Banner Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
Sektör özel teşviklerle daha da büyümenin peşinde

Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED) Başkanı Mahmut Duruk, dünyada Türkiye’nin liderliğini çektiği siyah havuç gibi ürünlerin desteklenmesi ve yeni trendler kapsamında kabul gören sebze suları için özel teşvikler verilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Meyve suyu için özel plantasyonlara öncelik verilmeli” dedi.

 




meyed_mahmut_duruk.jpg

30 Mayıs Çarşamba günü gerçekleştirilen Dünya Meyve Suyu Günü etkinliğinde konuşan Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED) Başkanı Mahmut Duruk, Dünya Meyve Suyu Günü’nün ilk defa dernekleri tarafından dünyaya 30 Mayıs olarak deklare edildiğini ve tüm dünyada 30 Mayıs 2010 yılından itibaren kabul gördüğünü anımsattı. MEYED ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın son senelerde olumlu başarılara imza attığını aktaran Mahmut Duruk, sertifikalı fidan dikimi ve damlama sulama yönteminde tarla sahiplerine %50 devlet desteği sağlandığını söyledi. Tarlalardaki toplulaştırma, bölgesel toprak, su, iklim analizleri öncülüğünde bölgesel tarım havzaları yaratma çabaları ile Bakanlığın çalışmalarının sabırsızlıkla sonuçlanmasını beklediklerini ifade eden Duruk, ana çatının tarlaların toplulaştırılmasının, bölgesel üst şirketler kurulumunun ve şirket hisselerinin SPK’ya bağlanıp halka açılmasının, hem tarla sahiplerini hem çalışanları hem de verimliliği artıracağını düşündüklerini anlattı.

 

Gelişmiş ülkelerdeki tüketime dikkat

Dünyada Türkiye’nin liderliğini çektiği siyah havuç gibi ürünlerin desteklenmesi ve yeni trendde kabul gören sebze suları için özel teşvikler verilmesi gerektiğinin altını çizen Mahmut Duruk, “Meyve suyu için özel plantasyonlara öncelik verilmeli” dedi. Sağlıklı beslenme anlamında gelişmiş ülkelerdeki senelik ortalama 40 litre meyve suyu tüketimine dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan MEYED Başkanı Mahmut Duruk, “Halen ülkemiz meyve suyu tüketiminde 8 litrelerdedir. Gelişmişliğimiz için bedenimize olumlu etkisi olan içecekleri tüketmeliyiz, bilhassa meyve oranı yüksek içecekleri. Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığımızın çabaları ile oluşturulan süt kampanyasını sonuna kadar destekliyoruz ve aklın yolunun bir olduğu görüşü ile sağlıklı nesillerin bu anlamdaki alışkanlıklarla değişeceği kanaatindeyiz. Devletimizin bu konudaki tutarlı duruşu gıda sektörümüzü cesaretlendirmiştir” diye konuştu.

Sektördeki meyve tüketiminin Türkiye’nin meyve endüstrisine büyük katkı sağladığına ve köylüleri ek kaynağa hızlı bir şekilde kavuşturduğuna işaret eden Duruk, fabrika meyve tedarikinde devletin hal yasaları gibi yasalarla meyve tedarikini zorlaştırmayıp, fabrika satışlarına ek prim vermesinin ana beklentileri olduğunu açıkladı. Dikilen her meyve ağacının karbondioksit tükettiğini varsayıldığında sektörün öneminin daha da arttığını anımsatan Mahmut Duruk, sektördeki ambalaj atıklarından gelişmiş ülkelerde olduğu gibi meyve oranı arttıkça vergi alınmamasının ana ilke olması gerektiğini vurguladı.

 

Meyve üretiminde dünyada 6. sıradayız

Dünya Meyve Suyu Günü etkinliğinde bir konuşma yapan MEYED Genel Sekreteri Ebru Akdağ ise, Türkiye’nin 2011 yılında ürettiği 17,2 milyon tonluk meyve üretimiyle dünyada 6. sırada yer aldığını belirterek, “Dünya meyve suyu ve konsantresi ihracatı 13 milyar dolarken, meyve cenneti Türkiye'nin buradaki payı %1,6" dedi.

Son 5 yıla bakıldığında sektörde işlenen meyvede %42’lik artış görüldüğüne dikkat çeken Akdağ, bu meyvelerin üretiminde ise sadece ,6’luk artış görüldüğünü belirtti. 2010 yılında bakıldığında biraz daha olumsuz tabloyla karşılaşıldığını vurgulayan Akdağ, bu durumun sektörde işlenen meyvelerdeki artışın %25 iken, bu meyvelerin Türkiye’deki üretiminde yaşanan %5’lik azalmadan kaynaklanmasına bağladı. Meyve suyu sektöründe en çok elma, şeftali, kayısı, vişne, portakal, üzüm ve narın işlendiğini açıklayan MEYED Genel Sekreteri Ebru Akdağ, “Maalesef ülkemizde 4 ayrı kategori olsa bile bunlar meyve suyu olarak adlandırılıyor. Bunlar; meyve suyu, meyve nektarı, meyveli içecek ve aromalı içeceklerdir. Böyle olması da tüketicilerde, hatta bazı uzmanlarda kavram kargaşası yaratıyor. Bu da sektörümüzün sağlıksal konularda saldırılara uğramasına sebep oluyor” dedi.

