Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
Atıştırmalık ürün trendleri ve aroma vericilerin rolü

Seluz Fragrance & Flavor Aroma Aplikasyon Şefi Zehra Selamet, atıştırmalık ürünlerde son zamanlarda öne çıkan eğilimlei ve aroma vericilerin rölünü anlatıyor. 
 




Seluz cookieDeğişen yaşam koşullarıyla beraber bireylerin gıda tercihlerinde dönüşümler gözlemlenmektedir. Pandemiyle birlikte sosyal medyayla etkileşimin arttığı, günlük rutinlerin değiştiği, dünyanın çevre sağlığıyla ilgili endişelerin fazlalaştığı ve sağlık alanındaki gelişmelerin daha fazla takip edilir hale geldiği yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkmaktadır. Tüketiciler daha sık içerik kontrolü yaparak tüketecekleri ürünlere dair fayda analizi gerçekleştirmeye başlamıştır. Tüketicilerin ilk karşılaştığı ürünü bilinç altı beklentilerin de etkisiyle ambalajı, içeriği, beslenme rutiniyle olan uyumu ve olası faydaları hakkındaki fikirleri bir bütün halinde değerlendirdiği görülmektedir.
 
Tüketicilerin bağışıklık sistemlerini güçlendirmek ile fiziksel ve zihinsel sağlıklarını aktif olarak yönetmeye istekli olmaları fonksiyonel gıdaların talep edilmesine yol açmıştır. Atıştırmalıkların keyif alma ve zaman zaman ara öğün amaçlı tüketilen ürünler olduğundan dolayı pandemi sürecinde artan sağlık endişelerinden en çok etkilenen kategorilerden biri olmuştur. Tüketilecek ürünlerden yüksek enerjili – düşük kalorili olması, sağlığa katkı sağlayabilecek fonksiyonel içeriklerinin olması, özel beslenme ve diyet türlerine uyumlu olması gibi sağlık yönünden beklentiler bulunmaktadır. 
 
‘Masum atıştırmalıklar’ dönemi
Gıda endüstrisi bu dönüşüme yönelik olarak ürün geliştirme ve çeşitlendirme noktasında büyük atılımlar yaparak yağ ve karbonhidrat içeriği azaltılmış ürünler, protein, vitamin veya mineralle zenginleştirilmiş ürünler, bitkisel bazlı süt alternatifli ürünler, kurutulmuş meyve içerikli atıştırmalıklar, probiyotik içerikler, lif içeriği artırılmış ürünleri piyasaya sürmektedir. Bu sağlığı destekleyen aynı zamanda tüketildiğinde de haz veren ürünlere ‘masum atıştırmalıklar’ olarak isimlendirilmeye başlanmıştır. Bu durum, atıştırmalık kategorideki ürünlerin daha büyük tüketim oranlarına sahip olarak raflarda yerini alması sonucunu getirmiştir. Bu eğilimler içinde en önemli sırada tüketicilerin daha sağlıklı hissetmek ve kilo kontrolü sağlamak istemeleri nedeniyle şekerin günlük diyet içinde sınırlandırılması gelmektedir. Atıştırmalık ürünlerde şeker içeriğinin azaltılması hem yapı hem de tat olarak ürünlerin özelliklerini ikame edilmesi gerekli bir konumda bırakıyor. 
 
Seluz ürünlerAroma vericilerin önemi daha da artıyor
Ürün içeriklerinde yapılan bu değişimler nedeniyle ürünlerde meydana gelen tat ve yapısal değişiklikler üzerine AR-GE çalışmalarının gerekliliği daha da önem kazanıyor. Çünkü tüketici alışkanlık ve beklentileri bu yeni gelişen ürünlerin orijinal versiyonlarıyla rekabet edebilecek tat ve yapıya sahip olması yönünde. Bu noktada aroma vericilerin daha fazla önem kazandığını gözlemliyoruz. İstenmeyen tatların minimize edildiği ve ürün içeriklerine uygun aroma verici çözümleriyle lezzetli ürünler elde etmek daha mümkün hale geliyor. Elde edilecek son ürün içerik ve prosesine uygun aroma vericiler geliştirilerek ürünlerin duyusal özelliklerinin artırılması amaçlanmaktadır. Yapılan tüketici tercihi analiz sonuçları bir gıda ürününün tekrar satın alma kararının tüm diğer faktörlerin yanında hala önemli ölçüde ürün tadının beğenilmesine bağlı olduğunu göstermektedir. 
 
Bireyler çeşitli gıdalara intolerans yaşamıyor olsa dahi özel beslenme türlerini denemek ve bunun fiziksel - zihinsel sağlık üzerine etkilerini izleme konusunda istekliler. Buna ek olarak çevreye ve doğaya duyulan saygı nedeniyle hayvansal kaynaklı besinlerin tüketiminin sınırlandırılması da ürünlerden beklenen içeriklerin farklılaşmasını yönlendirir niteliktedir. Beslenme araştırmalarına göre, vegan ve vejetaryen kişi oranı çok yüksek olmasa da tüketicilerin genel eğilimi hayvansal kaynaklarla beslenmeyi sınırlandırma yönünde. Bu faktörlerin glutensiz ve vegan ürünlerin tüketimindeki artışı açıkladığı söylenebilir.
 
Zehra SelametArtan küresel kaygılar beraberinde sürdürülebilirlik, kaynakların korunması, iklim değişikliği ile mücadele, çevreye minimum atık oluşturabilecek içerik ve ambalajlara yönelik bilinç düzeyi artmaktadır. Tüketicilerin bu anlamda da gıda üreticilerinin çevreye saygılı, geleceği öngörebilen teknolojiler kullanarak ekolojiye katkı sağlaması, yerel üreticileri ve çalışanları desteklenmesiyle gezegen ve toplum üzerinde daha olumlu etki yaratmasını beklediği söylenebilir. Endüstriyel üreticilerin tüm bu değerleri göz önünde bulundurarak geliştirdiği politika ve vizyonları yine ürünlerin tercih sebebi olmasına oldukça büyük katkılar sağlamaktadır.