Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal: Hububatta bu yıl bereket ve bolluğu yönetiyoruz

İstanbul Ticaret Borsası’nın Güvenilir Ürün Platformu desteğiyle düzenlediği ‘Borsa Meydanı’nda Sektörler Konuşuyor’ toplantılarında bu ay hububat sektörünün sorunları tartışıldı. Toplantıda konuşan Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal, 2023’te bereketli bir hasat gerçekleştirildiğini belirterek, “Birkaç yıl kıtlığı yönetmiştik, geçen sene ve bu yıl da bereket ve bolluğu yönetmeye çalışıyoruz” dedi.




HububatWebinar ortamında gerçekleştirilen, “Hububat Sektöründe Durum ve Beklentiler” başlıklı toplantıya; Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü Ahmet Güldal, Ulusal Hububat Konseyi Başkanı Özkan Taşpınar, Reis Bakliyat Yönetimi Kurulu Başkanı Mehmet Reis ve İstanbul Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakkı İsmet Aral konuşmacı olarak katıldı.
 
Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Gazeteci Celal Toprak’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen toplantının açılış konuşmasını İstanbul Ticaret Borsası Meclis Başkanı Ahmet Bülent Kasap yaptı. Kasap konuşmasında, hububatın öneminin, nüfus artışı, iklim değişikliği ve ekilebilir arazi kayıplarıyla daha da arttığını belirterek, tüm paydaşların görüşlerine yer verilen “Borsa Meydanında Sektörler Konuşuyor” toplantısının sorunların çözümü yolunda faydalı olacağına inandığını söyledi.
 
Ahmet Güldal: “7 milyon hektarın üzerinde buğday ekimi oldu”
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal, 2023 yılının hareketli bir sezon olduğunu, bereketli bir hasat gerçekleştirildiğini belirterek, “Rekolte ve verim arttı. Fiyat politikası ve teşvikteki genişlemelerle ekim alanı arttı. 2023 hasadında 7 milyon hektarın üzerinde buğday ekimi oldu. Bu durumda kuraklığın olmamasının da etkisi oldu tabii. Sulu ve kuru alanlardaki verimlilik arasındaki fark da azaldı. TMO olarak bu yıl 11 milyon 273 milyon ton arpa ve buğday alımı yaptık. Bu da tarihi bir rekor olarak kayda geçti. Stok oluşturma ve arz güvenliği açısından bunun olumlu olduğunu düşünüyorum. Önümüzdeki Ekim ayında da buğday ve arpanın yeterli miktarda ekileceğini öngörüyoruz. Pandemi, savaş ve 2021 yılındaki büyük kuraklığın etkileri bu yıl bitti. Şu anda hububatta arz güvenliği üç yılın üstünde. Birkaç yıl kıtlığı yönetmiştik, geçen sene ve bu yıl bereket ve bolluğu yönetmeye çalışıyoruz” dedi.
 
Hububat toplantısı görselHem makarna hem de un ihraç etmek için buğday ithal edildiğini belirten Ahmet Güldal, “Türkiye 20-21 milyon ton buğday ürettiğinde, kendi ihtiyacı için ithalata ihtiyaç duymuyor. Örneğin bu yıl biz Mart ayına kadar kuraklık riski dolayısıyla ithalat yaptık ama sonrasında yapmadık” şeklinde konuştu.
  
Özkan Taşpınar: “Hububatta sulanabilir alanlar artmalı”
Ulusal Hububat Konseyi (UHK) Başkanı Özkan Taşpınar, 2023’te arpada tarihin en büyük rekoltesinin elde edildiğini hatırlatarak, “Bu yıl 9 milyon ton arpa elde edeceğimizi öngörüyoruz. Hububat alanları yavaş yavaş artıyor. Kışın yaşanan kuraklık 63 yılın en büyüğüydü ama bahar yağışları hububatta istediğimiz rekolteyi sağladık. Hububatın sulu alanlara geçmesi gerekiyor. Teşvik politikaları sayesinde artan ekim alanları daha çok sulu alanlarda oldu. Bunu artırmamız her yıl gereken 20 milyon ton buğdayın elde edilmesi için çok önemli. Önümüzdeki yıl da mısır alanlarından buğdaya kayma olmasını bekliyoruz. Sulanamayan 3,5 milyon hektar alanımızın ez azından 1-1,5 milyon hektarının sulanabilir hale gelmesi bizi çok rahatlatacaktır” dedi. 
 
Fiyat ve teşvik dengesinin özel sektördeki fiyatların da hızla regüle etmeye gerek olmadan oluşmasını sağladığını belirten Taşpınar, “Tarım Sigortaları Havuzu’nun (TARSİM) en azından Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı çiftçiler için zorunlu hale gelmesi, münavebe sisteminin doğru uygulanması, topraklarımızda organik maddenin artırılması, elektrik desteği verilmesi ve israfın önlenmesi Türkiye’nin tarımsal hasılasını artıracaktır” ifadelerini kullandı. 
 
Mehmet Reis: “30 yılda 4 milyon hektar tarım arazisi kaybettik”
Reis Bakliyat Yönetimi Kurulu Başkanı Mehmet Reis, iklim değişikliğinin büyük bir tehdit olduğunu vurgulayarak, “30 yılda neredeyse 4 milyon hektar tarım arazisi kaybettik. Dolayısıyla tarım alanlarını koruyup genişletmek büyük önem taşıyor. Atıl alanların tarıma kazandırılması için alınan tedbirlerin tarımsal potansiyelimize ulaşmak için zorunluluk olduğunu düşünüyorum. Kayıplar sadece nicelik olarak değil nitelik olarak da gerçekleşiyor. Tarım ilaçları, kimyasal ve gübrelerin yanlış kullanılması ve hatalı sulama bu sorunu büyütüyor. Avrupa Birliğinin Yeşil Mutabakat çalışmalarını önemsemeli, sürdürülebilirlik için çalışmalıyız. Su kaynaklarımızın, denizlerimizdeki balıkların ve yeraltı sularımızın azalması gıda güvenliği, ekonomik dengeler ve sürdürülebilirlik için ciddi riskler taşıyor” diye konuştu.
 
Meyvecilik dolayısıyla tahıl ve bakliyat alanlarının azalmasının da büyük sorunlar doğurabileceğine dikkat çeken Reis, “Bu konuya ciddiyetle eğilmemiz gerekiyor. Tahıl ve bakliyatın tarımdaki payı artmalı, azalmamalı. Kırsaldaki nüfus artmalı ve gençleşmeli, teknoloji kullanımı artmalı. Toprakla insan arasında mesafe sürdürülebilirliği tehdit ediyor” dedi.
 
Hakkı İsmet Aral: “Uygarlığımızın temelinde hububat var”
İSTİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakkı İsmet Aral ise yaptığı konuşmada, gıda sorununu büyüten iklim değişikliği, pandemi, savaşlar ve israf gibi konulara dikkat çekerek, “Hububat, “tarımı” ve dolayısıyla “tarihi” başlatan üründür. İnsan, tarım yapmaya başlayınca yerleşik hayata geçmiş, önce şehirleşmeye sonra da devletleşip uygarlıklar inşa etmeye başlamıştır. Kısaca uygarlığımızın temelinde tarım ve hububatlar vardır. Bugün geldiğimiz noktada hububat insanlığın geleceğini de belirleyecek bir noktadadır. Eğer artan insan nüfusunu besleyemezsek, bildiğimiz anlamda uygarlığımız tehlikeye girer. Tarımsal potansiyelimizi kullanabilirsek, tarımın dış ticaret açığımızı kapatan faktörlerden biri olacağına inanıyorum” dedi.