Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
Yeni nesil yüksek değerli platformlar için Türkiye’den önemli bir örnek: TÜGİP

INNOFOOD Teknik Yardım Ekibi Kıdemli Uzman Mahmut Kiper &
INNOFOOD Teknik Yardım Ekibi, Takım Lideri Deniz Bayhan
 
* Bu makale Gıda Teknolojisi Dergisi'nin Ocak - Şubat 2024 sayısında yayımlanmıştır.




TÃ�GÄ°P imajPlatformlar: Ağ Etkisinin Gücü
Birlikteliklerle gerçek katılımın kullanılmayan potansiyelinden daha fazla yararlanmak ve daha değerli bağlantılar kurmak için ağ etkisinin büyük gücünü içinde barındıran platformlardan yararlanmak Araştırma-Teknoloji Geliştirme ve İnovasyon (ATGİ) süreçlerinin de en kritik gündemlerinden biri haline gelmiştir.
 
Buna da bağlı şekilde, yüksek temaslı ve yüksek teknolojili değer zincirleri kapasitesini barındıran platformlar için yeni iş modelleri, etik kodlar ve ilkeler daha önemli hale gelmeye başlamıştır. ATGİ Platformlarını kısaca “değer yaratan etkileşimlerde ilgili tüm tarafların biraraya gelebilecekleri ortamlar” olarak tanımlayabiliriz. Bu tür platformların başlıca amaçları şu şekilde sıralanabilir:
 
Taraflar arasında diyalog ortamı sağlayarak, ilişki ve iş birliği ağlarını geliştirmek, 
İlgili alanda (bilimsel, teknolojik vb.) gelişmeleri izlemek, değerlendirmek,
Birlikte değer yaratma ve değeri paylaşma anlayışı ile ve disiplinler üstü bir yaklaşımla konsorsiyum temelli ATGİ faaliyetleri gerçekleştirmek, bunlar için destekler sağlamak, desteklere yönlendirmek, 
İlgili alandaki araştırma sonuçlarını ve o alandaki mevcut durum ve gelecek beklentilerini araştırarak paylaşmak, 
Taraflar için yeni iş modelleri, karar vericiler için alandaki düzenlemeler, yasal çerçeveler ve destekler için politika ve strateji önerileri geliştirmek, kamuoyu yaratmak ve bilgilendirmek.
 
Dünyada da henüz “daha az alışıldık ve çok daha fazla karmaşık” olan bu yapılarda süreklilik ve sürdürülebilirlik için ‘deneysel bir yaklaşımla aşamalılık’, aşamalarda gözlenen başarı ölçüsünde ‘uyum’ ve uyumda sağlanan gelişmelere paralel şekilde de değer zincirlerinde ve sosyal ağlarda güçlenme, sürekli birbirinden öğrenme ve seviye yükseltmeye odaklanma başarı için kritik unsurlar olarak öne çıkmaktadır. 
 
Platformlarda misyon, vizyon, değerler olarak birbirlerinden oldukça farklı taraflar arasında uyum sağlamak oldukça zor, zaman ve sabır isteyen ve anahtar teslim çözümleri olmayan ve her bir platforma özgü deneme yanılmaya açık çabalarla sağlanabilecek en kritik hususlardan biridir. Farklı beklentilere sahip taraflar arasında farklılıklara saygı ancak tüm katılımcıları aynı yöne baktırabilme için uygun araçların geliştirilmesi ve bunların platform paydaşlarınca kabul görmesiyle mümkün olabilecektir. Bu amaçla dünyada başarılı platformlar katılımcı tekniklerle varlıklarının anlamını paylaşan kısa mottolar, alanları için stratejik araştırma ve inovasyon ajandaları ve kısa-orta-uzun dönemleri içeren strateji ve yol haritaları oluşturmakta, bunlarla birlikte katılımcılığı öne çıkaran yönetişim yapılarına öncelik vermektedirler.
 
Gıdanın Artan Önemi
Tarım, gıda ve bunlarla ilgili ATGİ süreçleri hiç olmadığı kadar önemli hale gelecek gibi görünmektedir. Her geçen gün bu tezi doğrulayacak pek çok gelişme önümüze konmaktadır. TÜGİP’in 2021 başında hazırladığı Stratejik Araştırma ve İnovasyon Ajandası’nda değinildiği gibi yaklaşık 7,7 milyar olan dünya nüfusunun 2030 yılına kadar 8.5 milyar olması ve 2050 yılında ise 9.7 milyara ulaşması beklenmektedir. Bu nüfus artışı, 2000’lerin başına kıyasla en az %60 daha fazla gıda gerektirecektir.
 
