Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
Çikolata ve şekerli ürünlerden 2,7 milyar dolar ihracat hedefi

2016 yılında 4,5 milyar TL’Iik hacme ulaşan şekerli ve çikolatalı mamuller sektörünün bu yıl yüzde 10 büyümesi bekleniyor. Sektör, geçen yıl 2,2 milyar dolar olan ihracatını da bu yıl 2,7 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor. 
 




ÇikolataTÜİK sanayi üretim verilerine göre; şekerli ve çikolatalı mamuller sektörünün 2016 yılında 4.5 milyar TL satış cirosu bulunuyor (pastacılık ürünleri hariç). Kek, gofret vb. pastacılık ürünlerinin ise 5.8 milyar TL satış cirosu söz konusu. Çikolata ve şekerli mamuller pazarının bu yıl yüzde 10 büyümesi bekleniyor. Söz konusu tutarın 2,3 milyar TL’si, sektör ihracatından oluşuyor.
 
Türkiye’de çikolata sektörü günden güne gelişiyor. Rekabetin artmasıyla daha kaliteli hammaddelerden daha seçkin ürünler elde ediliyor. Özellikle bayramlarda yaklaşık üç katına çıkan çikolata ve şekerleme satışları ile bu sektör Türk gıda sanayiinin en canlı kollarından biri. Sektör sürekli büyürken bunda önemli paylardan biri antioksidan özelliği nedeniyle son dönemde çikolataya artan ilgi oldu. Çikolatanın sağlıklı beslenme trendindeki olumlu konumu ve ülke ekonomisindeki büyüme sürdükçe, bu ürünün grubunun piyasadaki yerinin de sağlamlaşmaya devam edeceği belirtiliyor. TÜİK’in en son açıkladığı verilere göre; kakao, çikolata ve şekerleme imalatı yapan işletmelerin sayısı 2013 yılında 1.121 iken, 2014 yılında 1.197 oldu. Bu işletmelerde istihdam edilenlerin sayısı da 2013 yılındaki 27 bin 701’den 2014 yılında 29 bin 103’e yükseldi. 
 
Çikolata işlenmesindeki özel tekniklerin yanında çeşitli kullanım alanları ile katma değeri yüksek bir ürün. Çikolata çeşitli gıda ve içeceklerde çeşni maddesi olarak kullanılabilmekte, pastacılıkta önemli bir hammadde konumunda yer almakta, ayrıca birçok çeşidi ile tüketici tarafından doğrudan tüketilebilmekte. Bu nedenlerle çikolata ve ürünleri Türk gıda sanayiinin çok önemli bir parçasıdır. Ülkemiz imalat sanayinde ekonomik açıdan ve istihdam bakımından önemli bir yeri olan gıda sanayi, ihracatın da lokomotiflerindendir. Gıda sanayinin önemli bir dalı olan çikolata ve ürünleri sektörünün ihracatı 2016 yılında 372 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Bunun yanında 74 milyon dolarlık da bir ithalatımız mevcuttur. İçinde bulunduğumuz 2017 yılında ihracat şu anda 216 milyon dolar düzeyindedir. Aynı dönemde 45 milyon dolarlık ithalat yapıldı.
 
Büyüyen pazarın rakamsal değerlendirilmesi
Lezzetli bir antioksidan kaynağı olarak çikolataya artan ilgi yanında, küreselleşmeyle daha fazla kaynaktan hammaddeye erişim sağlanabilmesi Türkiye’deki çikolata sektörünün yıldan yıla ciddi bir büyüme göstermesini sağladı. 2010 yılında 157 bin ton olan çikolata ve çikolatalı ürünler üretimi iki kattan fazla artarak 2016 yılında 378 bin tona ulaştı (0,8 artış). Çikolata ve ürünlerinin 2010 yılı satış değeri 2 milyar 707 milyon lira iken, bu değer 2016 yılında 4 milyar 573 milyon lira oldu. İçinde bulunduğumuz yıla baktığımızda ise, büyüme eğiliminin sürdüğünü görüyoruz. Şekerli Mamul Sanayicileri Derneği (ŞEMAD) verilerine göre, bu yılın ilk 6 ayında çikolata ve ürünleri üretimi 207 bin tonu buldu. Bu değer 2016’nın ilk 6 ayında görülen 190 bin tonluk üretimden yüzde 8,9 oranında daha yüksek. Satış değeri ise 2016’nın ilk 6 ayındaki 2 milyar 420 milyon TL seviyesinden 2 milyar 768 milyon TL seviyesine yükseldi. Dünyada olumsuz hava şartları, hastalıklar ve savaşlar nedeniyle görülen kakao krizine rağmen bu artış önemli bir gösterge olarak kabul ediliyor.
 
