fırıncılar Birliği'nin Mesleki Komitesindeki görevim nedeniyle sektörümüzü uluslararası camia ile buluşturmaya devam edecek,  yurtiçi ve yurtdışı fuarlara katılımımızla fırıncımızın teknolojiyle tanışmasını sağlayacağız. “Ekmekte israfın önlenmesi” konusu "sürdürülebilir" çalışmalarımız arasında yer alacak. Yeniden oluşturduğumuz "Türkiye Fırıncılar Milli Takımı" ile önümüzde yıl Paris'te düzenlenecek "Dünya Fırıncılar Şampiyonası"na katılım konusunda çabalarımızı sürdürecek ve önümüzde mart ayında yapılacak Avrupa yarışmalarında derece almaya çalışacağız. 2015 yılı çalışanlarımızın yılı olacak. Eğitimde, teknolojide, kalitede, hijyende "ekmek üreten fırıncımız" önemli farkındalıklara imza atacaktır.
 
EKMEK İSRAFI NASIL ÖNLENEBİLİR? 
Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı’ya ekmek israfının önlenmesi için yapılan ve yapılması gerekenleri şöyle açıklıyor: Kesinlikle ekmeğin sunumunun ince dilimler halinde yapılması gerekir. Fırınlarda ihtiyaçtan fazla ekmek üretimi engellenmeli, çalışanlar eğitilmeli, doğru yöntemlerle muhafaza edilmeli, bayatlamış ekmeğin en uygun yöntemlerde değerlendirilmesi konusunda bir bilinç oluşturulmalı. Biz federasyon olarak eğitime verdiğimiz önemin göstergesi olarak tüm ülke çapında bir eğitim seferberliği başlattık. Tüm çalışanlarımızı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız ile koordineli bir şekilde eğitime alarak hijyen ve kaliteli üretim konusunda, sertifikalandırdık. Çalışmalarımız, sürdürülebilir niteliktedir. 2015 yılında da bu konu işlenecek ve üretim olduğu müddetçe eğitimlerimiz sürecek. 
 
EKMEĞİN KARNESİ
Türkiye’de kayıtlı fırın sayısı 20 bin
Günde 22 bin 719 ton, yılda 8.29 milyon ton ekmek üretiliyor
Bir başka ifadeyle günde 90.9 milyon adet, yılda ise 33.2 milyar adet ekmek 
Günde 4.9 milyon adet, yılda ise 1.79 milyar adet ekmek çöpe gidiyor 
İsrafın 3 milyonu (%62.1'i) fırınlarda, 1.4 milyonu (% 27.7'si) hanelerde, 0.5 milyonu (.2'si) ise personel, öğrenci yemekhaneleri ile lokanta ve otellerde gerçekleşiyor.
Yapılan kampanyalarla 1 milyon 50 bin adet ekmeğin israf edilmesi önlendi
Bunun parasal karşılığı 2,8 milyar TL 
Yılda 384 milyon ekmeğin çöpe gitmesi önlenebilir