2020 yılında dünya gıda sistemi nüfus artışı yanında, bir yandan iklimsel ve çevresel problemler, azalan doğal kaynaklar, mega şehirlerin sayısının giderek artması ve buna da bağlı tarım alanlarının ve tarımda çalışan nüfusun azalması, öte yandan da çok büyük miktarlara ulaşmış olan gıda kayıp ve atıkları gibi ciddi sorunlarla karşı karşıyadır. Ayrıca tüketicilerin gelişen ve değişen gıda alışkanlıkları ve beslenme kalıpları, doğal ürün ve gıdalara olan talep artışı gıda ekonomisinde giderek daha belirleyici ve yönlendirici olmaktadır. Tüm bu gelişmeler dünyanın artan nüfusuna yetecek daha güvenli, sağlıklı, uygun fiyatlı, yüksek kalitede ve besin değerinde aynı zamanda da düşük ve temiz çevresel etkili, döngüsel ekonomi ile uyumlu gıda üretimi ihtiyacını sürekli gündemde tutmaktadır. Güvenli, sağlıklı ve besleyici gıda sağlamak için tüm gıda zincirinde daha fazla verimlilik elde etmek bir zorunluluktur. 
 
Yukarıda belirtilen tüm meseleler için uygulanabilir çözümlerin odağında Ar-Ge ve İnovasyon süreçleri gelmektedir. Bunlara ilave olarak toplumsal farkındalık da kritik önemdedir.  Böylece Ar-Ge ve inovasyon faaliyetleri sonucu geliştirilen yenilikçi teknolojiler kullanılarak gıda üretiminde artış, gıda kaybında ve atıklarda azalma, doğal kaynakların ve çevrenin korunması, sağlıklı, güvenilir gıdaya erişim mümkün olabilecektir. 
 
Ayrıca, bu zor problemleri araştırma-teknoloji geliştirme ve inovasyon faaliyetleri ile çözmek için biyoloji, kimya, fizik, mühendislik, malzeme bilimi, mikrobiyoloji, beslenme, toksikoloji, biyoteknoloji, genomik, bilgisayar bilimi ve diğer birçok disiplinin birlikte çalışması gerekli olmaktadır. Diğer bir deyişle disiplinler arası hatta üstü diyebileceğimiz bir sistem yaklaşımı başarı için önemlidir. 2020 yılı başından itibaren dünyayı saran pandemi gıdada değer ve tedarik zincirinin her halkasında Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerini daha da önemli hale getirmiştir. Bu kapsamda özellikle bağışıklık güçlendirici, doğal ve sağlıklı gıda çalışmaları, doğrudan tüketiciye ulaşan uygulamalar ve e-ticaret girişimleri ile izlenebilirlik, blok zincir, döngüsel ekonomiyi destekleyen Ar-Ge çalışmaları artmaktadır.
 
Özetlemek gerekirse doğuşu insanlığın doğuşuna kadar giden ve hala yüzyıllar öncesinden günümüze kadar gelen enzim, kültür, fermentasyon teknolojilerini kullanan gıda sektörü bu yönüyle en eski sektörlerden biridir. Öte yandan yeni ve geleceğin teknolojileri bakımından da en doğurgan alanlardan biri sayılmaktadır. İlk uygarlıklardan bu yana pek çok kültüre ev sahipliği yapmış ülkemiz de dünyada gıda alanında en eski ve zengin miraslardan birine sahiptir. 
 
Yakın zamana kadar tarladan sofraya olarak özetlenen izlenebilirlik ve değer zinciri süreçleri için artık tohumdan hücreye deyimi kullanılmaya başlanmış ve değer zincirinin tüm süreçlerinde verimli, sıfır atıklı, maliyet etkin, izlenebilir, çevre dostu, kimliği korunmuş, güvenilir, katma değerli ve gıda güvenliği odaklı yaklaşım tüm dünyada giderek daha önemli hale gelmektedir.
 
T�GİP prensipler
 
Gıda Alanında Türkiye’den Yükselen Değerli Bir Platform Örneği: TÜGİP
Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında desteklenen INNOFOOD Projesiyle ve TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Yaşam Bilimleri Başkan Yardımcılığı öncülüğünde 2021 yılında kurulmuş olan Türkiye Gıda İnovasyon Platformu (TÜGİP) yukarıda belirtilen sorunların çözüm yollarını ve bu amaçlı platform kimliğinde öne çıkan hemen tüm unsurları bünyesinde barındıran, ülkemizin gıda alanındaki en önemli bileşenlerinden biri durumundadır. TÜGİP’in Şubat 2024 itibarı ile %60’ı KOBİ olan 163 üyesi bulunmaktadır. 
 
 “Geçmişten Geleceğe” mottosuyla faaliyetlerini şekillendiren  TÜGİP; “teknoloji yol haritaları, ağ fırsatları ve araştırma ve yenilik olanakları sunarak, ortak değer yaratma yaklaşımıyla KOBİ'lerin ve yeni kurulan işletmelerin araştırma, teknoloji ve yenilik kapasitesini artırarak gıda sektörünün bölgesel rekabet gücünü artırmak” misyonuyla ve “yiyecek ve içecek endüstrisindeki tüm ilgili tarafların katılımıyla lider ve dünya çapında tanınan bir gıda araştırma, teknoloji ve inovasyon topluluğu oluşturmak” vizyonuyla yola çıkmıştır.
 
