Banner Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
ASD Başkanı Zeki Sarıbekir: E-ticaret ambalaja talebi artıracak

Dijitalleşmeyle başlayan ama pandemiyle hızlanan e-ticaret arttıkça ambalaja daha fazla ihtiyaç duyulacağını belirten Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir, “Çünkü e-ticarette ürün iyi bir şekilde ambalajlanmalı ve güvenli bir şekilde tüketiciye gitmeli. Bu nedenle önümüzdeki yıllarda perakende sektörleri için ambalajın öneminin daha da artacağına inanıyoruz” diyor.
 
Röportaj: Özgür Çilek / Gıda Teknolojisi Dergisi
 




Ambalaj ve e-ticaretZeki Bey, elinizdeki son veriler ışığında Türkiye ambalaj sektörünün genel durumu hakkında bilgi verebilir misiniz? 
Türkiye’nin dış ticaret açığı vermeyen ender sektörlerinden ambalaj sanayi, katma değerli ve sürdürülebilir üretim modeliyle başarı öyküsüne hız kesmeden devam ediyor. Dünyada ortalama yüzde 3 büyüyen ambalaj endüstrisi, Türkiye’de 2015 - 2019 arası hacmen yılda ortalama yüzde 5 büyüdü. 2019 verilerine göre; Türkiye ambalaj sanayinin üretim hacmi 2019’da artarak 9,4 milyon ton olarak gerçekleşti. Sektörün 2019 cirosu ise yaklaşık 23 milyar dolar oldu. Türkiye, 23 milyar dolar büyüklükle Avrupa ve Avrasya’da 6. sırada; dünyada ise 16. sırada yer aldı. 2019 yılı üretim verileri incelendiğinde; plastik ambalaj yüzde 38 ile ilk sırada yer alırken, onu yüzde 24 ile oluklu mukavva, yüzde 18 ile cam ambalaj, yüzde 8 ile karton ambalaj, yüzde 6 ile ahşap ambalaj, yüzde 5 ile metal ambalaj ve yüzde 1 ile kağıt ambalaj takip etti. 
 
Dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisi ile ambalajın ne kadar önemli ve gerekli olduğu bir kez daha anlaşılmış oldu. Ambalaj ürünlerin hijyenik kalmasını sağladığı gibi ambalaj olmadan ürünler satılamaz ve sevk edilemez. Pandemi başlangıcında Avrupa’da üretim çarkları durdu. Türkiye sanayisi ise bu dönemde virüse karşı tüm önlemlerini alarak üretmeye devam etti. Sektör olarak bizler de bunun bilinciyle hareket ettik. Herhangi bir aksama olmaması için gerekli tüm önlemleri alarak üretime devam ettik ve tedarik zincirlerinin devamlılığı için hiç durmadan çalıştık. Pandeminin ilk zamanlarında gıda, içecek, sağlık ve temizlik sektörleri için üretim yapan ambalaj üreticileri durmadan çalışırken; inşaat, turizm/otelcilik ve restoranlara tedarikte bulunan üreticilerimiz bir süre çalışamadılar. Ama genele baktığımızda sektörümüzün yüzde 10 büyüdüğünü söyleyebiliriz.
 
“Korona günlerinde ambalajlı gıdaların önemi arttı”
Korona günlerinde dünyada ve ülkemizde ambalajlı gıda tüketiminde ne yönde eğilimler gözlemlediniz? 
Her zaman söylediğimiz gibi, satın aldığımız ürünün ambalajı onun güvencesidir ve her ürün ambalaja girmeli. Ambalajın üzerindeki etikette içerdiği ürünün besin değeri, ürünün miktarı, son tüketim tarihi, üretici adres bilgileri; yani ürünün muhteviyatı ve nerede ve kim tarafından üretildiğini içeren tüm bilgiler bulunur. İnsan sağlığını çevresel risklerden uzak tutan ve koruyan ambalajlı gıdaların önemi bu dönemde bir kez daha ortaya çıktı ve pandemi sürecinde ambalajsız ürünlerden ambalajlı ürünlere doğru büyük bir geçiş oldu. Eskiden açıkta satılan bir ürünü bile halkımız artık ambalajlı olarak almaya yöneldi. Pandemi birçok konuya bakış açımızı ve iş yapış şekillerimizi derinden etkiledi. Dijitalleşmeyle başlayan ama pandemiyle hızlanan e-ticaret arttıkça daha çok ambalaja ihtiyaç duyulacak. Çünkü e-ticarette ürün iyi bir şekilde ambalajlanmalı ve güvenli bir şekilde tüketiciye gitmeli. Bu nedenle önümüzdeki yıllarda perakende sektörleri için ambalajın öneminin daha da artacağına inanıyoruz.
 
