Banner Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
Özel gıda laboratuvarları piyasa gözetiminde daha aktif görev almalı

Kalibrasyon ve Deney Laboratuvarları Derneği (TURKLAB) Yönetim Kurulu Başkanı Neşe Güneş, özel sektör gıda laboratuvarlarının Avrupa Birliği’nde olduğu gibi piyasa gözetimi ve denetimi (PGD) faaliyetlerinde aktif görev almaları gerektiğini belirtiyor.
 




LaboratuvarÜlkemizde akredite olmuş özel gıda laboratuvarlarının sayısı nedir? Bu sayı yeterli midir?
Türkiye’de 30.09. 2016 tarihi itibariyle akredite olmuş deney laboratuvarlarının toplam sayısı 726’dır. Bu toplam sayı içerisinde gıda alanında akredite olan laboratuvar sayısı ise 151 adettir. Bu sayının mevcut ihtiyaçlar doğrultusunda yeterli olduğunu düşünüyorum. Özellikle Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın ithalat örneklerinde analize alınacak numune sayısında yaptığı azaltma ile mevcut özel gıda laboratuvarları için dahi düşündürücü niteliktedir. Akreditasyon sürecinde sektörümüzün iyileştirilmesi gereken yönü denetçi harmonizasyonun sağlanmasıdır. Bu konuda TURKLAB olarak TÜRKAK (Türk Akreditasyon Kurumu) ile sıkı işbirliği içerisinde hareket etmekteyiz ve eğitimler planlanarak uygulanmaktadır. 
 
ANALİZ PİYASA GÖZETİMİNİN  ÖNEMLİ PARÇASI
TURKLAB, piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetlerinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı kamu laboratuvarlarıyla birlikte özel gıda laboratuvarlarının daha aktif rol alması gerektiğini savunuyor. Bu talebinizin nedenlerini açıklar mısınız? 
TURKLAB’ın savunduğu piyasa gözetim ve denetimlerinin daha etkin yapılması konusunda. laboratuvar analizleri piyasa gözetim ve denetimlerinin bir parçasıdır. Gıda güvenilirliğini sağlamak için kapsamlı ve yoğun denetim gerekiyor. Hali hazırda Bakanlığımızın verilerine göre, gıda üretim ve satış izni almış tesislerin kaba bir hesapla yılda 1 kere denetlendiği gözleniyor. Ayrıca ithalatta analize alınan ürün sayısı her 10 lotta bire düşmüş durumda. Bu açıdan bakıldığında, piyasa gözetim ve denetiminde denetlenmeyen ve analize alınmayan binlerce lot ürün karşımıza çıkıyor. Bizler laboratuvar analizi görevimizin haricinde konuya hakim ve tecrübeli personeller olarak Bakanlığımıza bu konuda nasıl destek verebilir ve hep birlikte gıda güvenilirliğini sağlarız gayretindeyiz. Bu açıdan piyasa gözetim ve denetiminde aktif rol almak istiyoruz. 
 
Avrupa ülkelerinde özel gıda laboratuvarlarının piyasaya gözetimi ve denetimi faaliyetlerindeki rolü hangi boyutta?
Avrupa’da gıda güvenirliği üretici ve satış firmalarının oto kontrol analizlerini yaptırması ve analiz sonuçlarının yetkili otorite tarafından tanınmasıyla olmaktadır. Ayrıca Avrupa’da ulusal yıllık kontrol planları dahilinde hangi sektörde ne kadar numune alınacağı ve hangi analizler yapılacağı belirlenmiştir. İlgili üretici bu kontrol planları dahilinde analizlerini yaptırır ve kamu denetçisi geldiğinde bunları sunmakla yükümlüdür. Örneğin; Hollanda’nın peynirleri özel bir kuruluş tarafından denetlenmektedir. 
 
