Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
Türkiye 2018 yılında 114 bin ton bal üretti

İsfendiyar Üzümcü 
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı 
Arı Ürünleri İle Sağlıklı Yaşam Platformu Derneği (BALDER) 
 




BalTÜİK verilerine göre Türkiye’de 7 milyon kovan varlığından ve 114 bin ton bal üretiminden söz ediliyor. Ancak her yıl mevsim değişiklikleri ve balın doğal bir ürün olmasından kaynaklı Türkiye’de 4-5 milyon kovanın aktif olduğunu, üretimin de buna bağlı olarak 55 bin ton civarında olduğunu düşünüyoruz. Türkiye’de toplam bal ve arı ürünleri pazarı yaklaşık 500 milyon dolarlık bir hacme sahip olup, ambalajlı bal pazarı ise 200 milyon dolarını oluşturuyor. Türkiye kovan ve arıcı potansiyeli sayesinde dünya arıcılığında Çin’den sonra ikinci önemli aktör olarak yer alıyor. Dünya bal üretiminde ilk sırada yer alan Çin, yıllık 150-200 bin ton bal üretiyor. Türkiye’nin 2018 yılındaki toplam bal üretimi ise 114 bin ton.
 
Dünya pazarına baktığımızda, 1,5 milyon ton üretim söz konusu ki bunun yaklaşık yarısı ticarete konu. Ülkemiz arıcı ve arı varlığı açısından dünyada ikinci sırada olmakla beraber, dünya çapında maalesef sınırlı sayıda ticaret yapabiliyoruz. Türkiye’de yıllara göre değişkenlik göstermekle birlikte yıllık 2 bin ila 5 bin tonluk bal ihracatı yapılıyor. Türkiye olarak çam balı üretim ve kalitesinde sürdürülebilirliği yakalayabilirsek bu konuda dünyada bilinirlik yaratıp kalıcılık sağlayabiliriz. Çünkü dünyadaki çam balının %90 Türkiye’de bulunuyor. Dolayısıyla bu konuya odaklanmış markalar aracılığıyla çam balını dünyaya tanıtmaya çalışıyoruz.
 
“BALDA ÇEŞİTLİLİĞİ ARTIRMAK İSTİYORUZ”
Türkiye’de üretilen bal çeşitleri tüm dünyada olduğu gibi iki ana grupta ifade ediliyor: salgı balları ve çiçek balları. Anadolu’nun zengin florası, dünyaya göre balları çeşitlendirmeyi mümkün kılmakla beraber orman ve arazilerimiz buna uygun olarak yapılandırılmamış. Örneğin bir akasya ormanımız olmalı. Narenciye, kekik, ıhlamur, çam balı, lavanta balı şu anda öne çıkan çeşitler arasında yer alıyor. Biz de bu çeşitlendirmeyi artırmak ve sürdürülebilir kılmak hedefiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
 
Dünyada kişi başı yıllık ortalama bal tüketimi miktarı 180-200 gram seviyesinde, Türkiye’de ise 600 gram civarında. Bu rakam Avrupa ülkelerinde yaklaşık 1500 gram, Arap ülkelerinde ise yaklaşık 3000 gram. Her ne kadar dünya ortalamasının üzerinde olsak da, gelişmiş ülkelere ya da komşu ülkelere bakarak daha fazla bal tüketmemiz gerektiğini söyleyebiliriz. Toplumumuza “bal tüketim bilinci” aşılamak için sektörde yer alan oyuncuların yanı sıra beslenme uzmanlarından akademisyenlere kadar birçok farklı grubun sorumluluk alması ve gerekli desteği vermesi gerekiyor. BALDER olarak, başta bal olmak üzere tüm arı ürünlerinin farkındalığını ve tüketim alışkanlığını artırmak için bilinçlendirme ve tanıtım faaliyetlerimizi tüm gücümüzle sürdürüyoruz.
 
SEKTÖRÜN SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ 
 
· Kovan başı üretimimiz düşük ve, maliyetli.. Hem maliyeti düşürmek hem de kovan başı verimliliği artırmak için çift katlı kovanlara geçmemiz önemli. 
 
· Geleneksel üretimden modern üretime geçişin desteklenmesi gerekiyor.Konaklama ve arının beslenmesindeki sorunlar
 
· Arı ürünlerinin inovatif formatlarda çeşitlendirilmesi. Özellikle kadın ve gençlere yönelik verilecek arıcılık eğitimleri kurumsal hale getirilmeli. Bu çerçevede Balparmak’ın, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın (EBRD) katkılarıyla hayata geçirdiği Arıcılık Akademisi, arıcılık mesleğinin sürdürülebilirliğine katkı sağlamak için kadınları ve gençleri sektöre kazandırmayı hedeflediği ve balın yanı sıra arısütü, polen, propolis gibi katma değerli arı ürünleri üretiminin artırılmasına destek olmak amacıyla kuruldu.
 
· Doğrudan gelir desteğini büyütmek yerine kaliteye destek verecek bir teşvik sistemine geçilmeli. Arıcıya polenizasyon teşviği verilmeli.