Zeki Sarıbekir“2021 sonu ihracat hedefimiz 6 milyar dolar”
Türkiye kaç ülkeye ne kadarlık ambalaj ihracatı gerçekleştiriyor? Covid-19 pandemisi ihracatı ne yönde etkiledi? Yıl sonunda ihracatta hedefler neler?
Türkiye ambalaj sektörü 2020 yılında da ihracattaki büyümesini devam ettirdi ve 5 milyar 147 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirip bir önceki yıla göre miktar olarak yüzde 12, değer olarak ise yüzde 9 artış yakaladı. 2020’de en fazla ihracat yapılan ülkeler; Birleşik Krallık, Almanya, Irak, ABD ve İsrail olarak sıralandı. 2020 yılı ihracatında plastik ambalaj yüzde 66’lık payla ilk sırada, kağıt/karton ambalaj yüzde 22 ile ikinci sırada yer aldı. Çok geniş coğrafyaya ihracat yapan bir sektör olarak fiyat/kalite dengesine sahip olmamızın ve ülkemizin jeopolitik konumundan ötürü de lojistik yönünden avantajımızın pandemiyle birlikte öne çıktığını gördük. 2021 yılında da yakalanan bu fırsatların pandemi sonrasında da devam ettirilmesi için çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz. Dünyadan Türkiye’ye doğru bir talep oluştu. Bunu sürdürülebilir kılmalı, pazar sayımızı artırarak daha çok ülkeye ambalaj satmalıyız. Bunun için sektör olarak ürettiğimizin en az yarısını ihraç etmeyi hedefliyoruz. Ticaret Bakanlığımızın küresel ekonomideki ve siyasi konjonktürdeki gelişmeler çerçevesinde belirlediği ve desteklediği ülkeleri sektör olarak biz de önceliklendiriyoruz. Bu doğrultuda bu sene 5,5 - 6 milyar dolar ihracatı yakalayacağımızı öngörüyoruz.
 
Diğer taraftan ambalaj sektörü ithalatı 2020 yılında bir önceki yıla göre miktar olarak yüzde 15, değer olarak yüzde 9 arttı. 2019 yılında 1 milyon 500 bin 229 ton olan ambalaj ithalatı 2020 yılında 1 milyon 724 bin 427 ton olarak gerçekleşti. Değer bazında ise 2 milyar 86 milyon dolarlık ithalat, 3 milyar 11 milyon dolar oldu.  Türkiye ambalaj sektörü pandemi sürecine rağmen cari açığa pozitif katkı sunmaya devam etti ve yaklaşık 2 milyar 28 milyon dolar dış ticaret fazlası verdi. 
 
“Sektörümüz karbon ayak izi ölçümlerini yaptırmalı”
Yeşil Mutabakat Eylem Planı Genelgesi geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yeşil Mutabakat Eylem Planı sadece bir iklim politikası olarak görülmüyor, aynı zamanda ekonomik ve toplumsal dönüşüm programı olarak da algılanıyor. ASD olarak bu konuda neler düşünüyorsunuz? 
Ambalaj sektörü olarak sürdürülebilir bir çevre için Avrupa Yeşil Mutabakatı, Döngüsel Ekonomi ve Geri Dönüşüm vizyonunu gündemimizde tutuyoruz. Avrupa Birliği’nin 2050’de iklim nötr hedefi çerçevesinde Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) olarak bizler de karbonsuz ekonomiye geçiş sürecini yakından takip ediyor ve üzerimize düşenleri yerine getirerek elimizden gelen desteği sektörümüze sunmayı sürdürüyoruz. Sektör mensuplarımız karbon ayak izi ölçümlerini yaptırmalıdır. Avrupa Yeşil Mutabakatında hedeflenen üretim ve ticaret süreçlerini ve değişimini takip etmeliyiz. Üretim süreçlerimizi kaynak verimliliğini en üst seviyede tutan, sürdürülebilir bir üretim modeli olan döngüsel ekonomi temeli üzerine kurmalıyız. Çünkü, karbon ayak izi, döngüsel ekonomi ve yeşil mutabakat yeni dünya düzeninde belirleyici unsurlar olacak. Birleşmiş Milletler üyesi ülkeler tarafından 2030 sonuna kadar ulaşılması hedeflenen, evrensel bir eylem çağrısı olan Sürdürebilir Kalkınma Hedefleri kapsamında 17 amaç var. Biz sanayiciler için öncelikli olan amaçlardan birisi 'Sorumlu Tüketim ve Üretim'. 
 
