Banner Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
Prof. Dr. Taner Berksoy: Küreselleşmenin çözülmesinin sancılarını yaşıyoruz

Ambalaj Sanayicileri Derneği’nin geleneksel iftar davetinde Türk ambalaj sanayicileriyle buluşan Ekonomistler Prof. Dr. Asaf Savaş Akat ve Prof. Dr. Taner Berksoy, dünya ve Türk ekonomisinde yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. 
 




Taner Berksoy görselAmbalaj sektörünün önde gelen isimleri, 23 Mayıs akşamı Ambalaj Sanayicileri Derneği’nin (ASD) düzenlediği geleneksel iftar davetinde buluştu. Yaklaşık 350 kişinin katıldığı davete ev sahipliği yapan ASD Başkanı Zeki Sarıbekir ambalaj sektörünün Türkiye ekonomisi için önemine dikkat çekerken, sektörün cari fazla vererek yoluna devam ettiğini söyledi. Türkiye ambalaj sektörünün geçtiğimiz yıl 23 milyar dolar pazar büyüklüğüne ulaştığına işaret eden Zeki Sarıbekir, ihracatın da 2018 yılında bir önceki seneye göre miktar olarak yüzde 9 ve değer olarak yüzde 11 arttığını kaydetti. 
 
Ambalaj sektörünün 2018’de 180 ülkeye 2 milyon 325 bin ton ambalaj ihracatı gerçekleştirerek 4.6 milyar dolarlık ihracat geliri elde ettiğini açıklayan Zeki Sarıbekir, “Dış ticaret fazlamız ise 1 milyar 320 milyon dolar oldu. Ülke ekonomisinin en önemli sorunlarından biri olan dış ticaret açığının kapanmasına sağladığımız katkıyı artırarak sürdürdük. Bununla birlikte, ihracat birim fiyatımızla Türkiye ortalamasının üzerinde bir performans gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100'üncü yılını kutlayacağımız 2023’te 30 milyar dolarlık pazar büyüklüğü ve 10 milyar dolarlık ihracat hedefimize ulaşacağız” diye konuştu. 
 
Ambalaj sektörünün bugünlere teknolojik gelişmeleri takip ederek geldiğini kaydeden Zeki Sarıbekir, bundan sonraki dönemde otomasyon ve Endüstri 4.0’ın daha çok önem kazanacağını kaydetti. Sektör olarak teknolojiyi daha çok takip etmek zorunda olduklarını anlatan Zeki Sarıbekir, Türkiye Ambalaj Sanayinin geleceğe ve yeniliklere adapte olarak sürdürülebilir üretime devam edeceğini belirtti. Sektör olarak pazar sayısını daha da artırmaya ve ambalaj üretiminin en az yarısını ihraç etmeye odaklandıklarını kaydeden Sarıbekir, “2019 yılında Sahraaltı Afrika ülkeleri ve Ortadoğu pazarlarında daha çok söz sahibi olmayı planlıyoruz. Afrika ülkeleri bizim için önemli hedef pazarlardan. Meksika, Brezilya, ABD, Hindistan ve Rusya gibi ülkeler doğrudan hedefimiz olacak. Avrupa’ya yaptığımız ihracatı da artıracağız” ifadelerini kullandı.
 
Ambalaj sektörü için Ekodiyalog
İftar programının sonunda Türkiye'nin önde gelen ekonomistleri Prof. Asaf Savaş Akat ve Prof. Taner Berksoy ile ASD Başkanı Zeki Sarıbekir’in moderatörlüğünde “Ambalaj Sektörü için Ekodiyalog” adlı panel gerçekleştirildi. Katılımcılar, güncel ekonomik veriler ve beklentileri hakkında düşüncelerini paylaştılar. Dünya ekonomisinde sıkıntılı bir sürecin yaşandığını ve nefessiz kalma durumuyla karşı karşıya olduğnu belirten Prof. Dr. Asaf Savaş Akat, yakın gelecekte 2008 yılındakine benzer bir krizin yaşanmasının beklenmediğini söyledi. Dünya ekonomisinde bir resesyonun beklenmediğini ifade eden Akat, “Ancak büyüme hızında ve dış ticarette bir yavaşlama olması muhtemel. Yani eski güzel günler kadar olumlu bir tablo ortada yok” dedi. Uluslararası arenada ticaret savaşlarının yaşandığına atıfta bulunan Akat, Çin’in siyasi ve ekonomik açısından büyük bir aktör olarak dünya ekonomisindeki dengeleri sarstığını, ABD’nin de buna karşı hamleler yaptığını anlattı. Akat, Avrupa ekonomisinin yaklaşık 10 yıldır kendini toparlayamadığını ve aslında sahip olduğu potansiyeli kullanamadığını kaydetti. 
 
Asaf Savaş AkatAsaf Savaş Akat: 
“Türkiye 2000’lerde fırsat tepti”
Dünyada 2000’li yılların başından 2008 krizine kadar geçen dönemde mala çok yoğun talep olduğunu belirten Asaf Savaş Akat, Türkiye’nin bu dönemi maalesef değerlendiremediğini ve yeterince mai satamadığını söyledi. 2008 kriziyle birlikte dünyada para olmasına rağmen mal satışının yavaşladığını dile getiren Akat, “Ülkemiz açısından önümüzdeki en olumlu senaryo ABD ve Avrupa  gibi potansiyel pazarlarımızın canlanmasını beklemek olabilir. Yani mal alma olasılığı olan müşterilerimizin bizden bunu talep etmeye karar vermeleri pozitif etki yapacaktır. Yoksa bize borç verebilecek ülkelerin ceplerindeki paranın hiçbir önemi ve anlamı yoktur. Çünkü borç alacağımız ülkeler nihayetinde bir gün paralarını geri isteyecekler” diye konuştu.
 
