Banner Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
Çiğ köftede bulyon ve Çin tuzu kullanılmamalı

Tatlıses Gıda Fabrika Müdürü Ersin Küçük, çiğ köftede bulyon kullanımının aşırı mikrobiyel yük nedeniyle sağlık risklerini artırdığını belirtirken, lezzet katması için ilave edilen Çin tuzunun ise insan sağlığına hem zararlı hem de bağımlılık yapan bir katkı maddesi olduğunu söyledi.
 




çiğ köfte2010 yılında Tatlıses Gıda bünyesinde kurulan Tatlıses Çiğ Köfte, kurulduğu ilk andan itibaren geleneksel çiğ köfteyi yurtiçi ve yurtdışında tanıtarak kısa sürede amacına ulaştı. Türkiye genelinde 60 ilde 249 şube ile hizmet veren marka, piyasadaki güçlü konumunu artırmayı hedefliyor. Türkiye’de çiğ köfte piyasasının özellikle 2012 yılında göstermiş olduğu büyük atakla beraber, hala gelişim sürecinde olduğunu belirten Tatlıses Gıda Fabrika Müdürü Ersin Küçük, 2012’de etsiz çiğ köfte satışı yapan mağaza sayısı 22 – 25 bin arası iken, günümüzde ise bu rakamın 50 binleri aştığını söyledi. Firma olarak 2015 yılında Avrupa’ya açılmak konusunda önemli planlamalar yaptıklarını anlatan Küçük, gelişim sürecinin devamlılığıyla birlikte çalışmalarının sürdüğünü ve yoğun ilgi gördüklerini ifade etti. 
 
ÇİĞ KÖFTEDE YAPILAN HİLELER
Çiğ köfte üretiminde maliyeti düşürmek adına kullanılan ucuz hammaddelerden kaynaklı olumsuzlukları kapatmak amacıyla yasak olmasına rağmen bulyon kullanıldığına dikkat çeken Ersin Küçük, bulyon kullanımının aşırı mikrobiyel yük nedeniyle sağlık risklerini artırdığını açıkladı. Maliyetin düşürülmesi amacıyla bulgurun alabildiğince su ile şişirilmesi ve pilav benzeri bir karışımın baharat, aroma vb. ile ürün haline getirildiğini anlatan Küçük, “Uygun olmayan katkı ve koruyucularla raf ömrünü uzatmak ve ürünün karşılaştığı olumsuz koşullarda bile bozulmasını, daha doğrusu bozulma belirtilerini gizlemek mümkündür. Bu durumda da sağlık riskleri artmaktadır” dedi. 
 
ÇİN TUZU PEK ÇOK HASTALIĞA ZEMİN HAZIRLIYOR
Bazı araştırmalara göre Çin tuzunun pek çok hastalığa zemin hazırladığının tespit edildiğini aktaran Tatlıses Gıda Fabrika Müdürü Ersin Küçük, nörotiksin bir kimyasal olan MSG’nin sinir hücrelerini tahrip etttiğini ve merkezi sinir sistemi tahribatına bağlı olarak Alzheimer, parkinson, Huntington hastalıkları ve sara (epilepsi), retinaldejenerasyonu (göz retina tabakası hasarı), obezite, büyüme hormonunun baskılanması,  pankreas hasarı, insülinde artış ve buna bağlı olarak diyabet gelişimi, böbrek ve karaciğerde hasar gibi hastalıklara sebep olduğunu vurguladı. Açıkta satılan çiğ köftenin besin zehirlenmesine neden olma olasılığının oldukça yüksek olduğunu dile getiren Küçük, özellikle sıcaklığın fazla olduğu yaz aylarında uzun süre dışarıda kalan yiyeceklerin daha kolay bozulduğunu, çiğ köftenin kapalı ambalajda muhafaza edilmesi, soğuk zincirin kırılmadan sevk ve muhafazasının sağlanmasının hayati önem taşıdığını kaydetti.
 
Alınacak çiğ köftenin üretim iznin olup olmaması, alerjen uyarıları, içerik bilgileri, besin değerleri, net miktarı, tavsiye edilen tüketim tarihi, yasal uyarı ve ikazlar gibi bilgilerin etiketlerde mutlaka kontrol edilmesi gerektiğinin altını çizen Ersin Küçük. “Kişisel hassasiyetlerimize uygun olup olmadığı, muhteviyatında sağlığı olumsuz etkileyebilecek etkenlerin varlığı ve ürünün tazeliği gibi hususlar sorgulanmalıdır” ifadesini kullandı. Çiğ köftelerde kesinlikle bulyon bulunmaması gerektiğini hatırlatan Küçük, “Et suyu içeren bulyonlar bakteri üremesine uygun ortamlar oluşturmaktadır. Mikrobiyelfloranın çok hızla üremesi, buna bağlı bozulmalar ve istenmeyen sağlık problemlerinin gelişimi söz konusu olabilir. Ayrıca çiğ köfte günlük tüketilecek miktar kadar alınmalıdır: Orijinal ambalajından ve sağlanmaya çalışılan soğuk zincirden koparılan ürünü muhafaza etmek oldukça zordur” diye konuştu.
 
Yeşilliklere de dikkat edilmesi ve tüketim öncesi yeniden yıkanması gerektiğine vurgu yapan Ersin Küçük, çiğ köftenin yanında servis edilen marul, maydanoz, roka, nane gibi yeşillikler yıkanmış gibi görünse de arasında kalabilecek böcek, bakteri veya diğer artıklar için evde mümkünse sirkeli su içerisinde bekletilmesi ve akan su altında muhtemel kirlerinden arındırılması gerektiğini dile getirdi.