Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
Makine sektörümüz yüksek teknolojiye sahip sanayi yaratmalı

Gıda ve ambalaj makinelerinde yıllardır ithalat artış hızının ihracattan daha yüksek seviyelerde gerçekleştiğini ve dış ticaret açığının meydana geldiğini hatırlatan Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri (OAİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, çözümün katma değeri ve teknolojisi yüksek makinelerin üretimine ağırlık verilmesi gerektiğini belirtti.

 




 
gida_makine.jpg

Türkiye’de gıda ve ambalaj makineleriyle ilgili üretim, ihracat, ithalat rakamları hakkında bilgi verebilir misiniz?

8422 GTIP bazında olan ambalaj makineleri ürün grubundaki 2011 yılı ihracat ve ithalat verilerine baktığımızda her iki verinin de artış gösterdiğini görüyoruz. İhracatımız %31 artışla 2011 yılında 121 milyon dolar, ithalatımız ise %38 artışla yaklaşık 415 milyon do olarak gerçekleşmiştir. Bu ürün grubundan 2011 yılında en fazla ihracat 18 milyon dolar ile İtalya’ya gerçekleştirilirken, en fazla ithalat ise yine aynı ülkeden 172 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Gıda Makinaları İhracat ve İthalat Değerleri

Değişim % (11/10)

İHRACAT

2009- 371.313.396

2010- 379.913.958

2011- 461.918.019

Değişim- 21,6

İTHALAT

2009- 586.185.538

2010- 678.381.831

2011- 918.885.312

Değişim- 35,5

Gıda makinelerine baktığımızda ise, 2011’de bir önceki yıla göre %22’lik artışla 462 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildiği, ithalatın ise %35’lik artışla 919 milyon dolar olarak gerçekleştiği görülmektedir. Bahsedilen rakamların içerdiği gıda makineleri GTIP ve kodlarını; santifirujler, sıvıların veya gazların filtre edilmesine ve arıtılmasına mahsus makine ve cihazlar (8421), süt sağma makineleri ve sütçülükte kullanılan makine ve cihazlar (8434), şarap, meyve suyu veya benzeri içeceklerin imaline mahsus presler (8435), tohum, hububat, kuru baklagilleri temizleme, tasnif etme ayıklama ve öğütmeye mahsus makine ve cihaz (8437), yiyecek ve içeceklerin sınai amaçlarla hazırlanması veya imaline mahsus makine ve cihazlar (8438) oluşturmaktadır.

Son 3 yılda gerçekleşen gıda makineleri ihracatında en fazla ihracat tohum, hububat, kuru baklagilleri, temizleme, tasnif etme, ayıklama ve öğütmeye mahsus makine ve cihaz (8437) alt grubunda yapılmıştır. Söz konusu grubun 2011 yılı ihracatı 191 milyon dolar olmakla beraber, ithalatı ise diğer mal gruplarının içerisinde en az rakamla 37,2 milyon dolar seviyelerinde gerçekleşti. 2011’de en fazla ithalat gerçekleştirilen ürün grubu 593 milyon dolar ile santifirujler ile sıvıların veya gazların filtre edilmesine ve arıtılmasına mahsus makine ve cihazlar (8421) oldu. 2011 yılında gıda makinelerinde en fazla ihracat yaptığımız ülke 46 milyon dolarla Almanya’dır. Aynı yıl ithalatımızda ise ilk sırayı 209 milyon dolarla yine Almanya almıştır.

 

Makinede kalite algısı uluslararası standartlara getirilmeli

Rakamlarla değerlendirdiğinizde ülkemizde gıda ve ambalaj makineleri sanayinin içinde bulunduğu durumu ve kullanılan teknolojiyi yeterli buluyor musunuz?

Her iki sektörde de global ölçekte değişimin hızlı olması sonucunda sürekli gelişim zorunluluğu bulunuyor. Bunun sonucunda da sürekli yükselen bir AR-GE maliyeti oluşmaktadır. Sektörde çok sayıda firma ve girişimci faaliyet göstermesine karşın büyük çoğunluğunun üretim ölçeği düşüktür. Maliyetli üretim gerçekleştiğinden yaratılan üretim değeri de gelişmiş batı toplumlarına ve global piyasada yer alan firmalara kıyasla oldukça küçüktür.

