Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
AB Gıda ve İçecek Endüstrisi'nin umudu yeni pazarlar

Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF)’nun da üyesi olduğu AB’nin alanında en büyük sivil toplum kuruluşu olan FOODDRINKEUROPE’un (AB Gıda ve İçecek Konfederasyonu) kuruluşunun 30. Yılında düzenlediği kongresi 17-18 Ekim tarihleri arasında TGDF Başkan Vekili Rint Akyüz, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı İbrahim Yiğit ve Komisyon üyeleriyle Türkiye’den gelen gazetecilerin katılımıyla ile birlikte Brüksel’de gerçekleşti.

 




food_drink_europe.png

956.2 milyar Euro’nun üzerindeki iş hacmiyle Avrupa'nın en önemli imalat endüstrisi olan ve AB ekonomisinin önemli bir ayağını oluşturan Avrupa gıda ve içecek endüstrisi, 2020 AB Stratejisi doğrultusunda sürdürülebilir büyümenin ve ekonomik iyileşmenin desteklenmesinde son derece önemli bir role sahip. Buradan hareketle bu yılki kongrenin teması mevcut ekonomik kriz ortamında "Ekonomik İyileşmeyi Desteklemek" olarak belirlendi.

 

Sürdürülebilir ekonomik iyileşmeyi yönlendirmek, Tüketicilerin yaşamlarını iyileştirmek, Akıllı, yeşil büyümeyi gerçekleştirmek olarak 3 ana başlık altında yapılan oturumlarda; FoodDrinkEurope Başkanı Jesús Serafín Pérez’in yanı sıra  Avrupa Birliği Sağlık ve Çevre Komiseri, Avrupa Komisyonu üyeleri, endüstrinin CEO'ları, STK temsilcileri ve akademisyenlerden oluşan pek çok konuşmacı yer aldı.

 

Kongrede farklı oturum başlıkları altında değerlendirilen konuların başında 2050 yılına odaklanan AB gıda ve içecek endüstrisinin mevcut sorunları, global trendler, sektörün ihtiyaçları ve AB’nin geleceği için sürdürülebilir ekonomik büyümeyi teşvik etmek üzere yapılabilecekler tartışıldı. Her gün Avrupa'da 500 milyon tüketiciye güvenli, besleyici ve uygun fiyatlı gıda ve içecek ürünleri sunan AB Gıda ve İçecek Endüstrisi, tüketici refahını artırmak için daha fazla neler yapabileceği konusunu da ele aldı.

 

Avrupa’nın ekonomik iyileşmesini sağlamak için yeni pazarlar yaratmanın, inovasyon için gerekli finansman teşviklerinin sağlanmasının ve bunun yanı sıra KOBİ’lere yönelik iyileştirici planlamalar yapılması gerektiğini dile getiren konuşmacılar, endüstrinin rekabet gücünü azaltan yasal belirsizliklerin de ortadan kaldırılması gerektiğini ifade ettiler.

 

Öte yandan beslenme alışkanlıklarının karmaşıklığı ve fiziksel aktivite yetersizliğiyle mücadele etmenin önemine dikkat çekilirken, yaşlı nüfusun değişen ihtiyaçlarına yönelik araştırma ve geliştirme faaliyetleri için daha fazla yatırım yapmanın kaçınılmaz olduğu da kongrede dile getirilen konu başlıkları arasındaydı.

 

Tüm bu aşamaların hayata geçirilmesinin yakın gelecek için sürdürülebilir ekonomik iyileşmeye ve tüketici refahına katkıda bulunacağı sonucu çıkan FOODDRINKEUROPE 30. Yıl kongresinde, hedeflerin ancak tutarlı yöntem ve politikalarla, diğer paydaşlarla işbirliği içinde gerçekleştirilerek mümkün olacağı  dile getirildi.

 

Kongreye katılan Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF) Başkan Vekili Rint Akyüz, yaptığı değerlendirmede; FOODDRINKEUROPE’un Avrupa’nın en büyük sanayisi olan gıda ve içecek sanayisinin tek temsilcisi olduğunu, AB’nin gayrısafi milli hasılasının yüzde 13,5’unu temin ettiğini ve 2006 senesinde AB üyesi olmamasına rağmen konfederasyonun özel davetiyle gözlemci üye olarak konfederasyona katıldığını belirterek gözlemci üye olmalarına rağmen tam üye muamelesi gördüklerini vurguladı.

 

Bunun sebebinin Türkiye gıda ve içecek sanayisinin gücü olduğunu, şu anda Türkiye’nin ikinci büyük sektörü olduklarını, ancak bir kaç sene sonra en büyük sektörü olmak için gayret sarfettiklerini belirtti. Akyüz, “Özellikle ihracatta geçen sene Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırarak işlenmiş gıda ürünlerinde ihracatın 10 milyar dolar sınırına dayandığını, gümrük birliğine rağmen AB ile yapılan dış ticarette ihracatın ithalatın iki mislinin üzerinde olduğunu, aynı oranın tüm dış ticarete de aynen yansıdığını” sözlerine ekledi.

 

Türkiye’nin bulunduğu coğrafyada 600 milyon insan yaşadığını ve aynı bölgede gerçekleşen 1,5 trilyon dolar civarındaki gıda ticaretinde Türkiye’nin payının yüzde 1’in biraz üstünde olduğunu ve bunun yüzde 2-3’lere taşınması için çalıştıklarını ifade eden Rint Akyüz, ihracatımızın artmaması için herhangi bir sebep olmadığını söyledi.