Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
Küresel gıda bileşenleri pazarı 40 milyar dolara ulaştı

Günümüzde 7,5 milyara ulaşan dünya nüfusunun gıda güvenliğini sağlamada yiyeceklerin bozulmasını önleyerek raf ömrünü uzatan, lezzet katan gıda bileşenleri stratejik önem taşırken, sektörün ekonomik büyüklüğünün global düzeyde 40 milyar dolara ulaştığı tahmin ediliyor.
 




Gıda bileşenleri görselHiç tüketim artışı yaşanmasa bile 2050 yılında 9,77 milyara ulaşacağı tahmin edilen dünya nüfusunu besleyebilmek için yüzde 60 daha fazla gıdaya ihtiyaç duyulacak. Gerekli tedbirlerin alınmaması durumunda ise 2 milyar kişi 2050 yılında yetersiz beslenme sorunu ile karşı karşıya kalacak. Araştırmalara göre, yetersiz beslenme insani boyutta yaşanacak sorunlarla birlikte, dünya ekonomisi üzerine yılda 3,5 trilyon dolarlık bir yük getiriyor. Bu nedenle günümüzde 7,5 milyara ulaşan dünya nüfusunun gıda güvenliğini sağlamada koruyucu önlemler daha da stratejik bir hale geldi. Öyle ki, yiyeceklerin bozulmasını önleyerek raf ömrünü uzatan, lezzet katan gıda bileşenleri endüstrisinin ekonomik büyüklüğünün global düzeyde 40 milyar dolara ulaştığı tahmin ediliyor. 
 
Uluslar arası pazar araştırması ve danışmanlık firması Mordor Intelligence’nın raporuna göre, küresel gıda bileşenleri ve katkı maddeleri piyasasının önümüzdeki 5 yıllık dönemde %5 büyüyerek 72.4 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Gıda bileşenleri ve katkı maddeleri endüstrisi, işlenmiş gıda ürünlerinin yüksek kalitesi, güvenliği, satın alınabilirliği, beslenmesi ve lezizliği anlamında sağladığı daha geniş teknolojik ve fonksiyonel faydalar gibi faktörlere bağlı olarak önemini artırıyor. Bazı gıda ürünlerine olan tercihler, özellikle özel gıda bileşenlerine olan talebi artırırken, özellikle gelişmiş ekonomilerde bazı tüketicilerin kimliklerini esas almaktadır. Gıda bileşenleri pazarı ile işlenmiş gıda pazarı arasında önceki fonksiyonel işlevler ve son kullanıcı uygulamalarına göre özelleştirilmiş katma değer sağlayan güçlü bir korelasyon bulunuyor. Gıda bileşenleri pazarında faaliyet gösteren dünyaca tanınmış şirketler, akıllı teknolojiden veya çeşitli araştırmalardan elde edilen verilerden yararlanıyor. Çünkü yenilikçi malzemeler ve çözümleri geliştirme özelliği sadece sermaye yoğun bir sürecin sonunda gerçekleşiyor.
 
Mordor Intelligence’nın küresel gıda bileşenleri pazarına ilişkin raporu, son gelişmelere ilişkin önemli bilgiler sunuyor. Gıda bileşenleri; koruyucu, emülgatör, fonksiyonel gıda maddesi, özel nişasta ve hazırlayıcılar, tatlandırıcı, enzim, renklendiriciler, özel yağ, kültür, lezzet, maya ve protein şeklinde bölümlere ayrılıyor. Bu bileşenler; fırıncılık, şekerleme, içecek, süt ürünleri, soslar, kurutulmuş ve işlenmiş yiyecekler, dondurulmuş/soğutulmuş gıdalar, tatlı ve tuzlu atıştırmalıklar gibi gıda sanayinin alt sektörlerinde yoğun olarak kullanılıyor.
 
Yeni inovasyonlar gıda bileşeni kullanımını gerekli kılıyor  
Bazı gıda ürünleri tercihleri, bazı tüketicilerin kimlikleri için temel hale geldi. Özel gıda bileşenleri pazarı ile işlenmiş gıda pazarı arasında güçlü bir korelasyon mevcut. Bugünün tüketicileri, etiket talepleri, içerik listeleri ve beslenme profillerinden daha fazla haberdar olmak istiyoı. İnsanlar, günlük yaşamda sağlığı ve zindeliği geliştirmek için proaktif katılım sağlıyorlar. Bu eğilim özel gıda bileşenlerine olan talebi artırıyor. Örneğin, 2017'de yoğurt, bebek maması ve çocuk besinleri gibi probiyotik ürünlerin satış değeri %27'lik maksimum pay görerek, insanların artan oranda fonksiyonel ve özel içerikli gıda ürünleri tükettiği iddiasını doğruladı. Şirketler, şekersiz ürünler, azaltılmış yağ, azaltılmış sodyum ve diğer fonksiyonel faydalar dahil olmak üzere yeni ve yenilikçi katma değerli ürün serileriyle tüketicilerin beğenisini kazanmayı hedefliyor. Örneğin, işlenmiş gıdada ilave şeker içeriği için stevia ekstraktlarının kullanılması cazip bir katma değer olarak öne çıkıyor. 
 