 

Sektör 2011’de %9’luk büyüdü

Meyve suyu ve meyve nektarı değerlendirildiğinde sektörün son 10 yılda 3,4 kat büyüme kaydettiği bilgisini veren Ebru Akdağ, son 5 yılda ise sektörün büyüme oranının %25 olduğunu söyledi. 2011’de sektörün %9 büyüdüğünü ancak bu yılki büyüme oranını %7 civarında öngördüklerini ifade eden Akdağ, “Bu düşüşte 2 temel faktörün önemli rol oynadığını düşünüyoruz. Bunlardan biri Avrupa’da yaşanan gelişmeler ve belirsiz kriz ortamının yarattığı çekingen tüketici davranışları, diğeri ise uzun ve sert geçen kış mevsimi. Bunlar tüketimi olumsuz etkiledi” diye konuştu. Türkiye'de meyve suyu ve meyve nektarı tüketiminin kişi başına yıllık ortalama 9 litre civarında olduğunu belirten Ebru Akdağ, tüketimin AB ülkelerinde 23 litre, Kanada'da 53 litre, ABD'de 45 litre, Almanya'da ise 39 litre civarında seyrettiğini belirterek, Dünya Sağlık Örgütü'nün sağlıklı bir yaşam için günde 5 öğün meyve ve sebze tüketilmesini önerdiğini anımsattı.

 

221 milyon dolarlık ihracat

Türkiye’nin meyve suyu ihracatına bakıldığında 2000 – 2007 arasında ihracatın ekonomik getirisinin 5 katına çıktığı bilgisini veren MEYED Genel Sekreteri Ebru Akdağ, 2008 ve 2009’da Avrupa’ya bağlı olarak %20’lik bir düşüş olduğunu açıkladı. 2010 yılında %67’lik, ardından da 2011’de değer bazında %27’lik bir artışla meyve suyu ihracatının 221 milyon dolara ulaştığını kaydeden Akdağ, “Bu hiç de azımsanamayacak bir rakamdır. Ancak hak ettiğimizin de altındadır. Elma suyu ihracatı toplamın %47’sini oluşturuyor. İhracatta başlıca pazarlar Almanya, Hollanda, İngiltere, ABD ve Belçika olarak karşımıza çıkıyor” diye konuştu. MEYED Genel Sekreteri Ebru Akdağ, meyve suyu sektörünün potansiyeli bakımından hem içte hem de dışta çifte fırsat sunduğunu belirtti. Akdağ doğru stratejilerin izlenmesi durumunda 13 milyar dolarlık dünya meyve suyu pazarının büyüklüğünün, Orta Doğru ve Afrika gibi gelişen pazarlardaki fırsatların, gerek büyüyen pazar, gerekse AB tarım sübvansiyonlarının azalmasıyla artan dış talebin ve hızla büyüyen iç pazarın sektöre yeni fırsatlar sunabileceğini anlattı.

 

Meyve bahçeciliğinin dağınıklığı önemli sorun

MEYED Genel Sekreteri Ebru Akdağ, Türkiye’nin meyve suyu sektöründeki potansiyelini engelleyen sorunlara ve çözüm önerilerine de değindi. Hammadde kısıtının önemli bir sorun olduğunu açıklayan Akdağ şöyle konuştu:

“Meyve bahçeciliğinin dağınık ve küçük parsellerden oluşması, yeterli miktarda ve kalitede meyve tedarik edilememesine, uygun işletme ölçeği ve uygun ürün deseni oluşamamasına yol açıyor. Bunun sonucunda verimsiz üretim, mutlu etmeyen fiyatlar, modern tarım uygulamalarının kullanılamaması gibi sıkıntılar baş gösteriyor. Sanayiye uygun çeşit ve cinslerin bulunmaması ile yeni plantasyonların olmaması da hammadde kısıtına yol açıyor. Uygun teşviklerle kümelenme ve ürün deseninin oluşması ve büyük ölçekte meyve bahçeciliğinin desteklenmesini çözüm önerileri olarak sıralayabiliriz. İhracatta düşük rekabet gücünü ortadan kaldırmak için ihraç edilen her 1 ton meyve suyu konsantresine, ilgili meyvenin her 1 tonuna ödenen ihracat teşvikinin üretimde işlenen oranın verilmesi, siyah havuç potansiyeli gibi ihracatta önemli bir sıçrama yapmamıza imkan sağlayacak sebze suları ve sebze suyu konsantreleri ihracatında da meyve suları/konsantreleri için uygulanan Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu (DFİF) miktar barajının aynısının uygulanması gerekiyor.”

 

Portakallar dallarında kalırken konsantremizi ithal ediyoruz

İhracatın artmasına bağlı olarak son 5 yıllık dönemde Türkiye meyve suyu sanayinin dış ticaret fazlasının 9 oranında artarak 191,8 milyon dolara ulaştığını dile getiren MEYED Genel Sekreteri Ebru Akdağ, “Türkiye 29 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirdi. İthalatın en büyük kısmını portakal ve narenciye konsantreleri oluşturuyor. Bu bir nevi kanayan yaramız. Hepimiz biliyoruz ki, Türkiye’de portakallar dallarında kalırken biz portakal suyu konsantremizi ithal ediyoruz. Buradaki sorunun altında plantasyonları yapılan portakal ve narenciyelerin çeşidi gereği meyve suyuna işlenmelerinin mümkün olmayışı yatıyor. Dolayısıyla bu noktada bir çeşit değişikliğine ihtiyaç var. Yine de meyve suyu sanayi her zaman dış ticaret fazlası vermektedir ve ilerideki dönemde de dış ticaret dengesinin ihracat lehine gelişmesi beklenmektedir” şeklinde konuştu.

 

Türk meyve suyu sektörünün büyüklüğü

İhracat: 221 milyon dolar

İstihdam: 600 bin kişi

Cirosal büyüklük: 2 milyar TL

Son 5 yıllık cirosal büyüklük: 8 milyar TL

Son 5 yıldaki cirosal büyüme: %48