MEYVE VE SEBZEDE KALINTI SORUNU
Yaş meyve ve sebze ihracatında yıllardır pestisit analizlerinde sorunlar olduğu, hatta bu sebeple Rusya’nın ürünleri kabul etmeyerek geri gönderdiği şeklinde haberleri çeşitli zamanlarda görüyoruz. İhracata konu gıda ve tarım ürünlerinin analizinde gerçekten bir uyumsuzluk söz konusu mu? 
Pestisit uygulamasıyla ürünlerde kalabilecek kalıntı miktarı analizlerinin yapıldığı bitki çeşidi, etkili maddenin kimyasal yapısı ve özellikleri, kullanım dozu ve tekrarı, uygulama ile hasat arasındaki geçen süre, uygulama anında/sonunda çevre ve iklim koşulları, hasattan tüketime kadar uygulanan işlemler, ilacın formülasyonu ve uygulama dozunun fazla olması, toprak tipi (killi toprak tipinin pestisitlerin birikimini artırması) toprak sıcaklığı, toprağın işlenmesi ve bitki örtüsü, toprağın mikroorganizma içeriği gibi çeşitli faktörlere bağlıdır. Tarım ürünlerindeki kalıntı sorunlarının en önemli nedenleri; tarımsal mücadelenin bilinçli olarak yapılmaması, aşırı doz kullanımı, amaç dışı pestisit uygulamaları ve son ilaçlama ile hasat arasında olması gereken sürelere uyulmaması olarak özetlenebilir. Bu kalıntılar, tarım ürünü dış pazarını ve iç tüketimi olumsuz etkilemektedir. Bu konuda yapılan hataların sonuçları zaman zaman sorun olarak Rusya ve AB ülkelerinde yaşanmaktadır. Burada süreç Rusya’ya ihracat yapılan ürünler belirli sıklık oranlarına göre analiz yapılmakta, ürün Rusya’ya gitmekte ve bu ülkenin piyasasına girmektedir. Rusya piyasasına girmeden önce ürünlerden alınan bazı örnekler Rusya hükümeti tarafından analiz edilmekte ve uygunsuz çıkan ürünler Türk makamlarına bildirilmektedir. Ancak bu süreçte ürün Rusya pazarında olup herhangi bir şekilde ürünün kalıntı sorunu nedeniyle Türkiye’ye verilmesi söz konusu değildir. Bu bildirimler Türk makamlarına 3 - 6 ay içerisinde geldiğinden ürün zaten Rusya pazarında tüketilmiş oluyor. Halk arasında “Rusya’nın yemediği meyve ve sebzeler Türk halkına yediriliyor” iddiası söz konusu değildir. Ancak bu durum Türkiye’de kalıntı sorunu olmadığı anlamına gelmemektedir. Üniversitelerde yapılan araştırmalarda, Rusya ve AB ülkeleri gibi ihracat sonucunda uygunsuz tespit edilen ürünler Türkiye’de hala sorunun devam ettiğini göstermektedir. 
 
Son olarak en bariz örneği limonda kalıntı sorunu nedeniyle AB ülkelerine ihracatta analiz sıklığının gelmesidir. İç piyasada kalıntı değerlerinin düşük çıkması veya az kalıntı bulunması iç denetim yapan kamu laboratuvarlarının bakmış olduğu etken sayısına, bazı önemli zirai ilaçlarının laboratuvarlar tarafından bakılmaması durumu nedeniyle tespit edilememekte ve dolayısıyla iç piyasa denetimlerinde kalıntı oranlarının az çıkmasına neden olduğu düşünülmektedir. Ülkemizde bu amaçla yapılan pestisit analizleri T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yetkilendirilen kamu laboratuvarları ve özel laboratuvarlar tarafından yürütülmektedir. Bakanlık tarafından resmi ve özel analiz raporları düzenlemek üzere yetkilendirilmiştir. TURKLAB’a üye laboratuvarlar faaliyet kapsamı dahilinde pestisit analiz hizmetlerini ISO/IEC 17025 gerekliliklerine göre TÜRKAK tarafından akredite edilerek sürdürmektedir. Ayrıca tarım ürünlerindeki kalıntı sorunlarının önüne geçebilmek için de, pestisit kalıntı analizlerinin ulusal/uluslararası boyutta güvenilirliği gündeme gelmektedir. TURKLAB üyesi laboratuvarlar, uygulanan kalıntı analiz metotlarının sonuçlarının güvenirliğini sağlayan ISO/IEC 17025, GLP gibi uluslararası standartlar ve QC/QA kalite kontrol/ kalite yönetim sistemleri ile çalışmaktadırlar. 
 