Ayrıca girdi maliyetlerini düşüremediğimiz ve özellikle ileri düzeyde teknoloji kullanımının gerektiği makinelerde bu komponentler açısından dışarıya olan bağımlılık ve rakiplerimize oranla bunları daha pahalıya mal ediyor olmamız sebebi ile Türk ambalaj makineleri ve gıda makineleri sektörleri üretim ve ihracatta olumsuz etkilenmektedir. Genel olarak Türk sanayisinde AR-GE harcamalarına ayrılan payın artması gerektiği, dolayısıyla kullanılan teknolojinin de bu paralelde gelişip ilerleyeceği düşüncesindeyim. Kalite algısının yabancı makine markaları ile yarışacak hale gelmesini sağlamak, üretimin planlama ve kontrolü açısından gelişmesini hızlandırmak, bunu da kalite odaklı ve ölçme kontrol tekniklerini kullanarak yapmak sektörün gelişmesi için önemlidir.

Ambalaj Makineleri (8422) İhracat ve İthalat Değerleri ($)

İHRACAT

2009- 65.030.996

2010- 92.480.662

2011- 121.204.563

Değişim- 31,1

İTHALAT

2009- 237.257.279

2010- 300.947.099

2011- 414.822.528

Değişi- 37,8

Gıda makineleri sektöründe 2008 yılında 360 milyon, 2009 yılında 214 milyon, 2010’da ise 300 milyon dolara yakın dış ticaret açığı vererek sektörde ihracatın ithalatı karşılama oranı %56 olarak gerçekleşmişti. 2011 rakamları neler söylüyor ve bu açıdan değerlendirmeleriniz nedir?

2011 yılında daha önce bahsetmiş olduğumuz gıda makineleri alt gruplarını oluşturan toplam ihracat rakamı, ithalat rakamının neredeyse yarısı kadardır. 2011’de dış ticaret açığı 456 milyon dolara yükselmiştir ve ihracatın ithalatı karşılama oranı %50 olarak gerçekleşmiştir. Sektör ithalatı ve ihracatında genel olarak bir karşılaştırma yapıldığında, ithalat ve ihracat arasındaki farkın büyük olduğu görülmektedir. İhracatta büyük oranlı artışlar yaşanırken, ithalatta küçük ölçüde düşüşler görülmektedir.

Türkiye, 2023 yılında makine imalat sektöründe hedeflediği 100 milyar dolarlık ihracat rakamını, alt yapı sorunlarını hızlı bir şekilde ele alarak yakalayabilir. Bunun yanı sıra, ithalat politikalarının da bu hedefe uygun bir şekilde revize edilmesi, hedefle örtüşecek şekilde güncellenmesi gerekmektedir.

 

Makine sektörü dış ticaret açığında 2. sırada

Yerli üretim makinelerin kullanımının yayınlaşması gıda ve ambalaj sektörlerine neler getirecek? Bu doğrultuda yapılması gerekenlerden bahseder misiniz?

Genel olarak makine sektörü dış ticaret açığında 2. sırada gelmektedir. Oysa ki Türkiye’nin ithal ettiği makinelerin büyük bölümü yüksek kaliteli olarak Türkiye’de üretilebilmektedir. Buna rağmen genel makine sektöründe olduğu gibi ihracat artışı ile beraber her yıl ithalat miktarı da artış göstermektedir. Bu da sermaye birikimi ve yatırımın önünde büyük engel teşkil etmektedir.

İthalatın artmasına paralel olarak yapılması gerekenler, katma değeri ve teknolojisi yüksek ürünlerin üretilmesini ve ihracatını sağlamaktır. Ülkemizin küresel bir güç olması için; teknoloji satın alarak üretim yapmak yerine kendi geliştirdiği teknolojiyle üretim yapar hale gelmesi gerekmektedir. Bu nedenle de Türk makine sektörünün vizyonu yüksek teknolojiye sahip bir makine sanayi yaratmak ve 2023’te dünyada ilk 5 makine ihracatçısı ülke arasına girmek olmalıdır.