Türkiye’de atık yönetimi ve geri dönüşüm sektörü büyük bir pazar haline gelmiş durumda. Ancak geri dönüşümde maalesef olmamız gereken seviyelerde değiliz. Ambalaj atıkları kaynağında ayrı biriktirilerek ve yerel yönetimler tarafından ayrı ayrı toplanarak kaliteli geri dönüşüm sağlanmalıdır. Tıpkı Çin’in yaptığı gibi atıkların ithalatını kademeli olarak azaltıp, 3-4 yıl içinde sıfıra indirmek için geri dönüşüm sektörünün geliştirilmesi ve bunun için de bu konuda herkesin bilinçlenmesi gerekiyor.
 
2021’in sonu ve sonraki yıllara ilişkin olarak Türkiye ambalaj sektörünün hedeflerini bizimle paylaşabilir misiniz?
Dünya artık eskisi gibi olmayacak. Bu sebeple ambalaj sektörü olarak geri dönüşüm ve sürdürülebilirliğe, teknolojiye, kaliteye ve ürün çeşitliliğine önem vererek çalışmaya devam edeceğiz. Türkiye ambalaj sektörü güçlü bir altyapıya ve dünyadaki şirketlerle yarışacak yetkinliğe sahip. Ancak global pazarlarda da yoğun bir rekabet var. AR-GE ve inovasyona sürekli yatırım yaparak, hızlı, ekonomik ve sürdürülebilir şekilde üretim yapmamız, rekabetin yoğun olduğu dünya pazarlarından aldığımız payı artırmamız gerekiyor. Hem üretim hacminin yükseltilmesi hem de katma değerli ürün imalatının mümkün olan en ekonomik biçimde gerçekleştirilebilmesi için üretimde otomasyon sağlanmalı. Ambalaj sektörü olarak geleceğe ve yeniliklere hızlı bir şekilde adapte olarak kendimizi sürekli geliştiriyoruz. Ambalaj sanayicileri olarak, ihracat ve modernleşme bizler için her zaman ilk sırada yer aldı. Sektörümüz bugünlere teknolojik gelişmeleri takip ederek geldi. Şimdi de otomasyon ve Endüstri 4.0’ın sektörümüzde daha çok önem kazanacağına inanıyoruz. 
 
2021 yılında da ambalaj sektörü olarak ihracat odaklı düşünmeye ve alternatif pazarları keşfetmeye ara vermeden devam ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü yılını kutlayacağımız 2023'te 30 milyar dolarlık pazar büyüklüğü, en az 8 milyar dolarlık ihracat ve kişi başı yıllık 380 dolar ambalaj tüketimi hedefimize ulaşacağımıza inanıyoruz.
 
“Hammadde üretimine ağırlık verilmeli”
Hammadde fiyatlarının dünya genelinde arttığına ve bu durumun ambalaj sektörüne olumsuz olarak yansıdığına vurgu yapan  ASD Başkanı Zeki Sarıbekir, “Plastik, kağıt, karton, ahşap ve metal ambalaj malzemelerinin hammaddeleri ağırlıklı olarak yurt dışından temin ediliyor. Hatta camın hammaddesi olan kumu bile yurt dışından satın alıyoruz. Bu sebeple öncelikli yapılması gereken hammadde üretimi için ülkemizde büyük yatırımlara destek verilmesi. Hammadde üretimine ağırlık verecek bu tür yatırımların üreticilerin maliyetlerini de uzun vadede indireceğini ve ihracat hızını artıracağını düşünüyoruz. Bunun için Türkiye Petrokimya Girişim Grubu kurulmalı. Bu sayede yüksek katma değerli ürünler üretip uluslararası arenada daha rekabetçi bir yapıya sahip olabiliriz” diye konuştu. 
 
Özellikle 2020 yılı sonuna doğru tırmanmaya başlayan ve yankıları halen devam eden lojistik ve konteyner temini sorunlarının da lojistik merkezlerinin oluşturulmasıyla üstesinden gelinebileceğini açıklayan Sarıbekir, “Ancak bu noktada da önerimiz lojistik merkezlerinin sektör sektör ayrıştırılması yönünde. Ayrıca, STA’ların devreye girmesini önemsiyoruz. Bizim müşterilerimiz ne kadar çok ülkeye serbest bir şekilde ticaretlerini yaparsa biz de onlara daha fazla ambalaj üretiriz. Bu da sektör olarak bizim ve genel olarak ülkemizin ihracatını artıracaktır” dedi.