AVRUPA’DAN EKSİĞİMİZ YOK
Özel gıda analiz laboratuvarlarının teknolojik altyapı ve analiz çeşitliliği bağlamında bugün ulaştığı nokta nedir? 
Özellikle Avrupa da hizmet sunan laboratuvarlarla bir kıyaslama yapacak olursak hiçbir eksiğimizin olmadığını kesinlikle söyleyebilirim. Ancak ölçek ekonomisi kurallarının farklı çalıştığını unutmamak gerek. Örnek olarak; Almanya da bir pestisit laboratuvarında 60 adet GC-MS ve 6 adet LCMSMS cihazının 24 saat vardiyalı çalıştığını göz önüne alırsak, farkımızı ancak bu şekilde ifade etmek mümkün. Örnek sayısındaki üstünlük, hem kapasite hem yetkinlik hem de maliyet etkililik sağladığı için dünyanın çeşitli ülkelerinden örnek geliyor. Dileğimiz ülkemizde de bu şekilde uzmanlaşmış kurumların birçok ülkeden gelen örneklere analiz hizmeti verebilmesidir. 
 
Avrupa Birliği uyum sürecinde gıda laboratuvarlarının altyapılarının iyileştirilmesi ve kapasitelerinin artırılması amacıyla derneğinizin de içinde yer aldığı çalışmalardan bahsedebilir misiniz?
TURKLAB, Avrupa Laboratuvar kuruluşlarının çatı organizasyonu olan bir organizasyondur. Ulusal temsiliyeti olan kuruluşların üye olabildiği EUROLAB’a 2004 yılından beri üyeyiz ve 2008 yılından bu yana da yönetim kurulunda temsil edilmekteyiz. AB nezdinde ve ülkeler arasında, teknik ve mevzuat ile ilgili bilgi paylaşımında üyelerimize katkı sağlıyoruz. Akreditasyon standartları ve teknik konularda üye laboratuvar çalışanlarının eğitim ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla TURKLAB Akademi bünyesinde eğitim programları düzenlenmektedir. 
 
Orta ve uzun vadede ülkemizde özel gıda analiz laboratuvarlarının piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetlerinde nasıl bir konuma erişeceğini düşünüyorsunuz? 
Öncelikli olarak TURKLAB üyesi gıda laboratuvarlarının oluşturduğu sektör komitesinden söz etmek isterim. TURKLAB bir sivil toplum kuruluşu olması nedeniyle her üye grubu için uzman bir kadro bulundurması mümkün olamaz. Bu nedenle her alan kendi sektör komitelerini oluşturuyor. Bugüne kadar en aktif ve etkin çalışan komitemiz Gıda Sektör Komitemiz olmuştur. Güncel sorunların çözümü, temel sorunların değerlendirilmesi için yıl içerisinde geniş katılımlı çeşitli toplantılar yapılmakta ve mutabakatla kararlar alınmaktadır. Gıda laboratuvarlarının geleceği açısından piyasa gözetim ve denetim numunelerinin analizlerinde özel sektör laboratuvarlarını aktif rol alması önem taşıyor. Sorunlarla karşılaşıldığında özel laboratuvarlara örnek gönderilmeyerek çözüm bulunması uygulamasından vazgeçilmelidir. Kamu - özel tüm gıda kontrol laboratuvarları eşit yetki ve yetkinlikle işlerini yapmaktadırlar. Özel sektör laboratuvarlarının da Avrupa Birliği’nde olduğu gibi PGD faaliyetlerinde aktif görev almaları gerektiğini düşünüyoruz. Sektör çalışanlarına yönelik eğitimlerin artırılması, denetçilerle ilgili sorunların TÜRKAK ile paylaşılarak giderilmesinin sağlanması, uygunluk değerlendirme, test ve muayene hizmetleri ile ilgili toplumsal farkındalığın artırılmasına yönelik çalışmalar öncelik alanlarımızın başında gelmektedir.