Banner Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
Gıda makinelerinde 10 aylık ihracat 350 milyon dolara dayandı

Gıda makineleri sektöründe yılın ilk 10 aylık bölümünde 347 milyon dolarlık ihracata karşılık 9 aylık dönemde 647 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirildiğini kaydeden Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri (OAİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran,  yüksek maliyetlerin makine üretimini ve ihracatını olumsuz etkilediği söyledi.    





adnan_dalkiran.jpg

Gıda makineleri sektöründe yılın ilk 10 aylık bölümünde 347 milyon dolarlık ihracata karşılık 9 aylık dönemde 647 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirildiğini kaydeden Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri (OAİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran,  yüksek maliyetlerin makine üretimini ve ihracatını olumsuz etkilediği söyledi.    

Türkiye’de gıda ve ambalaj makineleriyle ilgili ihracat ve ithalat rakamları hakkında bilgi verebilir misiniz?

Gıda Makineleri İhracat ve İthalat Değerleri ($)

 

2009

2010

2011

2012

Değişim % (11/10)

İHRACAT

371.313.396

379.913.958

461.918.019

346.798.791

21,6

İTHALAT

586.185.538

678.381.831

918.885.312

647.132.534

35,5

               Not: Ekonomi Bakanlığı verilerine göre 2012 yıl ihracat değeri Ocak –Ekim aylarını, ithalat değeri ise

               Ocak-Eylül aylarını içermektedir.

 

Gıda makineleri baktığımızda 2011 yılında bir önceki yıla göre %22’lik bir artışla 462 milyon dolar ihracat gerçekleştirildiği, ithalatın ise %35’lik artışla 919 milyon dolar olarak gerçekleştiği görülüyor. Bu ürün grubundan 2011 yılında en fazla ihracat 46 milyon dolar ile Almanya’ya gerçekleştirilirken, en fazla ithalat ise yine aynı ülkeden 209 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. 2012 yılı gıda makineleri ihracat verileri Ocak-Ekim dönemini içermekte olup, bu dönemde yaklaşık 347 milyon dolarlık ihracat kaydedildi. Aynı ürün grubundan 2012 yılı ithalat verileri ise Ocak-Eylül dönemini içermekte olup, 647 milyon dolarlık ithalat kaydedildi.

Bahsedilen rakamların içerdiği gıda makineleri GTIP ve kodlarını; santifirujler, sıvıların veya gazların filtre edilmesine ve arıtılmasına mahsus makine ve cihazlar (8421), süt sağma makineleri ve sütçülükte kullanılan makine ve cihazlar (8434), şarap, meyve suyu veya benzeri içeceklerin imaline mahsus presler (8435), tohum, hububat, kuru baklagilleri temizleme, tasnif etme ayıklama ve öğütmeye mahsus makine ve cihaz (8437) ve yiyecek ve içeceklerin sınai amaçlarla hazırlanması veya imaline mahsus makine ve cihazlar (8438)  oluşturuyor.

Son 3 yılda gerçekleşen gıda makineleri ihracatında en fazla ihracat tohum, hububat, kuru baklagilleri, temizleme, tasnif etme ayıklama ve öğütmeye mahsus makine ve cihaz (8437) alt grubunda yapılmıştır. Söz konusu grubun 2011 ihracatı 191 milyon dolar olmakla beraber ithalatı ise diğer mal gruplarının içerisinde en az rakamla 37,2 milyon dolar oldu. 2011 yılı en fazla ithalat gerçekleştirilen ürün grubu ise 593 milyon dolarla santifirujler, sıvıların veya gazların filtre edilmesine ve arıtılmasına mahsus makine ve cihazlar (8421) oldu.

 

Kalite algısını uluslararası seviyede yarışır duruma getirmeliyiz

Rakamlarla değerlendirdiğinizde ülkemizde gıda makineleri sanayinin içinde bulunduğu durumu ve kullanılan teknolojiyi yeterli buluyor musunuz?

