Banner Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
Bira sektöründeki daralma 2015'te devam etti

Güven Erdal
Yönetim Kurulu Başkanı 
Bira ve Malt Üreticileri Derneği




biraBira sektörü son yıllarda küçülme eğilimi sürecini yaşamaktadır. Ön bilgiler Türkiye bira sektöründe daralma sürecinin 2015 yılında da devam ettiğini göstermektedir. Bu bağlamda, gerek sektörün 2015 sonu itibariyle üretim miktarının gerek üretim ve ithalattan oluşan toplam iç piyasaya sunulan satışlarının 2012 yılındaki seviyeyi yakalayamadığı görülmektedir. Halbuki, sektörümüzde toplam bira üretiminin yaklaşık %99’unu üreten başlıca firmalar; uluslararası çapta yatırımları olan, dünyada tanınmış markalara sahip bulunan, yüksek ölçekli modern tesislerinde kaliteli ürünler üretebilen, üretimlerinin ’undan fazlasını ihraç ederek ülkemize döviz kazandıran firmalardır. Bira sektörü, ülkemizin tüm alkol sektörleri arasında en fazla ihracat yapan sektördür. Sektörün yılda ortalama 65 milyon dolar seviyesinde seyreden ihracatı, Kuzey Amerika dahil her kıtada çok sayıda ülkeye gerçekleştirilmektedir.
 
Uluslararası itibara ve etkinliğe sahip bulunan firmalarımızın oluşturduğu bu sektörün son yıllarda küçülme eğilimine girmesi 2 temel nedenden kaynaklanmaktadır. Birinci neden; Türkiye’nin alkol mevzuatında yapılan değişikliklerle özellikle son yıllarda uygulamaya konulan aşırı kısıtlamalar ve yasaklardır. Gerçekten, ülkemizde genel olarak bir alkolizm sorununun olmamasına ve kişi başına düşen saf alkol tüketimimizin AB ortalamasının yaklaşık 1/8’ini oluşturmasına rağmen, Türkiye’nin alkol mevzuatı bütünüyle değerlendirildiğinde, alkol tüketiminin yasal olduğu ülkeler arasında en kısıtlayıcı hükümleri içermektedir. Nitekim, 18 Eylül 2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konulan Tütün ve Alkollü İçkilerin Satış ve Sunumuna İlişkin Yönetmelik’te; alkollü içkilerin, bu arada biranın sadece reklamı değil, aynı zamanda tüketicilere yönelik tanıtımı da yasaklanmıştır. 
 
Diğer bir ifadeyle, piyasaya sunulması söz konusu olan bir alkol ürününün tüketiciye tanıtımı ve tüketicin ürünle ilgili bilgilendirilmesi hiç bir şekilde mümkün olamamaktadır. Bu bağlamda, alkollü içkilerin marka, logo, amblem ve işaretlerini içerecek şekilde sözcüklerin, şekillerin, resim ve harflerin işyerlerinin içinde, dışında, vitrinlerinde, tabelalarında, satış ünitelerinde, soğutucularında, taşınabilir veya sabit her türlü materyal üzerinde bulundurulması yasaklanmıştır. Ayrıca, alkollü içkilerin satış yerinin dışarıdan görülecek şekilde satışa sunulması, reklam ve tanıtımın yapıldığı internet sitelerinin faaliyet göstermesi veya internet ortamında, telefon veya benzeri iletişim araçlarıyla satış yapılması bütünüyle yasaklanmıştır. Yukarıda kısaca değindiğimiz alkol tüketimini kısıtlayıcı hususlar, uygulanmakta olan alkol mevzuatının sadece cüzi bir kısmını oluşturmakla beraber, sektörümüzün karşı karşıya bulunduğu sıkıntıların kapsam ve mahiyeti hakkında genel bir fikir vermektedir. Ayrıca, reklam ve tanıtıma getirilen kısıtlama ve yasakların yanı sıra, alkol ürünlerinin ve bu arada biranın satışları da her gün saat 22:00’den sonra yasaklanmıştır. 
 
Bira sektörünün karşı karşıya bulunduğu ikinci temel ve çok önemli sorun, bira ürünlerine her yıl çok yüksek düzeylerde uygulanmakta olan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) artışlarıdır. Her yıl ard arda yürürlüğe konulmakta olan ÖTV artışları, biradaki vergi yükünü, bira sektörünün dayanma gücünün ötesine taşımıştır. Son olarak, 1 Ocak 2016 tarihinden itibaren biraya yaklaşık oranında ÖTV artışı uygulanmıştır. Bunun sonucu olarak Türkiye’de %4,8 oranında alkol içeren 1 hekto litreye uygulanan ÖTV yükü, 154,50 Euro seviyesine yükselmiştir. Buna göre , ülkemizde uygulanan ÖTV yükü 28 AB üyesi arasında 144 Euro ile 1. sırada bulunan Finlandiya’nın da üzerine çıkmış bulunmaktadır. 28 AB ülkesiyle bir kıyaslama yapıldığında ise, Türkiye’de bira üzerinden alınan ÖTV yükünün AB ortalamasından yaklaşık 3 kat daha yüksek olduğu görülmektedir. Gerçekten, merkezi Brüksel’de bulunan üyesi olduğumuz Avrupa Biracılar Konfederasyonu toplantılarında sektörümüzün bu denli yüksek vergi yüküyle faaliyetlerini nasıl yürüttüğü merak konusu olmakta ve bu konuda sık sık benzeri sorulara muhatap kalmaktayız.
 
Gerçekten, sektörün halihazırda 1 litre bira için ödediği ÖTV tutarı 5 TL’nin üzerindedir. Ayrıca, oranında KDV ödemesi yapılmaktadır. Halbuki, 1 Ocak 2013 tarihinde yürürlüğe girmiş olan 6322 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 30. Maddesi’nde; bira için belirlenmiş maktu ÖTV tutarlarının ocak ve temmuz aylarında üretici fiyat endeksinde son 6 ayda meydana gelen değişim oranında herhangi bir işleme gerek kalmaksızın belirleneceği, kayıt altına alınmıştır. Böylece, ÖTV artış oranlarının enflasyon doğrultusunda arttırılması hedeflenmiştir. Ne var ki, uygulama çok farklı olmuştur. ÖTV artışları söz konusu yasa öncesinde olduğu üzere 2013, 2014 ve 2015 yıllarında da enflasyon oranlarının çok üzerinde seyretmiştir. 
 
Sonuç olarak, çok ağır bir vergi yükü altında faaliyetlerini sürdürmek zorunda olan sektörümüzün, yukarıda sözü edilen çok yönlü yasak ve kısıtlamaların da olumsuz etkisiyle 2015 yılında büyüyüp, gelişme göstermesi mümkün olamamıştır. Bununla beraber bira sektörü 2016 yılına umutlu girmektedir. Bu yıl makro ekonomik koşulların olumlu yönde ve istikrar içerisinde gelişme göstereceğine inanmaktayız. Sektörümüzün 2016’da üretim ve satış faaliyetleri sonucu yaratacağı vergi, istihdam ve çok yönlü katma değerle Türkiye ekonomisine sağladığı katkının giderek daha da önem kazanacağını düşünmekteyiz. Sektör olarak, 2016 yılının ülkemize huzur, barış ve daha fazla refah getirmesini dilemekteyiz.