Banner Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
Bakliyatın tüketim şekli değişecek

Dünya Bakliyat Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Arslan, önümüzdeki dönemde bakliyat tüketiminin sadece belli başlı yemeklerle sınırlanmayacağını, dünyada bakliyatta farkındalığın artmasıyla yeni trendlerin ortaya çıktığını söyledi.
 




bakliyat görseliDünya Bakliyat Konfederasyonu (Global Pulse Confederation), 2016 Dünya Bakliyat Yılı çerçevesinde etkinliklerini sürdürüyor. Dünya bakliyat piyasasından temsilciler İzmir’de bir araya geldi. Kanada'dan Avustralya'ya, Çin'den İngiltere'ye dünyanın 55 ülkesinden 600 kişi katıldı. Çeşme'de düzenlenen Dünya Bakliyat Zirvesi’nde gerçekleştirilen oturumlarda, dünya bakliyat üretimindeki son gelişmeler, ticaretinde yaşanan sorunlar, tüketici eğilimleri farklı ülkelerden gelen temsilciler tarafından değerlendirildi. Ayrıca zirvede baklagillerin insan sağlığına faydası ve obezite ile mücadelede önemine değinildi.
 
Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren Dünya Bakliyat Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Arslan, amaçlarının bakliyat üretimini ve tüketimini artırmak ve sürdürülebilir tarımı oluşturmak olduğunu söyledi. 1,4 milyar ton miktarında gıda atığının olduğunu belirten Arslan, bundan tasarruf edilmesi durumunda dünyada birçok insanın kurtulabileceğini belirtti. Dünyada nüfusun giderek arttığını ve 10 bin yılda üretilen gıda miktarının önümüzdeki 40 yılda üretilmesi gerektiğini vurgulayan Arslan, bu nedenle şimdiden önlem alınmasının önemine vurgu yaptı. Bakliyatın bu anlamda önemli bir rol oynayabileceğini dile getiren Arslan, “Geçmişin, bugünün ve geleceğin gıdası olan bakliyatın farkındalığı giderek artıyor. BM tarafından 2016'nın Bakliyat Yılı ilan edilmesi, bakliyatın hak ettiği değeri yakalaması için büyük bir fırsat" dedi. 
 
Bakliyatın, dünyanın geleceği için üretimi ve tüketimi desteklenmesi gereken temel gıda ürünü olduğunu belirten Hüseyin Arslan, insan sağlığını koruyan, iyileştiren, diyabet ve şeker hastalığı gibi kronik rahatsızlıklarla mücadelede, kalp rahatsızlıklarını kontrol etmede, kolesterol ve anemiyi önlemede önemli besin grubu olduğunu dile getirdi. Arslan, bakliyatın dünya üzerinde 10 bin yılı aşkın süredir birçok medeniyet tarafından üretildiğini ve tüketildiğini ifade ederek, “Bakliyat ürünleri GDO içermeyen, glütensiz ve bitkisel proteini en yüksek ürün grubudur. Ayrıca bugüne kadar dünya üzerinde bakliyata alerjisi olan biri çıkmadı, yani bakliyat nonalerjik bir üründür” açıklamasında bulundu. 
 
OBEZİTEYLE MÜCADELEDE 
ÖNEMLİ BESİN KAYNAĞI 
Obeziteyle mücadelede bakliyatın önemli bir besin kaynağı olduğunu aktaran Hüseyin Arslan, “Türkiye'nin bu anlamda tencere yemekleri oldukça önemli. Dünyada da buna doğru bir kayma söz konusu. Bakliyat yemekleri de obezitenin önlenmesinde birebir çare konumunda” ifadesini kullandı. Önümüzdeki dönemde bakliyat tüketiminin sadece belli başlı yemeklerle sınırlanmayacağını, dünyada bakliyatta farkındalığın artmasıyla yeni trendlerin ortaya çıktığına dikkat çeken Arslan, sadece bakliyattan yapılmış makarna üretiminin başladığını, yanı sıra bakliyatın proteini ve nişastası ile üretilmiş ürünler olduğunu kaydetti. Mısır nişastası yerine GDO içermediği için bakliyat nişastasının daha çok tercih edileceğini ve bakliyat tüketim şeklinin giderek değişeceğini vurgulayan Arslan, geleneksel tüketimin yanı sıra bakliyattan üretilen ürün sanayisinin de gelişeceğini söyledi. 
 
SON KULLANMA TARİHİ KAVRAMI KALKMALI
Dünyadaki en önemli konulardan birinin son kullanma tarihi kavramı olduğunu belirten Dünya Bakliyat Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Arslan, özellikle bakliyatta son kullanma tarihinin olmaması gerektiğini, bunun yerine tavsiye edilen tarihin yazılması gerektiğini belirtti. Son kullanma tarihi geçen bakliyat ürünlerinin böceklenme ve pakette şişme olmadığı sürece bozulmadığının altını çizen Arslan, bu ürünlerin çok uzun yıllar tüketilebileceğine vurgu yaptı. Fransa ve İtalya'da son kullanma tarihi geçen ürünleri belediyeye veren marketlere bazı vergilerden indirim uygulandığını ifade eden Arslan, bu ürünlerin ihtiyacı olanlara verildiğine dikkat çekti. 
 
