Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
Necdet Buzbaş yazdı: Zor yıllar

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Gıda Meclisi Başkanı Necdet Buzbaş, Türkiye’de gıda sektöründe 2022’de yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.
 
* Bu makale deprem felaketinden önce kaleme alınmıştır.




Gıda endüstrisiCovid-19 salgını süresince gıda tüketimi sağlık ilişkisi özel önem kazanınca, gıda sanayi ve tarım sektörü kavramları birbirini ikame eder oldu. Bir ölçüde bu durumu kabullenmek durumunda isek de; kabaca tarımın gıda sanayine ham madde sağlayan, gıda sanayinin ise ham maddeyi işleyip kullanabilir hale getirip verdiği hizmetle mutfaklara kadar ulaştıran temel özelliklerini belirtmek durumundayız.
 
Gıda sanayi, sanayi sektörünün imalat sanayi alt grubu içinde yer almakta ve Türkiye’nin GSYH’da önemli bir paya sahip bulunmaktadır. Hanehalkı harcamalarının yaklaşık dörtte biri beslenmek amacıyla tüketilen gıda ürünlerine yapılan harcamalardır. Gıda sanayi, toplumun beslenmesi temel işlevi yanında oluşturduğu istihdam, tarım ürünlerine sağladığı katma değer ve dış ticarette net ihracatçı yapısıyla ve ülkemize sağladığı döviz girdisiyle önemli bir fonksiyon icra etmektedir. 2021 yılında Covid-19 salgının ortaya koyduğu ağır sağlık ve ekonomik sorunların yanında yaşanan aşırı yağışlar, sel, dolu ve kuraklık gibi iklim krizi kaynaklı olumsuzluklarına rağmen, gıda sanayi kaliteli ve güvenilir gıda üretimi başarısını sürdürmüş, çoğu ülkenin yaşadığı gıda tedariği travmasını ülkemizde hissettirmemiştir.
 
Salgının etkilerinin azalmasıyla 2022 yılı için yeni normale dönüş ve dış ticaret performansını artırmaya dönük hazırlıklar tamamlanırken, hemen yılın başında 24 Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgale kalkmasıyla başlayan savaş gerginliğiyle yüz yüze kalınmıştır. Bir yıla yakın süredir yaşanan savaş gerçeğinin ortaya koyduğu küresel başat sorunlar, gıda tedariği darboğazı ve petrol, doğalgaz tedariğindeki kısıtlar olarak özetlenebilir. Gıda tedariğindeki darboğaz tüm emtia fiyatlarını artış yönünde etkilerken, petrol ve doğalgaz tedariğindeki kısıtlar enerji, lojistik, tarım sektörlerinde fiyat artışlarını adete kamçılamıştır.
 
Necdet  BuzbaÅ�Girdi fiyatlarında artış
Ülkemiz özelinde gıda sanayinin durumunu değerlendirebilmek için sürecin ilk halkası olan tarım sektöründen başlamak gerekir. Tarım girdilerinden; tohum, gübre, kimyasallar, mazot ve yemin tamamına yakını yurt dışından ithalat yoluyla karşılanmaktadır. Bir yandan adı geçen girdilerin dünya pazarlarındaki fiyat artışları diğer yandan döviz kurlarında yaşanan artışlar girdi fiyatlarını önemli ölçüde artırmıştır. Türkiye 2022’ye elektrik, doğalgaz, mazot ve benzine yapılan yüklüce zamlarla girmiştir. Bu zamlar maliyetlerde önemli artışlara neden olarak fiyat artışlarını zorlamıştır. İşlenmiş gıda ürünlerindeki üretici fiyat endeksi (ÜFE) yıl boyu 100 değerinin üzerinde seyretmiştir. Tüketici fiyat endeksiyle (TÜFE) yapılan kıyaslamada makastaki açıklığın üretici tarafında olumsuz duruşu çözüm üretmede gıda sanayi yöneticilerini de aşırı zorlamakta, endişeye sevk etmektedir.
 
Geniş halk kitlelerini hayat pahalılığı olarak yakından ilgilendiren yüksek enflasyonla mücadele konusunda önemli adımlar atıldığına da şahit olundu. Temel gıda ürünlerinde KDV oranlarının %8’den yüzde 1’e indirilmesi, bazı gıda maddelerinin ihracatına zaman zaman kısıt getirilmesi dikkat çekici uygulamalar olarak yer aldı. Ancak sorunu çözmekte etkili olamadı. Bununla birlikte, 2021 yılında 420 lira olan şeker pancarı alım fiyatı 2022 yılı Ocak ayı başında hasattan 8 ay önce ton başına 800 lira olarak açıklanmış, daha sonra hasat döneminde alım fiyatı ton başına 1400 liraya çıkarılarak izaha muhtaç, anlaşılması güç bir uygulama olarak dikkat çekmiştir. Sonuçta, şeker fiyatlarında artış kaçınılmaz olunca imalatçılara sıfır gümrükle 15 Ekim 2022’ye kadar 400 bin ton şeker ithalatına izin verilmiştir.
 
Enflasyon kaynaklı maliyet artışları birçok ürünün yurt dışı pazarlarda rekabetçi olma üstünlüğünü olumsuz etkilerken, yurt içinde de cirolarda sanal artışlar, yüksek oranda ödenen vergiler işletme sermayelerinin erimesine yol açmakta. Firmaların yatırım ve işletme sermayesini artırma ihtiyaçlarından kaynaklanan finansman maliyetlerinin de giderek ağırlaştığı dikkat çekmekte.
 
Fiyat artışları gıdaya ulaşımı güçleştiriyor
Nedeni küresel veya yerel olsun, gıda ürünlerindeki fiyat artışları gıdaya ulaşımı güçleştiriyor. Satınalma gücünde yaşanan erozyon; ucuzluktan toptan alımlar, indirim kampanyalarını takip edip fırsat değerlendirmeler, özel market markalarına rağbet gibi yaygın alışveriş davranışlarının günlük yaşamın bir parçası olma halini zorluyor. 2021 yılında seçilmiş temel gıda ürünlerinden oluşturulan alışveriş sepetinin harcamaları 99 lira tutarken, Kasım 2022’de aynı sepet aynı ürünlerle tam 200 liraya doldurulabiliyor. 2022 yılının zor bir yıl olduğu konusunda gıda sektörü olarak hemfikiriz. Ancak henüz başında olduğumuz 2023 yılının da içerdiği belirsizlikler nedeniyle bir önceki yılı aratmayacağı konusunda çokça görüşler ağırlıkta.
 
Küresel ekonominin büyümesinin yüzde 1.2’ye gerileyeceği, Dünya Ticaret Örgütü’nün küresel ticaretteki büyümenin yavaşlamasının beklendiği yönündeki tespitleri ve AB ülkelerindeki resesyon kaygıları dış ticaretimiz açısından endişe kaynağı oluşturuyor. İthal girdilerdeki fiyat artışlarının devamı, enerji fiyatlarındaki değişiklikler de rekabet gücümüzü olumsuz etkileyecek faktörler olarak yer alıyor. Yurt içi duruma bakıldığında; küresel sorunların getirdiği yüklerin yanında, ülke içindeki hayat pahalılığı ve haziran ayında yapılması öngörülen cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerinin ekonomi üzerindeki etkileri çözümleri henüz belirsiz sorunlar olarak yer alıyor. Tüm belirsizliklere karşın, turizmdeki olumlu gelişmeler, gıda ürünleri ihracatındaki yıllık yüzde 10-15 oranındaki artış performansının artarak devamı ümitvar olduğumuz olanaklar.