Banner Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
İNOVASYONUN ZORLUKLARI

Günümüzün hızla gelişen ve değişen sosyal ve ekonomik yaşamında bilgiyi üretmek ve kullanabilmek rekabet gücünün göstergesi haline gelmiştir. Kullanılır, yani teknolojiye dönüşmüş bilgiyi üretmek, artık bireysel çalışmalarla mümkün olmuyor. Artık organize ve kurumsal bilgi üretmek, daha doğrusu araştırma ve inovasyon yapmak, çok önem kazanmış bulunmaktadır.





mehmet_pala.jpg

Sanayi açısından araştırma, alanında yetkin, bilimsel çalışmaya yatkın insanlarla önemli ve önceden belirlenmiş konulara yoğunlaşarak orta ve uzun vadeli bilgi üretimi olarak tanımlanabilir. İnovasyon ise, bilginin ticari olarak kullanılmasıdır. Bu nedenle gıda sanayi araştırmadan ziyade inovasyona odaklanmış durumdadır. İnovasyon, yeni ürün geliştirmeyi, üretim işlemlerinde yenilik ve iyileştirmeyi, pazarlama ve iş süreçlerinde yeniliği amaçlamaktadır. Başka bir tanımlama ile inovasyon ürün ve hizmete dönüşebilen AR-GE çalışmalarıdır.

Türkiye’de gıda sanayinin çok büyük bir potansiyele sahip olduğunu düşünüyorum. Burada ülkemizin sahip olduğu doğal kaynakların yanında iş yapma yeteneğinin de çok gelişmiş olduğuna inanıyorum. Geçen hafta Mısır’a yaptığım ziyaret sırasında da bir kez daha bunun farkına vardım. Türkiye, 3 saatlik uçuş mesafesinde 25 trilyon dolarlık bir pazarın ortasında bulunmaktadır. Bu büyük potansiyeli henüz keşfetmiş değiliz. Dünyada 17. büyük ekonomiye sahibiz, ama inovasyon gücümüz bu büyüklüğü yansıtmamaktadır. İnovasyonda Türkiye dünyada kendi konumuna göre oldukça geri durumdadır. Bunun için tarım, sanayi ve iş yapma kural ve etkinliğimizi gözden geçirmeli, var olan potansiyeli pazar alanına dönüştürmenin yollarını aramalıyız. Her şeyi yeniden düşünmenin ve yapmanın zamanı gelmiştir. İşte burada inovasyon gücü devreye girmektedir. Sanayide ve iş yaşamında inovasyon konusu çok konuşuluyor ama sonuç alıcı kararlılığı gösteremiyor ve bunun için gerekli işleyen bir inovasyon sistemini kuramıyoruz. İnovasyon yapmak için konsepsiyonel bir yaklaşım gereklidir.

Etkili bir inovasyon alanı yaratmak için birçok faktörü bir arada düşünmek zorunludur. Bunlar arasında yeterli finansman, yetenekli insan kaynağı, fikir üretme kapasitesi, inovasyon kültürü ve tüm organizasyonda prosese katılım sayılabilir. Doğal olarak, pazar istekleri ve firmalar arası işbirliği inovasyon için önemlidir. Pazarı iyi okumak, tüketicinin ihtiyaçlarını ve beklentilerini iyi analiz etmek, yeni ürün ve proses geliştirmenin temelini oluşturur. Aslında tüketicinin yeniliğe ihtiyacı yoktur, yeniliğin olması gerektiğini tüketiciler belirlemez. Tüketiciyi iyi analiz edenler, tüketici için yeni ihtiyaçlar, yeni kullanım alanları yaratırlar. Bu da tüketicinin beğenisine sunulur. Tüketici bu sunulan ürün veya hizmeti ödüllendirir mi? İşte önemli soru bu. Pazarlar büyük çabalarla geliştirilmiş başarısız ürünlerle doludur. Bu nedenle inovasyon aslında kendi içinde bir risk de barındırır.

Ancak bu riski en aza indirmek ve başarılı ürünler, süreçler ve hizmetler üretmek için inovasyonun dikkatli kurgulanması gerekmektedir. Rekabetin giderek keskinleştiği ve karların eridiği bir dönemde pazarda farklılaşmak önem kazanmaktadır.       

Bu çerçevede etkin bir fikir geliştirmek, pazar beklentilerini tanımlamak ve buna uygun ürün geliştirmek /üretmek sanayinin en önemli stratejisi olmalıdır.

İnovasyon çalışmalarında, şirketler uzman kişi ve kuruluşlarla ortak strateji geliştirmeli, üniversitelerin konuyla ilgili uzmanlarından yararlanmalıdır. İnovasyonda, üniversite ve devlet kuruluşlarından ziyade özel sektör kuruluşları desteklenmelidir. Böylece inovasyon çalışmaları hız kazanacak ve sonuçları ekonomiye önemli katkılar sağlayacaktır.

 

Prof. Dr. Mehmet PALA

mpala@superonline.com