Gıda makineleri sektöründe global ölçekte değişimin hızlı olması sonucunda sürekli gelişim zorunluluğu bulunmaktadır. Bunun sonucunda da devamlı yükselen bir AR-GE maliyeti oluşmaktadır. Sektörde çok sayıda firma ve girişimci faaliyet göstermesine karşın büyük çoğunluğunun üretim ölçeği düşüktür. Maliyetli üretim gerçekleştiğinden yaratılan üretim değeri de gelişmiş Batı toplumlarına ve global piyasada yer alan firmalara kıyasla oldukça küçüktür.

 

Ayrıca girdi maliyetlerini düşüremediğimiz ve özellikle ileri düzeyde teknoloji kullanımının gerektiği makinelerde bu komponentler açısından dışarıya olan bağımlılık ve rakiplerimize oranla bunları daha pahalıya mal ediyor olmamızdan dolayı Türk gıda makineleri sektörü üretim ve ihracatta olumsuz etkilenmektedir. Genel olarak Türk sanayisinde AR-GE harcamalarına ayrılan payın artması gerektiği, dolayısıyla kullanılan teknolojinin de bu paralelde gelişip ilerleyeceğini düşünüyorum. Kalite algısının yabancı makine markaları ile yarışacak hale gelmesini sağlamak, üretimin planlama ve kontrolü açısından gelişmesini hızlandırmak ve bunu kalite odaklı ve ölçme kontrol tekniklerini kullanarak yapmak sektörün gelişmesi için önemlidir.

 

OAİB verilerine göre; gıda makineleri sektöründe 2008 yılında 360 milyon, 2009 yılında 214 milyon, 2010’da ise 300 milyon dolara yakın dış ticaret açığı vererek sektörde ihracatın ithalatı karşılama oranı %56 olarak gerçekleşti. 2011 yılı rakamları bize neler söylüyor?

2011 yılında daha önce bahsetmiş olduğumuz gıda makineleri alt gruplarını oluşturan toplam ihracat rakamı, ithalat rakamının neredeyse yarısı kadardır. 2011 dış ticaret açığı 456 milyon dolara yükselirken ihracatın ithalatı karşılama oranı %50 olarak gerçekleşti. Sektör ithalatı ve ihracatında genel olarak bir karşılaştırma yapıldığında, ithalat ve ihracat arasındaki farkın büyük olduğu görülüyor. İhracatta büyük oranlı artışlar yaşanırken, ithalatta küçük ölçüde düşüşler görülmektedir. Türkiye, 2023 yılında makine imalat sektöründe hedeflediği 100 milyar dolar ihracat rakamını, altyapı sorunlarını hızlı bir şekilde ele alarak yakalayabilir. Bunun yanı sıra ithalat politikalarının da bu hedefe uygun bir şekilde revize edilmesi, hedefle örtüşecek şekilde güncellenmesi gerekiyor.

 

Ülkemizde yerli üretim gıda makinelerinin üretimlerinin artırılması adına hangi çalışmalar yürütülüyor? Bu çalışmalar sizce yeterli mi?   

Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği olarak, genel yerli makine kullanımını artırarak dış ticaret açığının azaltılmasına katkı sağlamaya ve sektörün imajının geliştirilmesine yönelik faaliyetlerde bulunduk ve çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bildiğiniz gibi hükümetin de bu yönde destekleri mevcuttur. Sayın Başbakanımız tarafından da kamu ihalelerinde yerli mal kullanımın teşvik edilmesi yönünde genelgesi bulunuyor ve bunun takip edildiğini düşünüyorum.

