Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
Türkiye’de obezite her yaşta artıyor

Obezitenin sadece insanın dış görünümünü etkilemediğini, aynı zamanda pek çok ölümcül hastalığa sebep olduğunu belirten İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İlhan Satman, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de obezitenin her yaşta hızla arttığına dikkat çekti.
 




ObeziteHaliç Üniversitesi Öğretim Üyesi ve dergimizin Bilimsel Yayın Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Pala tarafından düzenlenen ve Türk gıda sanayinin önemli isimlerinin katıldığı 2017 – 2018 döneminin ilk “Kahvaltı Sohbetleri” toplantısı, 28 Kasım Salı günü İstanbul Ataşehir’de bulunan Mardinliler Eğitim ve Dayanışma Vakfı (MAREV) Sosyal Tesisleri’nde yapıldı. Etkinlikte, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İlhan Satman, “Günümüzün Temel Sağlık Sorunu: Metabolik Sendrom ve İnsülin Direnci, Diyabet ve Obezite ile İlişkisi” konulu bir konuşma yaptı.
 
OBEZİTEYLE ETKİN MÜCADELE ŞART
Toplantının açılışında konuşan Prof. Dr. Mehmet Pala, insanların bilinçlenmesiyle birlikte sağlık konusunun her geçen gün önemini artırdığına dikkat çekerken, buna karşın medyada büyük bir bilgi kirliliğinin yaşandığını belirtti. Obezitenin Türkiye’de ve dünyada hızla yayıldığını anımsatan Pala, “Obezitenin kontrol altına alınmasıyla aslında birçok kronik hastalık da kontrol edilebilir duruma gelecek. Bu sebeple diyabet ve obeziteyle etkin bir müdacelenin başlatılması çok önemli. Bunun için de toplumumuzdaki bireylerin bilinçlenmeleri gerekiyor. Bugünkü konuşmacımız olan Prof. Dr. İlhan Satman benim 30 yıllık arkadaşım. Kendisi Türkiye’de obezite ve diyabetin yaygınlaşması konularında yıllardır önemli araştırmalara imza atıyor. Bugünkü toplantımızda çok önemli bilgileri bizlerle paylaşacağını düşünüyorum. İlhan Hanım aynı zamanda Mardinli’dir. Bunu da söylemek isterim” dedi.
 
Konuşmasının ilk bölümünde insülün ve insülin direncinden bahseden Profesör İlhan Satman, insülin direnci olan insanların, başta obezite olmak üzere pek çok hastalığa yakalanma olasılığının yüksek olduğunu anlattı. Obezitenin sadece vücüt görünümünü etkilemediğini, birçok hastalığa da yol açtığını vurgulayan Satman, (kg olarak vücut ağırlığının boyun metrekaresine bölünmesi ile hesaplanan) beden kitle endeksi 18,5 kg/metrekarenin altında olan kişilerin zayıf, 18,5 – 25 kg/metrekare arasında olanların normal kilolu, 25 – 30 kg/metrekare arasındaki bireylerin fazla kilolu, beden kitle endeksi 30 kg/metrekarenin üzerinde olanların ise şişman olarak tanımlandığını ifade etti. Profesör Satman yapılan araştırmaların, beden kitle endeksinin artmasıyla birlikte kalp ve damar rahatsızlıkları gibi ölümcül hastalıklara yakalanma oranının da yükseldiğini ortaya koyduğunu aktardı. 
 