Fonksiyonel gıda bileşeni segmentinde en yüksek büyüme
Fonksiyonel gıda bilenşenleri segmenti vitamin, mineral, protein ve amino asit, omega 3, prebiyotik, probiyotik, botanik ve diğer bileşenlerinden oluşuyor. Tattan ödün vermeden besinsel faydalar sağlayabilen doğal, fonksiyonel ve kullanışlı ürünler, şu anda gelişen sağlıklı içecek pazarını harekete geçiren büyük trendlere dokunmaya devam ediyor. Böylece insanlar vitamin ve mineral içerik pazarında artışa neden olan egzersiz öncesi, sırasında veya sonrasında beslenmeyi sağlayan ve performans artırıcı içecekleri tercih ediyor. Proteinler ve amino asitler besleyici ve sporcu içeceklerinde yaygın olarak kullanılıyor. Sağlığa yararları nedeniyle birçok gıda şirketine, protein ve amino asit içeriği yüksek olan antrenman öncesi ve sonrası içecekler geliştirmelerine yardımcı oluyorlar. Probiyotik yoğurt popülaritesi nedeniyle pazarda zaten güçlü bir şekilde yer alıyor. Teknolojik zorlukların aşılması ve tüketici bilincinin artması devam ederken, probiyotikler de artan oranda süt sektörünün dışındaki diğer segmentlerin de ilgisini çekiyor.
 
Rekabetçi Görünüm 
Küresel gıda bileşenleri ve katkı maddeleri pazarında uluslar arası oyuncular hakim. DuPont ve Cargill pazarda öne çıkan bir konuma sahip. Bu iki şirketin yanı sıra sektörde faaliyet gösteren küresel oyuncular arasında Ingredion, Royal DSM, Sensient Technologies, BASF ve ABF Ingredients. Kerry ilk akla gelenler. Bu şirketler enzim, emülgatör, protein, tat, renkler ve stabilizatörler gibi özel bileşenler için geniş bir ürün portföyüne sahip. Tüm kategorilerde ürün portföyünün daha da genişletilmesi, pazardaki konumlarına artı değer katıyor. Cargill, ADM ve BASF hızla büyüyen küresel spor beslenme ve özel içerik kategorilerinde güçlü bir paya sahip ve bu içeriklerin genellikle yiyecek ve içeceklerde daha fazla kullanılmasından faydalanıyorlar. Üreticiler, gıdaların raf ömrünü artıran ve ürünlerin “0 tamamen doğal” olarak etiketlemesini sağlayarak “temiz etiketler” için tüketici talebini karşılayan doğal bileşenleri geliştirmeye odaklanıyor.
 
Artan nüfus ve şehirleşme hazır gıdaya talebi artırıyor
Reports and Dara’nın yayımladığı bir başka rapora göre ise, dünyada gıda bileşenleri pazarının büyüklüğü 2018'de 33.67 milyar dolara ulaştı. Hızla yükselen nüfus ve şehirleşme gibi faktörler işlenmiş gıda ürünlerine olan küresel talebi artırıyor. Pazarın büyümesi, işlenmiş gıda pazarındaki küresel genişleme ve gelişmekte olan ekonomilerin artan talebinden kaynaklanıyor. Hızlı kentleşme, artan satın alma gücü ve nüfus yoğunluğu, hazır gıdaların hızlı bir şekilde benimsenmesini sağladı ve bu da farklı gıda bileşenleri için talebe yol açtı. Tüketiciler, gıda kaynaklı hastalıkların artmasıyla birlikte sağlıklı gıdaların peşine düşüyor ve doğal gıda bileşenlerini talep ediyor. Son 10 yılda çalışan kadın sayısındaki yükselme de hazır yiyeceklere olan talepte büyük bir artışa sebep oluyor. 
 
2018 yılında enzim piyasası 3,17 milyar doları, koruyucu madde piyasası 3,41 milyar dolar büyüklüğe ulaştı. Hidrokolloidler içinde tahmin edilen süre boyunca % 7,76 oranında bir büyümenin doğal antioksidanlar segmentinde gerçekleşmesi bekleniyor. Küresel unlu mamul pazarının 2026 yılında %8,63 büyümeyle 20,16 milyar dolara ulaşması öngörülüyor. Et ve et ürünleri pazarının üçüncü en yüksek seviyeye ulaşması ve 2026'da % 7,03'lük büyümeyle 11,34 milyar dolara ulaşması tahmin ediliyor.
 
Asya Pasifik gıda bileşenleri pazarının 2026 yılınmda ’luk büyümeyle 20,79 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu bölgedeki ülkelerin ekonomik açıdan büyümesi, kişi başına düşen gelirler, paketlenmiş gıda talebini artırdığından, en hızlı büyüyen gıda enzimi tüketicisidir. Avrupa dünyanın en büyük ikinci tüketicisi ve gıda enzimi üreticisi olarak dikkat çekiyor. 2026'da küresel pazar payının % 28'ine sahip olması bekleniyor. Kuzey Amerika’nın enzimler için piyasadaki en yüksek ,12 büyüme oranını görmesi tahmin ediliyor. Bunda değişen tüketici yaşam tarzlarının ve artan beslenme bilincinin büyük etkisi var.
 
Gıda koruyucuları binlerce yıldır hayatımızda
Artmaya devam eden insan nüfusunu besleyebilmek için üretilen yiyeceklerin saklanması ve uzun raf ömrüne sahip olması; hayati derecede önem taşıyor. Nitekim, insanoğlu, binlerce yıldır sınırlı yiyeceğini koruyabilmek adına tuz gibi gıda koruyucular, kurutma, tütsüleme, konserve gibi halen kullanılan çeşitli yöntemler ile yemeğin az olduğu dönemlerde hayatta kalmayı başardı. Örneğin Mısırlılar ve Romalılar, potasyum nitrat, baharat ve renklendiricileri, besinlerin raf ömrünü ve görünümünü geliştirmekte kullandılar. Türkiye’nin üzerinde bulunduğu tarihi İpek Yolu, doğudan batıya besinlerin raf ömrünün arttıran çok değerli baharatların taşınmasını sağladı. M.Ö. 3000-900 yıllarında et ürünleri tuzlanarak saklanırken, peynirler de odun tütsüsünde işlenerek veya kurutularak daha dayanıklı hale getirilirdi.