Ayrıca, ilk defa geçtiğimiz yıl Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından da “Türkiye Makine Sektörü Strateji Belgesi” yayınlandı ve sektör bir stratejiye kavuşmuş oldu. Sözünü ettiğimiz stratejide de yerli makine kullanımının artırılması ile ilgili eylemler yer alıyor ve stratejide yer alan eylemler hayata geçirilmeye başlandı bile. Bu konuda verimli ve hızlı çalışılması gerekiyor. Öncelikle, ülke ihtiyaçlarının yerli üretimden karşılanması, yerli malı üretimin ve kullanımının özel olarak desteklenmesi, satın alma ekipleri, teknik ekiplere de burada görev düşüyor, yerli ürün tercih edebilme imkanı varken bilinen yurtdışı markaları ve pahalı malları tercih etme alışkanlığını kırmak gerekiyor.

 

Hurda sıfatındaki makinelerin tercih edilmesini anlayamıyorum

Daha önceki açıklamalarından birinde ikinci el makine kullanımının orta ve uzun vadede sıkıntılara neden olabileceği belirtiyorsunuz. Bu durum hangi sıkıntılara sebep olabilir?

İkinci el makine kullanımının çok basit olarak ülkemizde üretilen ve aynı işi yapacak bir makine veya başka bir ürün varken ithal ederek ülke kaynaklarının dışarı çıkarılması olarak özetleyebiliriz. Kaldı ki bugün ikinci el makine ithali konusunda detaya girdiğimizde ithal edilmek istenen ürünlerin çoğunun hurda olduğunu üzüntüyle görmekteyiz. Yani bugün Türk üreticisinden sıfır bir ürün almak yerine 15-20 yıllık artık çalışma ömrünü doldurmuş hurda sıfatındaki makinelerin tercih edilmesini anlamakta güçlük çekiyorum. Üretim yapmak çok maliyetli bir iş, ancak tüm zorlukları göze alan üretici ülke ekonomisinin büyümesi için çok önemli çünkü üretilen her ürün kendi yan ürün piyasasını ve ekonomisini oluşturduğu gibi açık işletme yüzlerce insanımızın istihdamı demek. Dolayısıyla üreticiyi ikinci el makine ithalatından zarar görmemesi için korumak şart.

 

Türk makine sanayi açısından gıda sektörünün bugünkü ve gelecekteki önemi hakkında neler düşünüyorsunuz?

Makine ve aksamlarının diğer sektörlerinde olduğu gibi, gıda makineleri sektöründe de çalışan kişilere mesleki eğitimin verilmesi, dolayısıyla ara eleman sorununun çözülmesi, AR-GE’nin geliştirilmesi, gıda makineleri ihracatının artırılması için etkin çalışmalar yapılması ile 2023 yılında tüm makine sektörü içerisindeki ihracat hedefine ulaşılması için gerekli tüm altyapı oluşturulmalıdır. Sektörlerin hepsi bugün de gelecekte de önem arz etmektedir. Çünkü her sektör yükseltmeye çalıştığımız ülke ekonomisi için bir tuğla görevi görüyor.

 

İthal edilenlerin daha kalitelilerini üretiyoruz

Genel olarak makine sektörünün dış ticaret açığında 2. sırada geldiğini açıklayan Adnan Dalgakıran, Türkiye’nin ithal ettiği makinelerin büyük bölümünün yüksek kaliteli olarak Türkiye’de üretilebildiğini belirtti. Buna rağmen genel makine sektöründe olduğu gibi, ihracat artışı ile beraber her yıl ithalat miktarının da artış gösterdiğini anımsatan Dalgakıran, “Bu da sermaye birikimi ve yatırımın önünde büyük engel teşkil ediyor. İthalatın artmasına paralel olarak yapılması gerekenler, katma değeri ve teknolojisi yüksek ürünlerin üretilmesini ve ihracatını sağlamak. Ülkemizin küresel bir güç olması için; teknoloji satın alarak üretim yapmak yerine kendi geliştirdiği teknoloji ile üretim yapar hale gelmesi gerekmektedir. Bu nedenle de; Türk makine sektörünün vizyonu yüksek teknolojiye sahip bir makine sanayi yaratmak ve 2023’te dünyada ilk 5 makine ihracatçısı ülke arasına girmek olmalıdır” dedi.