Bu bağlamda TÜGİP çok taraflı ve çok katmanlı iş modellerine sahiptir ve gıda alanındaki kritik aktörlere ve üyelerine de yer verdiği yönetişim modeli bu iş modellerini hayata geçirecek şekilde tasarlanmıştır. Tasarım aşamalarında bir alanda ülkemizde yapılan en uzun ve kapsamlı saha çalışmaları ve çalıştaylarla farklı iş modelleri geliştirilmiş ve bunlar için doğrulama çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda 2020 yılı sonlarından başlayarak 2023 yılı sonlarına kadar süren başlıca çalışmalar şöyledir:
 
Tarım-gıda ekosisteminde yer alan 66 kurum ve kuruluştan 145 paydaş ile “Kurumsal Paydaş Çalıştayı”,
194 firma ile “Birebir Görüşmeler”,
12 Düzey II Bölgesi başta olmak üzere 71 ilden 294 katılımcı ile “Bölgesel Çalıştaylar”,
12 Düzey II Bölgesi başta olmak üzere 51 il ve 279 firma katılımı ile “Gıda Sektörü Genel Değerlendirme ve İhtiyaç Analizi Çalışmaları”, 
Yüzlerce firma ile “Tanıtım Çalıştayları”, 
72 start-up, 136 katılımcı ile “Start-up Buluşmaları”,
Potansiyel Ar-Ge proje konuları ve sorunlarını belirlemek üzere “Teknik Komite” ve “Yuvarlak Masa Toplantıları”,
Tüm bu çalışmalardan hareketle sektör için “Boşluk Analizi”.
 
Mahmut KiperAyrıca programın önemli amaçlarından biri olan teknoloji tabanlı girişimlerin canlandırılması ve desteklenmesine yönelik olarak Marmara Teknokent iş birliği ile ülkemizde tematik bir alan için örnek teşkil edecek TÜGİP Gıda Kuluçka Merkezi de kurulmuştur. 
 
TÜGİP bünyesinde ATGİ süreçlerini mümkün kılacak entegre çözümleri sağlamak üzere kritik önemdeki altyapılar da mevcuttur. Bu kapsamda farklı ürün grubu için 9 Pilot İşleme Hattı ve İleri Gıda Güvenliği Laboratuvarına sahip Gıda İnovasyon Merkezi’ne ilave olarak projenin bölge ortakları olan Giresun, Gaziantep ve Şanlıurfa'da da bölgesel tesisler devreye alınmıştır. 
 
Deniz BayhanGelecek de Bir Gün Gelecek
Yukarıda değinildiği gibi, yerküremizin sınırlı kaynakları, miktarı ve gereksinimleri giderek artan dünya nüfusuna yakında yetmeyebilecektir. Bu yüzyılın en büyük önceliği, insanlığın ve doğanın bir geleceğinin olmasını sağlamak olacaktır ve bu kapsamda sürdürülebilir gıda için araştırma-teknoloji geliştirme ve inovasyon süreçleri ve bu süreçler için de ülkemizde TÜGİP platformu kritik bir önem taşımaktadır. Dünyada ilgili tüm taraflarca birlikte değer yaratma süreçleri için öne çıkan bir iş modeli olarak tanımlayabileceğimiz bu yeni nesil yüksek değerli platform, sürdürülebilirliğinde ve faaliyetlerinde sağlayacağı başarıya bağlı olarak diğer alanlar için de önemli bir örnek olacaktır.
 
INNOFOOD Projesi nedir?
Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilmekte olan, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında gerçekleştirilen INNOFOOD Projesi, gıda sektörünün bölgesel rekabet gücünün artırılmasına yönelik araştırma ve inovasyon tesislerinin geliştirilmesini kapsıyor. Türkiye’nin kalkınmada öncelikli bölgesi olarak tanımlanan ve Sinop-Hatay boylamının doğusunda yer alan 12 Düzey II bölgesinde başta olmak üzere, tüm Türkiye’de güçlü ve rekabetçi bir gıda ve içecek sektörünün oluşması hedeflenmekte.
 
INNOFOOD Projesi, gıda ve içecek sektöründe faaliyet gösteren KOBİ ve girişimleri desteklemek için; Ar-Ge, inovasyon, pilot işleme hatları ve test/analiz laboratuvarları kuran kapsamlı bir alt yapı yatırımı ve kapasite geliştirme projesidir. Projeyle gıda ve içecek sektöründeki KOBİ’lerin ürün kalitesini ve güvenliğini iyileştirmesi, Ar-Ge temelli ürün ve üretim teknolojisini geliştirmesi ve katma değerli ürünlerle ulusal/uluslararası rekabet gücünü artırması hedefleniyor.