“Çin’den ziyade Avrupa daha önemli”
Dünya ticaretinde yaşanan ticaret savaşlarına ve bu durumun özellikle Çin’e olası etkilerini değerlendiren Asaf Savaş Akat, “Çin ekonomisi yıllardır trilyonlarca dolar fazla veren 1,4 milyar kişinin yaşadığı büyük bir ülke. Bir kıta ülkesi. Dünya üzerinde birçok ürünün önemli bir bölümünü tek başına üretiyor. Dolayısıyla Çin büyük bir konfor alanına sahip” ifadesini kullandı. Çin ile ABD arasında yaşanan rekabetin Türkiye’ye yansımalarıyla ilgili de konuşan Akat, “Ülkemizin Çin’e 2,5 – 3 milyar dolar ihracatı, buna karşılık 25 milyar dolarlık da ithalatı var. Dolayısıyla yaşanmakta olan ABD ile Çin arasındaki rekabetin bize çok olumsuz yansıması olmayacaktır. Çünkü esas pazarımız Avrupa’dır” dedi. 2000’li yılların başında Türk Lirası’nın değer kazandığını anımsatan Prof. Dr. Asaf Savaş Akat, bu dönemde Türk imalat sanayinin verim artışına yatırım yaptığını anlattı. Dolayısıyla iç talebin daraldığı ve dış borç alımının zorlaştığı bir süreçte Türk sanayicilerinin çıkış yolları bulabilme esnekliği gösterdiğini kaydeden Akat, güven ortamının sağlanması durumunda gelecekten çok umutsuz olunmaması gerektiğini aktardı.
 
Taner Berksoy: 
“Küreselleşmeye büyük eleştiriler var”
Dünya ekonomisinin sıkıntılı bir dönemden geçtiğini belirterek sözlerine başlayan Prof. Dr. Taner Berksoy, ancak üzerinde çok durulmayan 2 husus nedeniyle küresel anlamda çok ciddi sıkıntıların yaşanabileceğinin altını çizdi. Bunlardan bir tanesini küreselleşmenin çözülmesi olarak ifade eden Berksoy, diğerinin ise teknoloji olduğunu söyledi. Küreselleşmenin 1800’lü yıllardan beri var olduğunu ancak çeşitli dönemlerde yaşadığı krizler sebebiyle kendi karşıtlarını yarattığını aktaran Berksoy, “Yani küreselleşmeye bir eleştiri var. Bunlar birkaç noktada toplanıyor. Bu eleştirilerin başında küreselleşmenin daha çok büyük şirketler bağlamında devam eden bir süreç olması gelmektedir. Buna bağlı olarak da dünyada gelir adaletinde büyük bir bozukluk söz konusu ve işçi sınıfı bu durumdan çok rahatsız. Kürselleşmenin çözülmesi derken bunu kastetmek istiyorum. Bu durum dünya siyasetine de yansıyor. Dikkat ederseniz küreselleşmenin yarattığı çelişkiler neticesinde dünyada milliyetçi ve popülist partiler iktidara geliyor. Önümüzdeki süreçte bunun biraz daha hızlanacağını ve büyük sıkıntılar yaşanacağını tahmin ediyorum” diye konuştu.   
 
“Kapitalizm her sıkıştığında teknolojik atılım gerçekleşiyor”
Kapitalizmin sıkıştığında yani kâr oranları düştüğünde müthiş büyüklükte teknolojik atılımlar gerçekleştirdiğine dikkat çeken Taner Berksoy, “Bundan 5 yıl önce konuşuyor olsaydık bu sürecin bir olasılık olmasından söz edebilirdik, bugün ise gerçekleştiğini görüyoruz. Robotların devreye girdiği bir dünyada yaşıyoruz. Tabii ki bu durum büyük issiz yığınları yaratıyor. Yani bir yandan küreselleşmenin hoşnutsuzluk yarattığı büyük bir insan kitlesi var, diğer taraftan da teknolojinin devreye girmesiyle bu mutsuz insanlar tedirgin oluyor. Bu faktörler önümüzdeki yıllarda ciddi sorunlara yol açacak. Belki de buradan hareketle yeni bir dünya kuralabilir” şeklinde değerlendirmelerde bulundu. 
 
“Sıcak para disiplin altına alınmalı”
Aralarında Türkiye’nin de olduğu bazı ülkelerin sıcak paraya bağımlı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Taner Berksoy, günümüğz itibariyle sıcak paranın gelmediği ve ülkeden çıktığı bir dönemin yaşandığını belirterek, “Ülke olarak bunun sıkıntısını yaşıyoruz. Parasal imkan bakımından bir daralma söz konusu. Sıcak paranın regüle edilmesi gerekiyor. Yani kendi başına serseri gibi dolaşan bu paranın disiplin altına alınması büyük önem teşkil ediyor. Bu bütün kapılarım kapatmak anlamına gelmemeli. Aksi takdirde bu çalkantılı dönem devam eder” ifadelerini kullandı.