İlhan SatmanOBEZİTE TÜRK ERKEKLERİNDE YÜZDE 100 ARTTI
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, obezitenin 1975 – 2016 yılları arasında dünya genelinde 18 yaşın üzerindeki bireylerde 3 kat arttığını dile getiren Prof. Dr. İlhan Satman, “Bugün itibariyle dünyada 1,9 milyar insan fazla kilolu, 650 milyondan fazla insan da obez. Türkiye, obezite sıklığı sıralamasında OECD ülkeleri ortalamasının üzerinde yer alıyor. Ülkemizde obezite sıklığının 2017 itibariyle %30’ların üzerinde seyrettiğini söyleyebilirim. 1997-1998 yılları arasında Türkiye’de 540 merkezde 20 yaş ve üzeri kişilerle gerçekleştirdiğimiz “Türkiye Diyabet, Obezite ve Hipertansiyon” (TURDEP-I) taramasına göre; görüştüğümüz kişilerin %41’i normal kilolu, %22,3’ü ise obez çıkmıştı. O tarihten 12 yıl sonra yine aynı merkezlerde gerçekleştirdiğimiz TURDEP-II taramasında ise, normal kiloluların oranının %26’ya düştüğünü buna karşın obez sayısının ise %35’in üzerine çıktığını gördük. Fazla kilolu olanların sayısında ise kayda değer bir değişiklik olmamıştı. Fazla kilolu sayısı %35’ten 12 yıl sonra %37’ye yükselmiş. 1998 yılında erkeklerde olan obezite görülme oranı, yüzde 100’ün üzerinde bir artışla 2010’da %27’ye çıkmış. Kadınlarda ise bu oran %32’lerden %44’lere erişmiş. Her iki araştırmayı incelediğimizde obezitenin her yaşta artış gösterdiği anlaşılıyor” diye konuştu.
 
Türkiye’nin Kuzey Batı’sında, Güney’inde ve Orta Anadolu’da yaşayan her 10 yetişkin kişiden üçünün obez olduğunu belirten İlhan Satman, Kuzey Doğu Anadolu’da, İç Anadolu’nun kuzeyinde ve Güney Doğu Anadolu bölgelerinde obezitenin azaldığını açıkladı. Dünyada ve Türkiye’de obezitenin sadece erişkinlerde artmadığını, çocukluk çağında da artış gösterdiğine dikkat çeken Satman, “1990 – 2015 yılları arasında Türkiye’de erkek çocuklarında obezite 26 kat, kız çocuklarında ise 66 kat artmış. Burada değişen yaşam koşullarımızın büyük etkisi olduğunu rahatlıkla söylemek mümkün. Eskiden çocuklar sokağa çıkıp oyun oynarken, şimdi bilgisayar ya da akıllı telefonlarla vakit geçiriyor. Dolayısıyla bu da hareketlerini sınırlıyor. Obezitenin, böyle sosyolojik, davranışsal ve psikolojik sebeplerinden bahsedebiliriz ama esasında genetik temeli var. Genetik boyutunu tam olarak çözemedik ama sosyal tarafını çok iyi biliyoruz. Sağlıksız yaşam tarzı, aşırı beslenme, hareketsiz yaşam ve ortamda kazanılmış endokrin bozucular dediğimiz hormon gibi etki gösteren maddeler obeziteye katkıda bulunuyor ” ifadelerini kullandı.
 
BESLENME SORUNLARININ SEBEPLERİ
Konuşmasında günümüzün beslenme sorunlarına da değinen İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İlhan Satman, hazır işlenmiş gıdalara kolay erişim olması ve tavsiye edilenden fazla tüketilmesi (yağlı ve şekerli gıdalar), yüksek fruktozlu mısır şurubunun ve tatlandırıcıların gıdalarda ve içeceklerde kullanılmasındaki artış, kafeinli içecekler, büyüyen porsiyonlar, ev dışında yemek yeme alışkanlığının artması ve ayaküstü atıştırma, gıda sektörünün çocukları hedeflemesi, hastanelerin içinde bile yüksek kalorili yiyeceklerin satılması gibi faktörlerin beslenme sorunlarına yol açtığını dile getirdi. Hareket sorunlarına da değinen Satman, oturarak geçirilen zamanlardaki artışın, güvenli çevre endişesinin, bilgisayar, internet ve oyunlar sırasında geçirilen zamanın hareket sürelerini kısıtladığını kaydetti.
 
Gıda sektörünün gelişimi kadar sağlıklı üretim yapmasının da önemine vurgu yapan Profesör İlhan Satman, damak tadının korunması kaydıyla şekerin azaltılması gibi ürün formülasyonlarında çeşitli düzenlemelerin yapılabileceğini söyledi. Birçok gelişmiş ülkede hazır gıdalara çeşitli vergilerin getirildiğini açıklayan Satman, asıl meselenin insanların bilinçli ve sağlıklı tüketime yönlendirilmesi olduğunu, yasaklamanın ise doğru bir çözüm olmayacağını sözlerine ekledi.