 

Ülkemizde yerli üretim gıda ve ambalaj makinelerinin üretimlerinin artırılması adına hangi çalışmalar yürütülüyor? Bu çalışmalar sizce yeterli mi?

Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği olarak, genel yerli makine kullanımını artırarak dış ticaret açığının azaltılmasına katkı sağlamaya ve sektörün imajının geliştirilmesine yönelik faaliyetlerde bulunduk ve çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bildiğiniz gibi hükümetin de bu yönde destekleri mevcuttur. Sayın Başbakanımız tarafından da kamu ihalelerinde yerli mal kullanımın teşvik edilmesi yönünde genelgesi bulunuyor ve bunun takip edildiğini düşünüyorum.

Ayrıca ilk defa geçtiğimiz yıl Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından da Türkiye Makine Sektörü Strateji Belgesi yayınlandı ve sektör bir stratejiye kavuşmuş oldu. Sözünü ettiğimiz stratejide de yerli makine kullanımının artırılması ile ilgili eylemler yer alıyor ve stratejide yer alan eylemler hayata geçirilmeye başlandı bile. Bu konuda, verimli ve hızlı çalışılması gerekiyor. Öncelikle, ülke ihtiyaçlarının yerli üretimden karşılanması, yerli malı üretimin ve kullanımının özel olarak desteklenmesi, satın alma ekipleri ve teknik ekiplere de burada görev düşüyor. Yerli ürün tercih edebilme imkanı varken bilinen yurtdışı markaları ve pahalı malları tercih etme alışkanlığını kırmak gerekiyor.

 

Türk makine sanayi açısından gıda sektörünün bugünkü ve gelecekteki önemi hakkında neler düşünüyorsunuz?

Makine ve aksamlarının diğer sektörlerinde olduğu gibi, gıda makineleri sektöründe de çalışan kişilere mesleki eğitimin verilmesi ve böylelikle ara eleman sorununun çözülmesi, AR-GE’nin geliştirilmesi, gıda makineleri ihracatının artırılması için etkin çalışmalar yapılması suretiyle 2023 yılında tüm makine sektörü içerisindeki ihracat hedefine ulaşılması için gerekli tüm alt yapı oluşturulmalıdır. Sektörlerin hepsi bugün de gelecekte de önem arz etmektedir. Çünkü her sektör yükseltmeye çalıştığımız ülke ekonomisi için bir tuğla görevi görmektedir.

 “Genel olarak makine sektörü dış ticaret açığında 2. sırada gelmektedir. Oysa ki Türkiye’nin ithal ettiği makinelerin büyük bölümü yüksek kaliteli olarak Türkiye’de üretilebilmektedir.”

 

Sanayicimiz ithal hurda niteliğinde makineler kullanıyor

Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri Başkanı Adnan Dalgakıran, ithal ikinci el makine kullanımını, Türkiye’de üretilen ve aynı işi yapacak bir makine veya başka bir ürün varken ülke kaynaklarının dışarı çıkarılması olarak niteledi. Günümüzde ithal edilmek istenen ikinci el makinelerin çoğunun hurda olduğunu ve bu durumu üzüntüyle izlediklerini kaydeden Dalgakıran, “Yani bugün Türk üreticisinden sıfır bir ürün almak yerine 15-20 yıllık ve artık çalışma ömrünü doldurmuş hurda sıfatındaki makinelerin tercih edilmesini anlamakta güçlük çekiyorum. Üretim yapmak çok maliyetli bir iş, ancak tüm zorlukları göze alan üretici ülke ekonomisinin büyümesi için çok önemli. Çünkü üretilen her ürün kendi yan ürün piyasasını ve ekonomisini oluşturduğu gibi açık işletme yüzlerce insanımızın istihdamı demek. Dolayısıyla üreticiyi ikinci el makine ithalatından zarar görmemesi için korumak şart” diye konuştu.