DESTEĞİN ARTMASI BAKLİYAT EKİMİNİ 
OLUMLU ETKİLER 
Türkiye'nin eskiden bakliyat ihracatçısı bir ülke olduğunu ifade eden Hüseyin Arslan, üretimin düşmesi ile artık ithalatçı konuma geçildiğini kaydetti. Türkiye'de bakliyat tüketiminde herhangi bir sıkıntı yaşanmadığını vurgulayan Arslan, ancak üretiminin sürekli düşmesinin önemli bir sorun olduğuna dikkat çekti. Arslan, üretimin artması için diğer emitalarla bakliyat arasında dengenin sağlanması gerektiğini belirterek, “Bakliyat üretiminin artması devletin kararlılığı ile başarılabilir. 5 yıl önceye kadar bakliyat destek programı kapsamında değildi. Destek kapsamına alındı ve yakın zamanda da Tarım Bakanlığı bakliyat üretimine olan desteği yüzde 50 artırdı. Birçok üründe destek aynı kalırken, en büyük artış bakliyatta oldu. Ton başına 100 dolarlık bir destek olacak. Bu durum bakliyatta farkındalığın artmasının bir sonucu. Destek ile çiftçinin ekimi de teşvik edilmiş olacak” dedi. 
 
261 MİLYON DOLARLIK MERCİMEK İHRACATI
Dünyadaki 8 bitki orijin merkezinin 3’ünün Türkiye’de kesiştiğini belirten Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş de “Mercimek ve nohudun ana yurdu Türkiye’dir. Nohut ve mercimeğin üretimi M.Ö. 7-8 binli yıllara ulaşmaktadır. İlk kez Anadolu’da üretilen bu ürünler daha sonra dünyaya yayılmıştır” dedi. Dünyada 85,7 milyon hektarda 77,6 milyon ton bakliyat üretildiğini ifade eden Bakan Yardımcısı Daniş, “Bakliyat, 41 milyar dolarlık piyasaya sahip bir ürün grubudur. Ülkemiz mercimek üretiminde dünyada 4. sırada yer alıyor. Dünya bakliyat piyasasında payımız %3 civarında” şeklinde konuştu.
 
Türkiye’nin kuru baklagil ürünlerinde verimi ciddi şekilde artırdığına vurgu yapan Daniş şunları söyledi: “Geriye dönük 13-15 yıllık zaman aralığında kuru fasulye üretimi %81 oranında artmıştır. Mercimek ihracatında önemli ticaretler gerçekleşti. 2015 yılında 261 milyon dolarlık mercimek ihraç ettik. Miktarda %61, değerde %400 artış sağladık. Üreticilerimize gereken desteği verdik. Bugüne kadar 446 milyon TL prim desteği verdik. Bu desteği 2016 için %50 arttırarak, su sıkıntısı olan alanlarda mercimek ve nohuda yapılan fark ödemesine %50 ilave destek ödemesi yapacağız.”
 
BUĞDAYDA GDO VEYA DEĞİŞİKLİK YOK
Ulusal Baklagil Konseyi (UBK) Başkanı Mahmut Arslan, “Buğdayda GDO veya bir değişiklik yok. Hepsi uydurma. Söylenen şeyler bilgisizlikten söyleniyor. Bu da sektöre zarar veriyor. İlk buğdayda verim düşüktü. Dekarda 50 kilogram ürün alıyorsunuz. İnsanlar aç kalır. Ancak o dönemin zenginleri yiyebilirdi. Kromozomların artışları insan eli değmeden doğal olarak olmuş şeylerdir” ifadelerini kullandı. Mahmut Arslan, Türkiye dışındaki Suriyeli mültecilere verilen baklagillerin çoğunluğunun Türkiye’den ihraç edildiği bilgisini aktararak, şöyle konuştu: “Türkiye'nin baklagillerdeki ihracatı bu dönem olağan dışı artış gösterdi. Bunun sebebi Suriye’deki kriz durumudur. Bu artışın sebebi Birleşmiş Milletler (BM) ve Kızılhaç gibi Suriyeli mültecilere yardım yapan kuruluşlara satışlardır. BM’nin Dünya Gıda Programı (WFP), satılan baklagillerin %80’ini alıyor. Diğer irili ufaklı yardım kuruluşları ise ’ini alıyor. BM’nin yardım sepetinde protein bazlı yardımlar var. Protein açısından ete en yakın baklagiller olduğu için bu yardım sepetinde %40-60 baklagiller var. Diğerleri ise pirinç, makarna gibi destekleyici ürünler. Akdeniz İhracatçılar Birliği olarak Suriye’ye 2015 yılında 555 milyon dolarlık ihracat yaptık” diye konuştu.
 
ARJANTİN’E GELİP YATIRIM YAPIN
Arjantin Tarım Bakanlığı Müsteşarı Jesus M. Silveyra ise 31 milyon hektarlık ekime hazır arazileri olduğunu ve bu konuda dünyada 10. sırada yer aldıklarını söyledi. Tüm bakliyat ürünlerini ürettiklerini kaydeden Silveyra, "Yerel tüketim çok az olduğu için üretimin çoğunu ihraç ediyoruz. Arjantin'de bakliyat üretiminin son yıllarda farklı sebeplerden dolayı düştüğünü belirten Silveyra, salonda bulunanlara, "Gelecek yıldan itibaren üretimimiz yeniden artacak. Arjantin'e yatırım için gelmenizi istiyoruz” mesajını verdi.