Dini bayramlar satışları canlandırıyor
Türkiye’de 2016 yılında çikolata ve şekerli mamullerin kişi başı tüketimi 2.5 kg düzeyinde olmasına rağmen dünya tüketimi dikkate alındığında bu rakam düşük seviyededir. Söz konusu tüketimde örneğin Avrupa ortalaması 10 kg düzeyinde seyrediyor. Ülkemizde kutlanan iki dini bayram olan Ramazan Bayramı ile Kurban Bayramı, şekerli mamul sektörünün yıllık satışlarının önemli bir bölümünün gerçekleştiği dönemler olarak ortaya çıkıyor. “Bayram dönemleri sektör açısından daha hareketli geçiyor” diyen ŞEMAD Başkanı Şemsi Kopuz, bayram dönemi satışlarına ilişkin şu bilgileri verdi: “Genellikle ön plana çıkan şeker ve çikolata satışlarının bayram dönemlerinde 500 milyon TL civarında seyrettiğini gözlemliyoruz. Bunun neredeyse yarısını yani 250 milyon TL’lik kısmını bayram şekeri oluşturuyor. Bayram şekeri diye tabir edilen ürünlerin satışı bayram dönemlerinde artıyor. Yıllık toplam tüketimin 2.1 kg olduğu bayram şekerinin yüzde 60’ı bayramlarda tüketiliyor. Özellikle geleneksel ürünler olarak adlandırdığımız lokum, pişmaniye gibi ürünlere ilginin bayram döneminde arttığı görülüyor. Batı illerimizde çikolata, doğu illerimizde ise şekerleme ürünlerinin satışlarının daha yoğun gerçekleştiğini görüyoruz. Ülke genelinde bayram şekeri satışının en yüksek olduğu bölge %31 ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri. Bu bölgelerimizi İç Anadolu (%21), Marmara (%21), Akdeniz (), Karadeniz (%8) ve Ege Bölgesi (%5) takip ediyor.”
 
Sektörde yaşanan sıkıntılar 
ŞEMAD Başkanı Şemsi Kopuz, sektörde yaşanan en büyük sıkıntının “çikolata olmayan” çikolatalar olduğunu belirtiyor. Çikolata tanımı altına giremeyecek şekilde, kakao yağı ve süt yağı içermeyen, merdiven altı işletmelerde üretilen ürünlerin özellikle piyasanın iyice hareketlendiği bayram dönemlerinde sektöre darbe vurduğuna dikkat bçeken Kopuz, “Sadece kayıt dışı üretimin sektöre verdiği zarardan ya da devletin vergi ve prim kaybından bahsetmiyorum. Aynı zamanda uygun olmayan, düşük kaliteli hammaddeler kullanılarak üretilen ürünler, tüketicinin çikolata zevkini köreltmekte, çikolataya olan güveni sarsmaktadır” dedi.
 
Kota belirsizliği en büyük sorun
Nişasta bazlı şeker (NBŞ) bazlı şeker kotasına ilişkin belirsizliğin halen sürdüğünün altını çizen Şemsi Kopuz, “Maalesef üreticimizin önündeki en büyük sorun Şeker Kanunu. Hem pancar şekeri hem de NBŞ kotasının her yıl yeniden düzenlenmesi sanayicinin uzun soluklu plan ve proje yapmasını engellemektedir. Zira üretici ne kadar ham madde tedarik edeceğini son ana kadar kestirememektedir” ifadelerini kullandı.
 
Hedef 2,7 milyar dolarlık ihracat
İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Zekeriya Mete, Türkiye çikolata ve şekerli mamuller sektöründe 2016 yılında 2,2 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirildiğini, bu yıl ihracatını ise 2023 hedefi doğrultusunda 2,7 milyar dolara ulaştırmayı amaçladıklarını belirtiyor. Türkiye çikolata ve şekerli ürün ihracatının artırılması amacıyla 2015 yılında “Şeker ülkesi- Delightland” temasıyla bir tanıtım kampanyası başlatmıştı. Aradan geçen 2,5 yıllık süreçte yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Zekeriya Mete, “Delightland temalı tanıtım kampanyamız Genel Sekreterliğimiz bünyesinde faaliyet gösteren “Şekerli Mamuller Tanıtım Grubu’nca yürütülüyordu. Delightland temasıyla ihracatçılarımızın, Türkiye’de ürettiğimiz ürünler ile ilgili bilgiler içeren dergimiz basılıyordu. Her sene 25 civarında fuarda Delightland temalı info – stand katılımı yaparak bu fuarlarda tanıştığımız ithalatçı/distribütör/süpermarket zinciri sahiplerini alım heyeti organizasyonları ile ülkemize getiriyorduk. Yılda yaklaşık 30 VIP heyet ağırlıyorduk. Maalesef tanıtım gruplarının kapatılmasıyla Deligtland konsepti ile sürdürdüğümüz çalışmalar kısa sürede çok güzel sonuçlar elde edilmesine rağmen yarım kaldı. Ancak biz İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği olarak benzer çalışmaları sürdürmekte, firmalarımızı sektörel ticaret heyeti, alım heyeti vb. bağlı bulunduğumuz Ekonomi Bakanlığı’nında yapılması için teşvik ettiği etkinliklerden mahrum bırakmamaktayı” dedi. 
 
Peki Irak ve Suriye’de son yıllarda devam eden savaş ortamı Türkiye’nin bu iki komşusuna ve de Orta Doğu pazarına gerçekleştirdiği çikolata ve şekerli mamul ihracatını ne yönde etkiledi? Bu konuda açıklamada bulunan Zekeriya Mete şunları kaydetti: “Özellikle sınır illerinde ihracatın büyük çoğunluğu bu bölgeye yapıldığı için sorun olabilir, ancak bizler ihracatçılarımızı her zaman alternatif pazarlara yönelmeleri, tek bölgede yoğunlaşmamaları yönünde teşvik etmekteyiz ki bu tür bir sorunla karşılaşılmasın. Ayrıca Kuzay Irak’a ihracatımız sıkıntıya girse bile Merkezi Irak Yönetimi ile doğan yakınlıktan ötürü ticari çalışmalar merkezi Irak yönünde sürdürülebilir, bu noktada nakliye sürecinde sıkıntılar yaşanacaktır. Şekerli mamuller sektörü Suriye krizinden en az etkiyle çıkmayı Güney Amerika, Uzak Doğu vb. yeni pazarlara yönelerek başarmıştır. Yine aynı şekilde Irak krizinin de sektörümüzü olumsuz etkilemesine engel olmak için İhracatçı Birlikleri olarak devletimize ve ihracatçımıza her türlü desteği sağlamak görevimizdir.”
 
“En iyi 100’de 3 Türk firması var”
Gıda sektöründe, özellikle de şekerli ve atıştırmalık mamullerde Türkiye olarak iddialı olduklarını, dünya çapında en iyi 100 şekerli mamul şirketi arasında 3 Türk firmasının bulunduğunu açıklayan İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Zekeriya Mete, “200’ün üstünde de ülkeye ihracat yapıyoruz. Firmalarımız da gerek direkt ihracat ile gerekse de markaları satın alarak yurtdışındaki pazarlara giriyor. Tabii ki alınacak çok mesafe var. Hem ihracatçılarımızın kendilerini AR-GE yönünden geliştirerek ürün gamını artırması hem de pazarlama stratejilerini geliştirerek ürünleri için marka algısını oluşturması gerekmektedir. Tüketimde organik ve fonksiyonel ürünlere eğilim gözlenmektedir, yerli firmalarımız da buna uyum sağlayarak ürün portföylerini geliştirmektedirler” şeklinde konuştu. 
 
“Palm yağıyla ilgili iddiaların temeli yok”
Son yıllarda gıda ürünlerinin tüketilmesiyle ilgili medyada çıkan olumsuz haberler ve bilgi kirliliğine de değinen Mete, “Türkiye’de gıda sektörü Avrupa Birliği standartlarında ve dünyayla rekabet edebilecek seviyededir.  Ancak ülkemizde de güvenilir bir dayanağı olmayan spekülatif ve yanıltıcı bilgiler sosyal medya aracılığıyla dolaşmaktadır. Bizim sektörümüzde en son çikolatalı ürünlerde hammadde olarak kullanılan palm yağı ile ilgili, diğer katı yağlardan daha kanserojen olduğu yönünde bir bilgi kirliliği yaşanmıştı. Ancak palm yağı pişirme yağı olarak, margarinlerde ve çeşitli hazır gıdalarda kullanılmakta olup, FAO (BM Gıda ve Tarım Örgütü) ve WHO’nun (Dünya Sağlık Örgütü) ortak kuruluşu olan uluslararası CODEX Allimentarius Komisyonu tarafından 17 yemeklik yağ çeşidinden biri olarak da kabul edilmektedir. Ayrıca palm yağı, Codex Alimentarius gibi uluslararası kuruluşlar tarafından tanınan Islamic Development Department tarafından helal yiyecek statüsünde sayılmıştır” ifadelerini kullandı. 
 
“Gulfood benzeri bir fuarı İstanbul’da yapmayı planlıyoruz”
Türkiye çikolata ve şekerli mamuller sektörünün geleceğini, planlanan projeleri ve hedefleri hakkında da bilgi veren Zekeriya Mete şöyle konuştu: “Hedeflerimiz arasında Dubai’de gerçekleştirilen Gulfood gibi sektörün en verimli gıda fuarlarından birini Türkiye’de, İstanbul’da gerçekleştirmek var ki, İstanbul zaten coğrafi lokasyon açısından böyle bir fuar için dünyanın en uygun yerlerinden biri. Bu sene CNR’ın ilk defa düzenlediği Food İstanbul Fuarı’na Birliğimizce destek verdik, 65 ülkeden gelen 200’den fazla alıcıyı fuar alanında görüşmelere getirerek Türkiye’nin en büyük alım heyeti organizasyonu gerçekleştirdik. Amacımız, firmaların masraf edip farklı ülkelerde fuara katılmak yerine kendi ülkelerinde, ev sahibi olarak katılabilecekleri uluslararası bir fuar yaratmaktır. Bunun dışında yine Birlik olarak gıda fuarlarına milli katılım organizasyonları, info stand katılımları, alım heyetleri, ticaret heyetleri gerçekleştirerek; sektörle ilgili çeşitli konularda Bakanlıklar ile temaslarımızı sürdürerek 2023 yılı hedefimize ulaşmayı planlıyoruz.”